Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

Güncelleme Tarihi:

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2021 12:46

Maceracı ruhu ve içindeki yenilik keşfetme arzusuyla dünyanın pek çok yerinde tüplü dalış yapmış. Dalışlarda köpek balıklarına, mantalara, vatozlara sarılmış. Kanada’nın vahşi doğa parklarında ayıların içinde çadır kampında kalmış. Peru’da İnka Yolu’nda, Kosta Rika’da yağmur ormanlarında yürümüş. Kenya ve Tanzanya’da Masai, Namibya’da Himba, Uganda’da Karamojong kabileleri arasına karışmış. Kendisini ‘tam zamanlı gezgin’ olarak tarif eden Yaprak Gürdal, bugün ‘en büyük aşkım’ dediği Bodrum’da hayatına yön veriyor. “Bodrum’un sadece deniz-kum-güneş ve bitmeyen gece hayatından ibaret olduğunu sanıyorlar. Oysa bu çok büyük bir yanılgı” diyen Gürdal’la maceralarla dolu hayatını, Bodrum ve Milas’ı konuştuk.

Haberin Devamı

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

* Sizi tanıyabilir miyiz? Çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

- Boğaziçi Üniversitesi İş İdaresi ve Anadolu Üniversitesi Yönetim Organizasyon bölümleri mezunuyum. Türkiye’de 10 yıl kurumsal hayatta çalıştıktan sonra Kanada’ya göç ettim. 12 senede orada yine kurumsal hayatta görev yaptım. Gezmeyi her zaman çok severdim. Bundan 10 yıl önce seyahat blogum www. kucukdunya.com’u açarak gezi anılarımı buraya yazmaya başladım. O dönemde Kanada’da yaşıyordum. Gittiğim yerlerin çoğunluğu Kanada, ABD ve Karayipler’den ibaretti. Sonra aniden Türkiye’ye geri dönünce bu gezilerime Uzakdoğu ve Afrika yolculuklarım da eklenmeye başladı. Böylece blogum büyüdü, yazılarım çeşitlendi. Bir gün geldi, bir baktım ki, seyahat yazarı oluvermişim. Yakın çevremden ve takipçilerimden gelen ısrarlar üzerine kısa süre önce ‘Denizaşırı Yalnızlık’ kitabımı çıkardım. Aslında bu kitabı yazmak benim de uzun süredir aklımdaydı ama Kanada’da yaşarken gidemediğim batı bölgelerine de gidip dahil etmeyi istiyordum. Ancak dünyayı sarsan Kovid-19 pandemisi nedeniyle bu mümkün olmayınca hayallerimi ve kitabımı ertelememeye karar verdim. Böylece ‘Denizaşırı Yalnızlık’ doğdu. Kitabım aslında çoğunlukla Kanada’ya göç etme nedenlerimi ve orada bir göçmen olarak yaşadıklarımı anlatıyor. Onun dışında Kuzey Amerika gezi anılarımı da içeriyor. Bundan sonraki gezi yazarlığım, blog yazılarım, Hürriyet Bodrum-Milas ekinde misafir yazar köşem ve yeni yayınlayacağım kitaplarımla devam edecek.

Haberin Devamı

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

DENİZ, KUM, GÜNEŞTEN FAZLASI

* Peki, neden Bodrum?

- Aslında çok uzun zamandır Bodrum’a aşığım. Hatta bu aşk o kadar büyük ki, Kanada’dan Türkiye’ye geri dönmemde en önemli etkenlerden biri. Pandemi sonrası seyahatlerim de durunca Bodrum’a tamamen yerleştim. Bundan böyle de hep Bodrum’da olacağım. Pek çok kişi Bodrum’un sadece deniz-kum-güneş ve bitmeyen gece hayatından ibaret olduğunu sanıyor. Oysa bu çok büyük bir yanılgı. Burası antik dünyanın yedi harikasından birine ev sahipliği yapıyor. Bir volkan kraterimiz var. 4’üncü Buzul Çağı’ndan kalma hurma ağaçlarımız var. Çam ormanlarıyla kaplı yerlerde doğa yürüyüşü yapabiliyoruz. Günübirlik gidebileceğimiz mesafede onlarca antik kent var. Kısacası Bodrum, her tercihe cevap verebilen eşsiz bir yer.

Haberin Devamı

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

PEK ÇOK LEZZET DURAĞI VAR

* Bodrum ve Milas’taki mekanlar hakkındaki düşünceleriniz? Favorilerinizi paylaşabilir misiniz?

- O kadar çok mekan var ki, birini yazsam diğeri eksik kalacak diye korkarım. Yine de kısaca bahsedeyim. Kahvaltı için birkaç önerim olacak. Dağbelen’deki Parpali Restaurant, Karadeniz’i Ege’ye taşıyan bir mekan. 7 dönüm arazide bir yandan Karadeniz müzikleri dinliyor, bir yandan da lezzetli ve doyurucu kahvaltı yapıyorsunuz. Gökçebel’deki Galiptos Mutfak çok özel lezzetler sunuyor. Vegan, vejeteryan menüleri ve paket meze servisleri de var. Bitez’deki Kuytu Bahçe’de mandalina ağaçlarının altında huzur duyarak kahvaltı ediyorsunuz. Konacık’taki Maride Cafe bir patisserie ve 3’üncü nesil kahveci. Ben buraya kahvaltı için de geliyorum. Kaliteli bir akşam yemeğini nefis bir manzarada yemek istediğim zaman 4Reasons Hotel+Bistro’ya gidiyorum. Burası aynı zamanda Bodrum Yarımadası’nın en iyi butik otellerinden biri kabul ediliyor. Doğayı içime çekmek istediğim zaman soluğu Garova Bağları’nda alıyorum. Burası Türkiye’nin tek çiftlik şaraphanesi. Plaj olarak Ortakent’teki Mu Art Cafe’yi çok seviyorum. Müskebi’deki Pab Bodrum ise oldukça keyifli bir beach club. Çimenlerin üzerinde güneşlenebiliyorsunuz. Canlı müzik dinlemek istediğimde hep gittiğim mekan ise Marina Yacht Club.

Haberin Devamı

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

PANDEMİNİN KAZANIMI KİTAP

Pandeminin hayatınıza ve işinize etkilerinden söz eder misiniz?

- Pandemi en çok turizm sektörünü etkiledi. Benim de planladığım çok fazla seyahatim vardı ama ne yazık ki, hepsi iptal oldu. Ancak ben hayatta her yaşadığımızın bir sebebi olduğuna inananlardanım. Gezemediğim bu dönemde üretmeye hiç ara vermedim ve kitap yazarak değerlendirdim. İlk kitabım raflarda yerini aldı bile. Şu anda da üç kitap üzerinde çalışıyorum. Pandemi benim önümde bambaşka kapılar açtı.

Öyle bir aşk ki, rotayı Kanada’dan Bodrum’a çevirtti

ÇOK ZENGİN BİR ROTA

* Sizden bir Bodrum ve Milas programı alabilir miyiz? Neler yapılabilir?

Haberin Devamı

- Tarihi zenginlik ve doğal güzellik açısından bakarsanız Bodrum’da Leleg Yolu ve Pedasa Antik Kenti çok özel yerler. Milas ise gerçekten pek çok zenginliği içinde barındıran bir ilçemiz. Önce Karia’nın, sonra Menteşeoğulları Beyliği’nin başkenti olmuş. Hekatomnos Anıt Mezarı ve Beçin Kalesi burada görülmesi gereken en önemli yerler. Ben bunlara ilaveten bu bölgenin doğal güzelliklerinin görülmesi gerektiğini söyleyeceğim. Örneğin, benim gözümde Türkiye’nin en iyi trekking rotalarından birisi Latmos Dağları’ndan geçiyor. Bodrum veya Milas’tan Bafa’ya gelirseniz buradan da 10 dakikalık araba yolculuğuyla Beşparmak Dağları’nın eteğindeki Gölyaka Köyü’ne varırsınız. Dağa bu köyden çıkabilirsiniz. Latmos Dağları doğal ve kültürel kaynak değerleri bakımından Türkiye’nin en önemli alanlarından. Burada gezinirken bir yanınızda yaklaşık bin yıllık bir kilise, diğer yanınızda 8 bin yıllık kaya çizimleri görüyorsunuz. Yürüyüşünüz sırasında sıra dışı kaya oluşumlarının üzerinden atlıyor, büyülü toprakların eşsiz manzaralarını içinize çekiyorsunuz. Yine de çam ormanlarıyla kaplı yollarda doğa yürüyüşü yapmaya doyamıyorsunuz. Kesinlikle tavsiye ederim.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!