Güncelleme Tarihi:
MUĞLA bilindiği gibi dünya çapında bir turizm merkezi. Ancak, bir yandan da muhteşem bir doğaya sahip olmanın yanı sıra tarım, gıda ve ormancılık sektörlerinde büyük bir potansiyeli barındırıyor. Her ne kadar söz konusu tarımsal potansiyel turizm performansının gölgesinde kalsa da Muğla özellikle son yıllarda tarım, gıda ve orman ürünleri ile kendini kabul ettirmeye başladı. İl Tarım ve Orman Müdürü, veteriner hekim Barış Saylak, ilin giderek yükselen tarımsal değerini şöyle anlatıyor...
KATMA DEĞERLİ ÜRETİM
“2019 yılı Kasım ayında göreve başlarken bir tek hedefimiz vardı. Doğduğumuz bu güzel topraklarda üretim yapan bir çiftçi ailenin çocuğu olarak önce üreticinin yanında olacağız, sonra da ortak akılla tarımda Muğla’nın tüm paydaşlarıyla birlikte yol yürüyeceğiz. Yanı sıra, ‘Tarım ve turizm birbirinin alternatifi değil, ikisi el ele ve omuz omuza gidecek’ dedik. Muğla mikroklima özelliği dolayısıyla çok zengin bir ürün çeşitliliğine sahip olan ve nüfusunun yüzde 54’ü kırsalda yaşayan bir turizm bölgesi. Muğla’nın tarım vizyonu ise toplumun sağlıklı beslenme ihtiyaçlarını yeterli nicelik ve nitelikte, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir yollarla karşılayabilen, bir yandan biyolojik çeşitliliğini korurken, diğer yandan bunu toplumsal yarara dönüştürebilen, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir, verimliliği yükselen bir üretimin de katkısıyla hem ulusal hem de uluslararası alanda Muğla markalı ürünlerinin satış ve pazarlamasını da yapabilen bir tarım bölgesi olmaktır. Bu çerçevede bitkisel ve hayvansal üretimle gıda arasında ilişki kurarak bütüncül bir perspektif çizmeye gayret ediyor ve kırsal kalkınma hedefimizle Muğla’mızı yüksek katma değerli üretim merkezi haline getirmeye çalışıyoruz.
AGRO TURİZM HEDEFİ
Ancak bizim sürdürülebilir tarım ve güvenilir gıda arzı için kırsaldaki insanların ahır, tarla ve bahçelerinde ürettikleriyle para kazanmalarını sağlamamız şart. Bunun adına ister agro-turizm, ister kırsal turizm, ister kültür turizmi diyebilirsiniz. Ne dersek diyelim, amaç üreticinin ürününün değerlenmesi, istikrarlı gelir yaratmasıdır. Örneğin bu yıl Muğla’da herkes zeytin ağaçlarına çok iyi bakacak. Çünkü zeytinyağı iyi kazanç getiriyor. Üretici para kazandığı sürece kırsalda yaşamaya devam eder. Bizlerin de Tarım ve Orman Bakanımız Vahit Kirişçi’nin öncülüğünde yapmaya çalıştığımız şey bu! Bunun için emek veriyoruz. Turizmde de tarımda da başkent olma iddiamız var. İl Müdürlüğü olarak tarım konusunda üzerimize düşen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken elbette turizmi öteleyip karşımıza almak gibi bir düşüncemiz yok. İki sektörün birlikte büyümesi gerekiyor.
KÖY YAŞAM MERKEZLERİ
‘Köy Yaşam Merkezleri’ diye bir projemiz var. Milli Eğitim Bakanlığı ve Tarım Orman Bakanlığı bir protokol imzalayarak eski köy okullarını yeniden açmaya başladı. Bu projeyi çok önemsiyorum. Seki Yaylası’ndaki Köy Yaşam Merkezi’ne arkadaşlarımız haftanın belli günlerinde gidip hizmet verecek. Köyde yaşayan hemşehrilerimizin isteklerini, taleplerini dinleyecek, çözüm üretmeye çalışacak. Artık kırsala dönme vakti geldi. Çok uzun yıllar köyden kente göçü yaşadık. Bu artık değişiyor. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı teşkilatları olarak kırsal kalkınma yatırımlarına önem vermemizin sebebi de bu. ‘Gelin’ diyoruz vatandaşa, ‘Size destek vereceğiz, size hibe vereceğiz.’ Devletin bankası, birliklere, üreticilere, güneş enerjisi ve sulama sistemleri için milyonlarca lira kredi veriyor. Biz de yaşadığımız bölgede bunu yapmaya çalışıyoruz. Üreticilerimiz bize başvursun istiyoruz. Her mecradan bunu duyurmaya çalışıyoruz. Yeterli mi? Hayır, yeterli değil.
