Güncelleme Tarihi:
ÖNCELİKLE 300 yıl önce Söke’ye gelerek, o tarihten bu yana tarımsal üretim yapan ve Türk pamuk üretimine çok uzun yıllar boyunca gönül vermiş bir ailenin üyesi olarak bu açıklamaları yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Söke, pamuk üretimi açısından Adana ile birlikte ülkemizdeki öncü bölgelerden biri konumunda. Ne var ki, Adana zaman içinde maliyet unsuruna yenildi, mısır ve meyveciliğe yönelerek pamuktan vazgeçti. Söke ise ‘beyaz altın’a sadakatini sürdürmeye devam ederek bu alanda lider olarak tek başına kaldı. Aslına bakılırsa, Söke pamuk üretim liderliğinde gerçekten ilklere imza atan bir kent. Dahası, olumlu yönde taklidi yapılarak, üreticilerin liderliğini izlediği ve modern tarımın öncüsü olmayı başarmış bir bölge. Pamuk tarımında Söke’nin tarihine bir göz atacak olursanız, ilk ve yeni tohumların ekimini, farklı toprak işleme yöntemlerini ve aletlerini, ilk makineli toplama girişimini, farklı ve yeni çırçır işleme sistemlerini hep bu kentte görürsünüz. Diğer taraftan pamuk üretiminden inatla vazgeçmeyen bir üreticisi vardır Söke’nin. Üreticinin bu bağlılığını birçok nedenle açıklayabilirsiniz. Özellikle bu tarımsal faaliyeti çok iyi bilmesi ve topraklarının pamuk tarımına çok uyumlu olması başlıca sebepler arasında sayılabilir.
‘İLK’LERE İMZA ATAN ŞEHİR
Diğer yandan, istatistiki olarak konuyu ele alırsak, Söke bölgesinde pamuk üretim alanlarının çok dalgalanmadığını göreceksiniz. Ancak denize yakın tarlalarda tuzluluğun fazla olması dolayısıyla zaten pamuktan daha iyi üretilecek ve onunla yarışabilecek ürünler söz konusu değildir. Bu sebeple, o bölge üretim desenini hiç değiştirmez. Söke, pamuğun geçmişinde ülkenin ilk organik pamuk üretimini de yapmış bir bölge olarak anılırken, bugün ‘rejeneratif pamuk’ üretiminde de öncü olmaktadır. Söke üreticisi bu önderliğinin yanı sıra şartlar ne olursa olsun pamuk üretiminden vazgeçmez ve geçmeyecektir de... Bu yüzden, bir Sökeli olarak, geçmişte İzmir Ticaret Borsası’ndaki görevlerimde pamuk üretimini korumak adına birçok projeye öncülük yapmak ve Ulusal Pamuk Konseyi’nde de 10 yıl başkanlık görevini sürdürmeyi bir görev olarak bildim.