Güncelleme Tarihi:
13 yıllık kurumsal hayatın ardından doğduğu topraklara ve yaşadığı evi turizme kazandıran Mansur Arslan tarafından kurulan Gölge’nin Bahçesi, özlenen hayatı misafirlerine sunuyor. Doğal bir ortamda adeta köy yaşamı sunan Gölge’nin Bahçesi, birbirinden bağımsız 3 ayrı evden oluşuyor. 750 metrekare alanda 2 adet 1+0 evin yanı sıra 1 adet 3 yatak odalı dubleks taş ev konuklarını eski yaşama döndürüyor. Mansur Arslan tarafından işletilen Gölge’nin Bahçesi’ndeki her ev birbirinden bağımsız bir şekilde bulunuyor. Her bağımsız bölümde mutfak, banyo, kendine ait bahçe, barbekü alanının yanı sıra ağaçların altında dinlenme alanıyla birlikte sizlere huzuru ve sessizliği sunuyor. Dubleks taş evde ek olarak bir jakuzi bulunuyor. Ortak kullanım alanında ise misafirlerin isteğine göre canlı müzik ve sinema geceleri ile barbekü partileri düzenleniyor.
DÖRT KUŞAĞIN İZLERİ
Gölge’nin Bahçesi’nin bulunduğu alanda dört kuşağın yaşadığını belirten Mansur Arslan, “Dedem, annem, ben ve benim çocuklarım bu alanda yaşadık, büyüdük. Gölge benim kızımın ismi ve buranın adı o yüzden Gölge’nin Bahçesi. Diğer bir bağımsız bölümün adı ise Kuzey’in Evi. Kuzey de oğlumun ismi. Biz sadece hayallerimizi paylaşacağımız bir yer arıyorduk. Bunu da yüz yıllık bir tarihi yapıda kendi avlumuzda bulduğumuza inandık ve sizler için restore ettik. Mutlulukları paylaşmak için” diye konuştu.
DUVARLARDA ŞAİR İZLERİ
İşletmenin duvarlarında 15 şairin resminin yer aldığını kaydeden Mansur Arslan, “Edebiyat yaşamın ayrılmaz bir parçası. Şiir de edebiyatın en önemli kısımlarından birisi. Şiiri kendim de çok severim. Bu yüzden duvarlarımıza edebiyatımıza damga vurmuş önemli şairlerin resimlerini astık. Akşam olunca tüm şairlerin lambaları otomatik olarak yanar, fakat Nazım Hikmet’in lambası yanmaz. Nazım’ın resminin yanında bir buton var. Ona basarsanız Nazım Hikmet yanar ve diğer tüm şairler söner. Bu sırada Genco Erkal Nazım Hikmet’in yaşamak adlı şiirini okur” dedi.