Güncelleme Tarihi:
‘Bodrum Paşası’ olarak da anılan Sanat Güneşi’miz Zeki Müren’in 1980’den vefat ettiği 1996’ya kadar yaşadığı Bodrum’daki iki katlı evi 2000 yılında müzeye dönüştürüldü. Burada, sanatçının hayatı ve eserleriyle ilgili belgeler sergileniyor. Özel eşyalarını, fotoğraflarını, sahne kıyafetlerini gördüğünüz evi onun şarkıları eşliğinde gezebiliyorsunuz.
PANDEMİDE DE ZİYARET MÜMKÜN
Uzun zamandır Bodrum Zeki Müren Sanat Müzesi’ne yolum düşmemişti. Havayı güneşli bulduğum bir Bodrum gününde içimden bir ses bana Bodrum Zeki Müren Sanat Müzesi’ne gitmemi söyledi. Pandemi yüzünden neyle karşılaşacağımı hiç bilmiyordum. Ama iyi ki, yolumu buraya çevirmişim. Çoluk-çocuk-genç-yaşlı çok sayıda insanın müzeyi ziyaret ettiğini görmek beni gerçekten çok mutlu etti. Bir teyzeye yaklaşıp, “Teyzeciğim sen de annem gibi Zeki Müren hayranı mısın? Biliyor musun annem Zeki Müren’i İstanbul’da Maksim Gazinosu’nda dinlerken öyle heyecanlanmış ki, alkışlarken çıkardığı çok pahalı bir yüzüğü orada unutmuş” dedim. Teyzeyle muhabbetimizin üzerine de annemi görüntülü arayıp müzeyi ona da gezdirdim.
SANAT BİZİM TEK SEÇENEĞİMİZ
Hani Atam da demiş ya, “Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz. Bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama sanatçı olamazsınız.” Müzeyi Zeki Müren’in sesi eşliğinde gezerken ben de hep bu sözün ne kadar haklı olduğunu düşünüp durdum. Zeki Müren bir devrimciydi. Cesurdu. Olağanüstü sesiyle hepimizi alıp başka diyarlara ışınlamayı başardı. Bize çok şey öğretti. Çok şey düşündürttü. Bizi çağımızın ötesine taşımayı başardı. Çok özeldi. O kadar özeldi ki, tüm varlığını TSK Mehmetçik Vakfı ve Türk Eğitim Vakfı’na bağışladı. Yani o sadece yaşarken yaşamadı. Ölümsüz olmayı da başardı. Sanatsız bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. Eğer hayata karşı ümitli, dirençli ve hevesli olmak istiyorsak sanat bizim tek seçeneğimiz.