Güncelleme Tarihi:
Tip 2 diyabetin kronik seyirli ve belirti vermediği için sinsi bir hastalık olduğunu ifade eden Op. Dr. Mehmet Deniz, hastalığın kontrol altına alınmadığı durumda tüm sistemleri harap ederek hayatı tehdit eden pek çok sağlık sorununa yol açtığını belirtti.
YAŞAM TARZI DEĞİŞMELİ
Op. Dr. Deniz, hastalığın tanı ve tedavisiyle ilgili şu bilgileri verdi: “Tip 2 diyabet (şeker hastalığı) hastanın yaşam konforunu son derece bozmaktadır. Kronik yorgunluk, hayattan keyif alamama, halsizlik gibi genel yakınmalar başta olmak üzere kalp damar sistemi, göz, böbrek, sinir sistemi gibi pek çok hayati sisteme geriye dönüşü olmayan hasarlar vererek hastanın hayatını son derece olumsuz etkilemektedir.”
YÜZ GÜLDÜRÜCÜ DEĞİL
“Tip 2 diyabetin tedavisinde ilk basamak diyet ve egzersiz programıdır” diyen Op. Dr. Mehmet Deniz, “Özellikle başlangıç döneminde olan diyabette hayat tarzının değişikliği son derece etkili olmaktadır. İleri aşamalarda ise ilaç ve insülin iğne tedavileri devreye girmektedir. Son dönemde yeni jenerasyon ilaç ve insülin tedavilerine rağmen başarı oranı maalesef yüzde 10-15 düzeyini geçememektedir. Üstelik birçok hasta günde 4 kere kendine insülin iğnesi yapmak zorunda, birçok ilacı sabah öğlen akşam içmek zorunda iken; sonuç yeterince maalesef yüz güldürücü olamamaktadır” dedi.
ERKEN TEDAVİ ÖNEMLİ
“METABOLİK cerrahinin asıl amacı vücutta bulunan insülinin doğru şekilde kullanılmasını sağlamak üzerinedir” diyen Op. Dr. Mehmet Deniz, şu bilgileri verdi: “Bilindiği üzere tip 2 diyabet hastalarında insülin rezervi yeterli iken hücresel düzeyde gelişen direnç nedeni ile kan şekeri kontrol altına alınamamaktadır. İşte aslında var olan bu insülini doğru kullanarak tip 2 diyabeti ortadan kaldırmaktadır. Metabolik cerrahinin tüm ameliyatları laparoskopik yöntemle karın içine minik deliklerden girilerek yapılmaktadır. Önce midedeki açlık hormonu salgılayan bölge devre dışı bırakılmakta, ardından ince bağırsağın ileum denilen son kısmı mideye ya da 12 parmak bağırsağına getirilerek insülin benzeri hormonların gıda ile bir an önce karşılaşması sağlanmış olmaktadır. Böylece alınan gıdadaki şeker kana karıştığında, kan şekerinin ani yükselmesine fırsat vermeden kontrol altına alınmış olmaktadır. Operasyon tamamlandıktan sonra ince bağırsağın ilgili bölümünden eskiye nazaran daha fazla salgılanan hormonun pankreas üzerindeki baskıyı kaldırması ile insülin salgılama hızı ciddi oranda artar ve şeker hastalığı son bulur. Tip 2 diyabet hastalarının erken dönemde bu operasyonu geçirmeleri önemlidir.”