Güncelleme Tarihi:
DOKUZ Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarım ve Yönetmenlik Anasanat Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sali Saliji, Balkan Müzik Üçlemesi'nin sonuncusu olan 'Tamburica: Düzlüğün Sesi' adlı uzun metrajlı belgesel film çalışmalarına devam ediyor. İlk iki filmde çok olumlu dönüşler aldığını belirten Saliji, "Belgeselin merkezinde müzik var ama Balkanlar'ın tarihinde acı ve savaşlar önemli bir yer tutuyor. Asıl amacım Türkiye ve Balkanlar'a hakim birisi olarak köprü işlevi üstlenip müziğin birleştirici gücünü göstermek" dedi.
Makedonya'da dünyaya gelen Yrd. Doç. Dr. Sali Saliji, babasının görevi nedeniyle bir süre Sırbistan'da yaşadı, üniversite eğitimini Saraybosna'da almaya başlayan Yrd. Doç. Dr. Saliji, savaş nedeniyle eğitimi yarıda bırakmak zorunda kaldı. Daha sonra Türkiye'ye gelen Saliji, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi'nde (GSF) eğitimin tamamladı. Akademik kariyerini GSF Film Tasarım ve Yönetmenlik Anasanat Dalı'nda öğretim üyesi olarak sürdüren Yrd. Doç. Dr. Sali Saliji, tiyatro, deneysel film, klip ve reklam gibi bir çok alanda yönetmenlik yaparken, son 7 yıldır da belgesel çalışmalarına yoğunlaştı. Müziğin toplumlar arasındaki birleştirici gücüne vurgu yapmak üzere 2011 yılında 'Balkan Müzik Üçlemesi' adlı projeyle yola çıkan Saliji, 'Çal Trompet (belgesel olmak istemeyen bir film)' ve 'Sevdalinka: Ruhun Simyası' adlı iki uzun metrajlı belgesel film çekti. Balkan Müzik Üçlemesi'nin sonuncusu olan ve DEÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından da desteklenen 'Tamburica: Düzlüğün Sesi' adlı belgeselin çekimlerine devam eden Yrd. Doç. Dr. Saliji, "Belgeselin merkezinde müzik var ama Balkanlar'ın tarihinde acı ve savaşlar önemli bir yer tutuyor. Asıl amacım Türkiye ve Balkanlar'a hakim birisi olarak köprü işlevi üstlenip müziğin birleştirici gücünü göstermek" diye konuştu.
ÜÇ FİLMİN KONUSU DA MÜZİK
Belgesellerin merkezinde müziğin olmasına rağmen içerikte bölge tarihi ve savaşın da işlendiğine dikkat çeken Saliji şunları söyledi:
"Her filmin yapım süreci iki yılı buluyor. Kısa süre önce 'Sevdalinka: Ruhun Simyası' adlı filmimizin gösterimini yaptık. Gösterime üst düzey devlet yetkilileri de katıldı. Çok ciddi geri dönüşler oldu. Konuyla ilgilenenler bir üniversitenin böyle bir çalışmaya destek vermesine şaşırıyor. Bu aslında Türkiye için prestij çalışması. Çünkü bana göre Balkanlar Türkiye'nin ayrılmaz parçası. Çalışmalarım sırasında fark ettim ki ne Türkiye'de yaşayanlar, ne de Balkanlar'da yaşayanlar birbirlerini iyi tanımıyorlar. Her iki taraf da batılıların onlara baktığı gözle birbirlerine bakıyor. Söz konusu üçleme, bu bakış açısının değiştirilmesini de amaçlıyor. Balkanları pek tanımayan birisi bu üçlemeyi izledikten sonra Balkanlarla ilgili iyi bilgi sahibi olabilir."
"SEVDALİNKA, BOŞNAK EV AVLULARINDAN SOKAĞA TAŞTIKTAN SONRA HERKESİN OLDU"
Sırbistan'ın, Sevdalinka'yı Bosna ve Boşnak kültürüne ait olduğunu kabul ettiğini söyleyen Saliji, "Ancak şunu söylüyorlar; 'Sevdalinka Boşnak ev avlularından sokağa taştıktan sonra herkesin oldu. Hepimiz sevdik, hepimiz sahiplendik.' Buna zaten itiraz eden yok. Birçok Sevdalinka'nın bestecisi, söz yazarı Sırp'tır. Ancak kimse 'Sevdalinka Sırp müziğidir' demez. Boşnaklar ve Sırplar korkunç bir savaş yaşadı. Buna karşılık müzik konusuna girdiğinizde, müziğin ne kadar birleştirici ve pekiştirici bir şey olduğunu görüyorsunuz. Kaldı ki Balkanlara yeni savaşlar değil, sağlıklı ve beraber yaşanabilecek bir gelecek inşa edilmesi gerekir. Üçlemenin sonuncusu olan ve çekimlerinde sona geldiğimiz 'Tamburica: Düzlüğün Sesi'nde Sırbistan sınırlarında kalan Macarların çoğunlukta olduğu Voyvodina özerk bölgesinde çıkan bir müzik türünü konu alıyoruz. Bu belgeselin gösterimini 2018'de yapmayı planlıyoruz" dedi.
Mehmet KURT / İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAF