Güncelleme Tarihi:
Tek beklediklerinin koşulsuz itaat olduğunu ifade eden Tunca, “Çocuklarıyla yaşanan problemi veya meselelerin üzerine konuşmak yerine ceza vermeyi, yasaklar koymayı, kısıtlamalar koymayı tercih ederler” dedi. Ebeveynleri tarafından sürekli eleştirildikleri için bu çocuklarda aşağılık duygusunun gelişebileceğini ve saldırgan davranışlarda bulunabileceklerini kaydeden Tunca, evde çok sakin ve itaat ederken, ailesinden gördüğü olumsuz tutumları okulda arkadaşlarına yapabildiklerini ve zorba davranışlar sergileyebildiklerini vurguladı. Yaşanan sorun karşısında çocuğun üzüntüsü, çektiği sıkıntı, yaşadığı hayal kırıklığı, yani genel anlamıyla duygularının önemsenmediğini dile getiren Tunca, “Kendi çocuklarının tarzını, mizacını, ihtiyaçlarını görmezden gelerek sadece kendi koyduğu kural ve şablona uygun olarak yaşamasını isterler. Yenilikler ve değişiklikler karşısında esneklik yoktur. Tüm bu yapı içinde yetişen çocuk, yetişkin olduğunda temelinde duygusal olarak ihmal edilmiş olarak büyümüş olur. Çünkü sevgi, koşullu alınmıştır. Anne-babasının koyduğu kurallara uygun davrandığı zaman onaylanmıştır. Sessiz ve problemsizse, anne ve babasına itaat etmiş ise görünür olmuştur. Yetişirken çocuğun zihninde oluşan fikir, kurallara uymazsam sevilmemdir” diye konuştu.
BU ORTAMDA BÜYÜMEK
“Baskıcı ebeveynler tarafından yetişmişseniz kendinize güven duymakta zorlanıyor olabilirsiniz” diyen Ceyda Tunca, şöyle devam etti: “Diğer insanlar ile iletişim kurmakta zorlanıyor olabilir, içe kapanık olabilirsiniz. Başkalarından yardım istemek sizin için hiç kolay olmayabilir. Bir durum karşısında ne hissettiğinizi anlamakta güçlük çekiyor olabilirsiniz. Kendi kendinizi yatıştırmak ve sakinleştirmekte zorlanıyor olabilirsiniz. Tüm bunlar çocukluğunuzdan itibaren oluşan ve size yetişkin hayatınızın zorlukları olarak ortaya çıkabilir. Ek olarak, çocuk yetişirken, taleplerin, ihtiyaçların ifade edilmesinin ebeveynler tarafından uygun ve doğru olmadığını öğrenir. Dolayısıyla yetişkin hayatında da bu döngü devam eder ve kendi fikirlerinin ve ihtiyaçlarının önemli olmadığını öğrenmiş olur. Yetişkin olduğunda bu otorite ile büyüyen kişiler, istek ve ihtiyaçlarından ötürü suçluluk hissetmeye devam eder, duygu ve ihtiyaçlarının normal olmadığını düşünerek yok saymaya meyilli olurlar.”