Güncelleme Tarihi:
KOLEKTRAL cerrahi alanında çalışan genel cerrahi uzmanları Prof. Dr. Cem Terzi ve Prof. Dr. Emre Canda, son yıllarda rektum kanseri tedavisinde önemli değişiklikler olduğunu ve yeni yaklaşımların başarılı sonuçlar verdiğini açıkladı. Prof. Dr. Terzi, tedavi ile ilgili gelişmeleri şöyle anlattı: “Erken evrede yakalanamayan ya da makata çok yakın olan rektum kanserinde ameliyat öncesi toplam tedavi yaklaşımı, sadece hastalığın nüks etmesini önlemeye yönelik değil, aynı zamanda kür oranını artırmak ve kişinin sağ kalımını artırmaya yönelik. Bu yaklaşımda kemoterapi tedavisi ameliyat öncesine çekiliyor. Böylece sonuçlar çok daha iyi oluyor. Uzak organ sıçraması baştan önlenebiliyor. Işın tedavisinde de 25 gün uzun tedavi verilebildiği gibi, aynı doz 1 hafta gibi kısa bir sürede uygulanabiliyor. Kemoterapi ve ışın tedavisi bittikten sonra bir bekleme süresi var. 12 hafta beklendiğinde tümörün ışın tedavisi ve kemoterapi ile tamamen yok olması ihtimali iki kat artıyor. Bu sayede bir hasta grubunu (yaklaşık yüzde 25) ameliyat etmeden izlemek mümkün oluyor. Ameliyatsız tedavi henüz tüm dünyada kabul görmüş değil. ABD’de genel kılavuzlarda yerini almadı ama Avrupa kılavuzunda yeri var.”
“ORTAK AKIL” TEDAVİSİ
Rektum kanserinde geliştirilen bu yeni tedavi yönteminde onkologlar ve cerrahların birlikte çalışması ve hastaların tedavi açısından biraz sabırlı olmaları gerektiğini söyleyen Cem Terzi, şöyle devam etti: “Tabii birden fazla hekim bir hastayı takip ve tedavi ettiğinde, mutlaka bir koordinasyon gerekiyor. Hastanın tedavisinin tümör konseylerinde düzenli olarak yorumlanması gerekiyor ki, her hasta için doğru kararlar alınabilsin. Eskiden olduğu gibi bu tedavinin karar vericisi sadece cerrahlar değil. Tedavi süreçleri daha demokratik bir süreçle alınacak. Hastanın tedaviye katılımı, kararın demokratikleşmesi çok önemli. Tümör konseyinde her hekimin eşit söz hakkının olduğundan karar ortak akılla verildiği için daha doğru bir tedavi oluyor. Kolorektal cerrahi konusunda deneyimli cerrahların tedaviye doğrudan olumlu katkısı olduğu araştırmalarda kanıtlandı. Buna benzer tümör konseyleri de hastanın gidişatını olumlu yönde etkiliyor.”
AŞIRI UMUT VERİLMEMELİ
Terzi, bu tür gelişmelerin kamuya, hastalara aşırı beklenti, umut verilmeden duyurulmasına işaret ederek, sonuçların bilimsel referanslarla, somut verilerle ifade edilmesi gerektiğini söyledi. Hastanın şartlarının da önemli olduğunu dile getiren Terzi, şu bilgileri paylaştı: “Hasta yakınen izlenebilir mi bakmak lazım. İki ayda bir kontrol, düzenli MR, PET-BT gibi tetkiklerin hep aynı ekip tarafından en az 4 yıl takibi gerekiyor. Ülkenin her yerinde böyle nasıl takip edilir ona bakmak, umut tacirliği yapmadan bu bilgileri doğru aktarmak gerekir. Ama bu olanaklara sahip olan kişiler de var. SGK kapsamında, üniversite hastanelerinin olduğu illerde, bu tarama ve tetkikler ücretsiz yapılabiliyor.”