Güncelleme Tarihi:
Tanyer Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer, sıkışık kent yaşamından bunalanların artık sadece bir konuta değil, çocuklarıyla birlikte huzurlu bir yaşam alanına sahip olmayı istediklerini belirterek, sosyal donatıların ve depreme dayanıklı binaların talep gördüğünü söyledi.
İzmir’de özellikle Bornova ve Bayraklı’da hasarlı binaların bulunduğunu, burada oturanların kiralık konutlara ve daha az katlı binalara ilgi göstermeye başladığını dile getiren Tanyer, “Konut piyasası hareketli günler yaşıyor. Mevcut tüm birikimlerini bir eve yatıran insanların artık daha fazla mağduriyet yaşamamaları için daha bilinçli hareket etmeleri gerekiyor. Ev satın alırken mimari tasarımı kadar binanın teknik özelliklerine ve yeterliliklerine de bakmak önem kazandı. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da zeminle birlikte konutun yapım tarihi, statik yapısı, betonarmesi ve ilgili birimlerden yapı kullanım belgesinin olmalı. Kısacası, üstyapı kadar altyapı ve zemine de dikkat edilmeli. Müteahhitlerden gerekli bilgiler alınmalı. Ülkemizde donanımlı mimar, mühendis, teknik personel ve jeologlar bulunuyor. İzmir, yapı denetiminin en iyi uygulandığı iller arasında yer alıyor” diye konuştu.
GÜVENLİK VE KONFOR ÖN PLANDA
Tanyer Yapı olarak insanların mutluluğunu, güvenliğini ve konforunu ön planda tutan projeleri yaşama geçirdiklerini kaydeden Münir Tanyer, şöyle devam etti: “Konutları planlarken her detayı düşünerek insanlara sunuyoruz. Konutların inşasında ve yapı malzemelerinin seçiminde çevre bilinci ile sürdürülebilirliğe önem veriyoruz. Artık insanların konut tercihleri ve beklentileri değişti. Binaları sadece bir barınma alanı değil, bir yaşam alanı haline getirmek için çalışıyoruz. Evlerin yüksek kalite malzemeye ve teknolojik cihazlara sahip olması yeterli değil, sosyal hayatın ön planda olması da bizim için önemli. Bunun yanı sıra projelerimiz lokasyon olarak kent merkezine, sağlık ve eğitim alanlarına da yakın olması nedeniyle tercih ediliyor. İnsanlar artık pandemi nedeniyle evlerinde daha fazla vakit geçiriyor. Salgın yüzünden insanların evlerdeki beklentileri de değişti. Daha küçük olan mutfaklar büyüme trendine girdi. Aynı şekilde evden home ofis olarak çalışanlar da arttı. Biz de bu beklentilere uygun revizeler yapıyoruz. İnsanlar evlerinden çıkıp kısa bir mesafe içinde toprakla, doğayla temas etmek istiyor. Bizim projelerimiz bu nedenle hem yurtiçinden, hem de yurtdışından ilgi görmeyi sürdürüyor.”
DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMAYALIM
“İzmir’in birinci derecede deprem bölgesi üzerinde bulunduğunu hiçbir zaman unutmamak gerekiyor” diyen Münir Tanyer, bugüne kadar teslim ettikleri tüm projelerin sağlam temeller üzerinde ve depreme dayanıklı nitelikte olduğunu bildirdi. Tanyer, “Projelerimizde deprem güvenliği bizim için çok önemli. 9 büyüklüğünde depreme dayanıklı olacak şekilde konutlar yapıyoruz. Planlama aşamasında jeolojik etüdler, yapı denetimi ve kendi ekiplerimizle birlikte projenin her aşamasında kontrollerimizi titizlikle gerçekleştiriyoruz. Herkes müteahhit olamaz. Bunun için deneyim, teknik bilgi, beceri ve donanım gerekir. 2000’den sonra yapılan binalar depreme dayanıklı olacak şekilde inşa edildi. Yeni yapılan
konutlar bu dönemde daha çok tercih edilecek. Nitelikli konut projeleri de
ilgi görmeye devam edecek” dedi.