Güncelleme Tarihi:
Pınar Güney hem sağlık, hem de merakla başlayan sirke üretimine yılların iş deneyimini de aktararak farkındalık yaratan bir iş insanı. ‘Homemade by Pınar’ın kurucusu Güney’le girişimcilik sürecini ve çalışmalarını konuştuk. 1973 Kastamonu doğumlu olan Pınar Güney, 4 yaşında İstanbul’a geldiğini paylaştı. “Çocukluğum, eğitimlerim ve iş hayatım hep İstanbul’da oldu” diyen Güney, şöyle devam etti:
ARKALARINA BİLE BAKMADILAR
“Uzun yıllar tekstil sektöründe görev aldım. Koşuşturmalı, hızlı ve yorucu yıllardı. Büyük entegre tesislerin, ihracat firmalarının tonajlı kumaş satışındaydım. İşimi hep sevdim ama sanki bir şeyler eksik gibiydi. 2005’te eşimle tanışıp 2008’de evlendik. Ve bir oğlumuz oldu. Hukukçu olan eşimin işi nedeniyle 2003’te Bodrum’a taşınmak zorunda kaldık. Arkamıza bakmadan İstanbul’u terk ettik. Bundan şikayet edemem çünkü şanslı azınlık içinde olduğumuzu gördük hep. Büyük şehirlerdeki karmaşa, kalabalık ve olumsuzluklar artık insanları hayal kurdurmaya yöneltiyor. Ben de hep küçük bir köyde oturmayı hayal ederdim. Bu hayalime kavuşmak mucizelere inanmak gibi geldi o dönem. O yüzden alışmak zor olmadı. Eşimle aynı uyum içinde olmamız da avantaj tabii. Şanslıyız ki, Emre daha 5 yaşındayken düzenimizi Bodrum’da yeniden kurduk. Büyük olsaydı belki biraz zorlanabilirdik.
”HER ŞEY O KÖY EVİNDE BAŞLAD
Yakaköy’de yeni bir hayata başladıklarını söyleyen Pınar Güney, ilk birkaç yılın nasıl geçtiğini pek anlamadığını ama 2018’in sonunda evlerinin hemen alt sokağındaki bir köy evinin kiracısının çıkmasıyla işin renginin değiştiğini paylaştı. Güney, “Hemen o köy evine girdim ve ‘Tutuyorum’ deyip çıktım. İstanbul’da yaşadığım dönem, bir sağlık sorunu sonrası probiyotik ürünlere yönelmiştim. Ağırlığımı da sirkeye vermiştim. Sağlık açısından bize kattığı mucizelere şahit oldukça hayranlığım bir kat daha arttı ve bu işi bir daha hiç bırakmadım. Kendi halimde sirke ve soslar yaptım. Bu uğraş şirin köy evinde yeniden hayat buldu. Ama hukukçu olan eşim, Alman ekolünden geliyor. ‘İzinlerini al, öyle hobini yap’ demesiyle işi resmileştirdik. 2019’da ‘Homemade by Pınar’ ismiyle yola çıktım. İstanbul’da temin edebildiğim meyvelerle sirkeleri kısıtlı kuruyordum. Oysa bulunduğum coğrafyada öyle doğal ki her şey, hemen evimin yanında. Dağdan kekik, adaçayı topluyorum. Yine dalından Bodrum mandalinası, portakal, limon... Bazı meyveleri de yöresinden özel getirtiyorum. Kastamonu’dan kuşburnu, kızılcık, alıç; Antalya’dan zerdeçal, kırmızı erik; Amasya’dan elma” diyerek markanın doğuş öyküsünü aktardı.
SİRKE ÇEŞİDİ 50’YE ULAŞTI
“Ocak 2019’da kurmuş olduğum işletmem, göz açıp kapayıncaya kadar 3’üncü yılına girdi” diyen Pınar Güney, şöyle devam etti: “Bu kısa süre içinde sosyal medyanın etkisi elbette ki, tartışılmaz. Sizi büyük kitlelere taşıyabiliyor. İşimi sevgiyle yapmam karşı tarafa yansıyor sanırım... Kendimi hiç kasmadım, ‘Pınar’ ne ise öyle göründü sosyal medyada. Belki bu da yakın geldi insanlara. İnsanlar artık her şeyin doğalına ulaşmak istiyor. Ben de elimden geldiğince doğal meyve-sebzelerden kurmuş olduğum sirkeleri tüketiciye ulaştırmaya gayret ediyorum. Sürekli bir deneme içinde buluyorum kendimi. Eşimin tavsiyesiyle zencefil sirkesi denedim, çok da başarılı oldu ve sevildi. Bodrum limonuyla beraber kurmaya başladım, sonradan bu da sevildi. Denedikçe hangisi daha çok tercih ediliyorsa orada kalıyorum,. Zencefil-limon sirkesinde kaldık. Acı Meksika biberi, guava, Kastamonu’nun siyah sarımsağından sirke üretim. Farklı şeyler yapmayı seviyorum. 50 çeşit sirkemiz var. Bunların yanında az sayıda da sos.”
ETKİLİ BİR ŞİFA KAYNAĞI
Sirkenin fermantasyon yoluyla üretilen asittik bir sıvı olduğunu belirten Pınar Güney, şu bilgileri paylaştı: “Fransızca ‘vin aigre’, yani ‘ekşi şarap’ sözcüğünden geliyor. Şeker içeriği yüksek olan farklı meyve-sebzelerden yapılabiliyor. Tüm sirkelerin arasındaki ortak tema, yararlı özellikleri ve içeriğinde bulunan antioksidanlar. Sirke; alerji tedavisi, alkali dengeleme, mikrobiyal mücadele, saç elastikiyetini koruma, ağız bakterileriyle mücadele, yüksek kan şekerini düşürme, yağ yakmaya yardımcı olma, kolesterol düzeyini düşürme, reflüyü rahatlatma ve bağırsak sağlığını korumada son derece etkili bir şifa kaynağı. Tüm bu şifalı etkileri sebebiyle de uzmanlar sirke kullanımı konusunda insanları teşvik ediyor. Sirkelerimi hiçbir koruyucu ve katkı maddesi eklemeden meyvelerin ve sebzelerin doğal fermantasyonu sonucu elde ediyorum.”
TEK HEDEF KÜÇÜK KALMAK
Küçükbir işletme olduklarını dile getiren Pınar Güney, “Küçük kurumlar yapıyoruz. Kurumlarımız da sadece cam şişelerde oluyor. Herhangi bir plastik materyal kullanılmıyor. Sebze-meyveleri mevsiminde kuruyoruz. Tüm meyve sirkelerinin kurum sistemi aynı, oluşum ve süreleri farklılık gösterebiliyor sadece. Küçük kalabilmek tek hedefimiz. İşler büyürse kaliteden ödün verme korkusu var açıkçası. Bu yüzden severek, özenerek yapmaya ve küçük kalmaya devam edeceğim. Şimdi yalnız çıktığım bu yolculukta ağabeyimle Bodrum’da tekrar yollarımız kesişti. O da bana yardımcı oluyor” diyor.