Güncelleme Tarihi:
Burcu ve Aysun Çıtlak, İstanbul’daki kurulu düzen, iş, aile ve sevdiklerini bırakıp Bodrum’da yepyeni bir hayata başlayacak kadar gözü kara iki iş insanı. Başarısız modellere rağmen manevi birikimleriyle başarıya ulaşmış iki genç girişimci. White and Blue Hotel’in sahipleri Burcu ile Aysun Çıtlak kardeşlerle kariyer yolculuklarından Bodrum’a geliş sürecine kadar birçok konuyu konuştuk.
Burcu Çıtlak - Aysun Çıtak
BUNU KENDİME NEDEN YAPIYORUM
Doğma büyüme İstanbullu olduklarını söyleyen Burcu Çıtlak, “Halkla ilişkiler mezunuyum. Boğaziçi Üniversitesi’nde de eetkinlik yönetimi eğitimi aldım. Uzun yıllar İstanbul’da yüzlerce davet ve düğün organize ettim. Ardından, Türkiye’nin her yerinde uluslararası kongre ve etkinlikler ile özel organizasyonların her aşamasını yönettim. Aysun ise ticaret mezunu. O da uzun yıllar İstanbul’da insan kaynakları uzmanı olarak çalışıp bu alanda kariyer yaptı. Tabii bir noktadan sonra hayatımızın sürekli koşuşturmakla geçtiğini, buna rağmen elimizde sadece tatminsizlik olduğunu fark ettik. Güzel paralar kazanıyorduk ama sürekli seyahatler, susmayan telefonlar, bitmeyen teklifler, bütçeler, ihaleler, trafik, stres dolu bir hayatımız vardı. Kurumsal hayatın içinde nefes almadan çalıştığımı ancak mutlu olmadığımı hissetmeye başlamıştım. En son bir iş seyahatimde uçakta panik atak krizi geçirdiğimde, ‘Bunu kendime neden yapıyorum?’ dedim ve bir hafta sonra işimden istifa ettim” dedi.
BÜYÜK ŞEHİR KAOSUNDAN UZAKTA
Yıllarca bir parçası gibi olan iş hayatından istifa Burcu Çıtlak’ı hafifletmiş. Bu süreçte de stresten ve uzun saatler çalışmaktan çok yorulan kardeşi Aysun’la birlikte tatil için Bodrum’un yolunu tutmuş. Burcu Çıtlak, hikayenin devamını şöyle anlattı: “İkimizin ortak birçok hayali vardı. Bunlardan biri de bir sahil kasabasında butik otel işletmekti. Bodrum, büyük şehirde yaşayan hemen herkes gibi emekliliğimizde yerleşeceğimiz yerdi. İşten istifa edip geldiğim tatil programımda sohbet eşliğinde butik şirin bir otelin devredildiğini duyar duymaz yıllardır beklediğimiz haber buymuş gibi hissettik ve kendimizi konunun içinde bulduk. Sıra Aysun’un da istifa etmesine gelmişti. Sonrasında kolları sıvayıp işe koyulduk. Her bir detayı özenle tasarladık. Kendimizi emeklilik hayalimizi genç yaşımızda gerçekleştirmiş ve büyük şehir kaosundan uzak bir hayatın içinde bulduk.”
İŞ DEĞİL, HOBİ GİBİ GELİYOR
5 yıldır işlettikleri White and Blue’yu aynı zamanda evleri gibi benimsediklerini dile getiren Aysun Çıtlaki ise 7 odalı butik otellerinin hayvan dostu olduğunu paylaştı. Aysun Çıtlak, “Ev rahatlığında, bir o kadar da konforlu ve özenli, gelenin kalbini bıraktığı bir otel. Kitaplığımız, misafirlerimizi çocukluğuna götüren salıncağımız, ev yapımı reçellerimiz ile samimi ve güven veren, iyi hissettiren, tertemiz, sıcacık, huzurlu bir otel oluşturmaya gayret ettik. İnsan sadece para kazanma ya da kariyer yapmaya odaklanmayınca yaptıkları iş gibi değil, hobi gibi geliyor. Biz artık sadece kendimize iyi gelen şeyi yapıyor, kendimizi dönüştürüyor ve bunu da paylaşmayı seviyoruz. Haliyle bu bütün işlerimize de olumlu olarak yansıyor. Severek yaptığınız her iş ışıldıyor” diye konuştu.
HİÇBİR ŞEY ALTIN
TABAKTA SUNULMADI
“BİR hayale yelken açmıştık, limanın Bodrum olacağını bilmiyorduk” diyen Burcu Çıtlak, insanların otele geldiğinde kendilerine, “Ne kadar şanslısınız!” dediğini paylaştı. İstanbul’dan buraya gelen arkadaşlarının hayatlarına özendiklerini ifade eden Çıtlak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu şans işi değil, emek ve özveri işi. Bizim şanslı olduğumuz tek nokta vardı, o da ne istediğimizi kendimize sormak ve bu yönde adım atabilme cesareti göstermekti. Ne kız kardeşimin ne benim, ciddi bir birikimimiz yoktu. Bu işi çok ciddi sermayelerle yapmak üzere başlayıp, maalesef başarısız olan insanlar tanıdık. Biz belki maddi değil, manevi birikimimize güvendik, oldukça cesaretliydik ve her şeye sıfırdan başlamak istedik. Hayatımızda da, Bodrum’da da hiçbir şey altın tabakta sunulmadı elbette. Hep çok çalıştık.”