Güncelleme Tarihi:
ALAÇATI Köyiçi’nde konumlanan Bernadet Hotel, hayatın tüm renklerini misafirleriyle buluşturuyor. Konaklama, gastronomi, sanat, spor ve etkinlikleriyle her daim yaşayan bir tesis olan Bernadet, karmaşadan uzak, özlediğimiz Alaçatı ruhunu tam anlamıyla yaşamanızı sağlıyor. 2003’te Alaçatı’ya ilk kez geldiğinde havasına, suyuna, toprağına, rüzgarına, mimarisine aşık olan eşinin burada otel açma hayalini yerine getiren Vedat Mimaroğlu, 2015’te Berna Hanım’ı hastalık yüzünden kaybetmiş. Kerem ve İrem’in anneleri Berna Hanım’a ithafen, onun ruhunu yaşatmak fikriyle hayata geçen Bernadet, ismini Berna Tunalı Mimaroğlu’ndan almış. Vedat Bey’in eşi Berna Hanım’a hediye ettiği bin yıllık zeytin ağacı otelin bahçesinde sizi karşılarken, Berna Hanım zeytin ağacından konuklarına hem Alaçatı, hem sanat, spor ve gastronomi, hem de insan sevgisini ve enerjisini yaymaya devam ediyor. Zarif dekoru, atölyeleri, buluşmaları ve ortak alanlarıyla aradığınız samimiyeti yansıtan otelin felsefesi paylaşım ve gelişim üzerine...
EN ÖNEMLİ DEĞER PAYLAŞIM
Kerem Mimaroğlu, otel için paylaşımın en önemli değerlerden biri olduğunu söyleyerek, “Burada önemli olan şey sunulan değerleri insanların birbiriyle paylaşması, eksikleri doldurabilmesi, ortaya sinerji ile kendi parçalarından daha büyük bir şey çıkartabilmeleri. Bu her anlamda büyüme ve gelişmeye vesile oluyor. Alaçatı’da ve dünyanın genelinde bu paylaşım, kolektif enerji ve hareketin olması gerektiğinin altında olduğuna inanıyoruz. İnsanların daha çok birbirini besleyeceğine ve büyütebileceğine inanıyoruz. O yüzden bunu daha geliştirmek ve keyif almak için buradayız” dedi.
Bir yaşam projesi yapmak için yola çıktıklarını belirten İrem Mimaroğlu ise, “Bernadet’te yapmak istediğimiz; turizme, yerel bölgeye, tarihe, insanlara değer katan şeyleri desteklemek, artırmak ve farkındalık sağlamak. Mekanın ötesinde hayat tarzı ve hayata bakış açısı Bernadet’i özel kılıyor” şeklinde konuştu.
YAŞADIKÇA SİZİ KUCAKLIYOR
HER biri farklı bir konsepti yansıtan Bernadet’in bahçesinde 4 farklı taş bina bulunuyor. Birinci binada fırında pişen birbirinden enfes lezzetlerin harika kokusu sizi karşılarken, kütüphanedeki gastronomi kitaplarını huzurla okuyabiliyor, ekmek, pasta ve yemek atölyelerine katılabiliyorsunuz. İkinci bina sanat deneyimlerine adanmış. İki kata yayılmış atölye alanlarında seramik, porselen, cam, ahşap sanat atölyeleri, sohbet ve söyleşileri gerçekleşiyor. Üçüncü bina spor ve sağlık temalı. Yoga-meditasyon, terapi-masaj, pilates odaları, fitness ve kardiyo salonunda hem kişisel sporunuzu yapabiliyor, hem de grup derslerine katılabiliyorsunuz. Kurumsal binada ise toplantı odaları ve sinema salonu bulunuyor. Dışarıdan sadece bina gibi gözüken bu otel yaşadıkça sizi kucaklıyor.
Otelin 16 odası da zevkle, zarafetle, özenle döşenmiş, ferah ve ışıl ışıl. 12 ay yaşayan bu vahada sinema geceleri, şiir sohbetleri, yemek ve yaşam atölyeleri gerçekleşiyor.