UZMAN ELLER PROJESİ
Sekiz yıl aradan sonra ilk kez geçtiğimiz yıl Bakanlığımız, küçük aile işletmelerine makine, alet ekipman desteği sağlamaya başladı. Zeytin silkme makinesinden pulluğa, ilaçlama makinesinden (bu yıl biz 63 adet verdik) üreticimizin ihtiyaç duyduğu her makineye destek veriyoruz. Halen başvurularımız devam ediyor. Buradan da hatırlatmak istiyorum. Üreticilerimiz lütfen gelsin, bize başvursun ve bu imkanlardan yararlansın. Geçtiğimiz yıl 14’üncü etap boyunca 13 ilçede 985 üreticiye 985 makine ekipmanı dağıtıldı. Ayrıca ekonomik ve altyapı destek programı kapsamında 13 projenin 14 milyon liralık kısmının 7 milyon lirası hibe edilerek projelerin hayata geçirilmesi sağlandı. Üniversitelerimizin tarım ve gıda bölümlerinden, liselerimizin ilgili bölümlerinden mezun olan genç kardeşlerimize, her birine 250 bin TL kırsalda yaşamak koşuluyla hibe sağlıyoruz. ‘Uzman Eller Projesi’ ile kırsal ve tarımsal kalkınmaya yeni bir nefes veriyoruz. Çünkü biz tarıma bütünleşik bakıyoruz. Şu gerçeği aklımızdan çıkarmayalım, kırsalı boşaltırsak üretemeyiz.
KIRSALA DÖNÜŞ ZAMANI
Biraz önce de ifade ettim, yeniden vurgulamak isterim. Şimdi yeniden kırsala dönüş vakti geldi. Ne var ki insanların sosyo-ekonomik ihtiyaçlarını ve kırsalda barınmaları için gereken koşulları sağlayamazsanız. Bu, hayalden öte gitmez. Şükürler olsun, devlet bir karar aldı. Kapattığımız okulları yeniden açtık. ‘Köy Yaşam Merkezleri’ dedik adına da... Bu, bizim olmazsa olmazımız. Öğretmenlerimiz de orada olsun. Biz de oralarda hizmet noktalarımızı açacağız. Tarım teşkilatı olarak sahada olmak zorundayız. Tarlada, bahçede, ahırda ve işletmede olmak durumundayız. Şunu da söyleyeyim. Ben çok şanslı bir il müdürüyüm. Çünkü arkadaşlarım çok özverili çalışıyor. Üreticinin ayağına hizmeti götürmek çok ama çok elzem. İşte bizler çalışma arkadaşlarımızla uyum içinde bu hedefe ulaşmak için mücadele ediyoruz.
TARIM ALANLARI YOK EDİLMİYOR
Tarım arazilerinin kullanımıyla ilgili çok yanlış söylentiler var. Bakınız, 2018’de 148 bin dönüm tespitli meramız bulunuyordu. Bunu 2022’de 182 bin dekara çıkardık. Mera alanlarımızı küçükbaş hayvancılığı desteklemek ve yem fiyatları artışının önüne geçebilmek için genişletmeye çalışıyoruz. Çobanlarımız yeniden meraları şenlendirsin diye çalışıyoruz. Size somut bir örnek vereyim. Bodrum’un Küdür Mevkisi birinci derece arkeolojik ve SİT alanıdır. 4 bin dönümlük alanı mera olarak tescilledik. Burası işgal edilmiş bir alandı. Boşalttırdık. Ancak hemen, ‘Ranta mı açılıyor?’ karalamaları başlıyor. Neden bize işin aslını sormuyorsunuz? Niye bu kadar önyargılısınız? Biz oradaki 7 çobanımız için ıslah ettik mera alanını. Çobanlarımız için gölgelikler kuruyoruz, suluklar yerleştiriyoruz. Bütün bunları çobanlarımızın ihtiyaçlarını gidermek için yapıyoruz. Bir örnek daha vereyim, 2004-2019 arasında 6 bin 400 dekar mera ıslahı yapılmış. Biz 2022’de 18-19 bin dekara çıkardık bu alanı. Hep birlikte yaptık bunu. Gücümüzü yaptığımız işlerden ve üreticimizden alıyoruz.
ORTAK AKIL ÖNEMLİ
Türkiye’de son yıllarda çok moda olan trendler var. Tropik meyve-sebze yetiştiriciliği, diğeri de lavanta yetiştiriciliği. Turizm faaliyeti adına yapılan işler bunlar. Tabii iyi niyetle bu işleri yapmaya gayret edenler var. Söz gelimi, yerel yönetimler ve STK’lar... Ancak bu işin uzmanı 100 küsur yıllık deneyimiyle Tarım ve Orman Bakanlığı’dır. Bırakın biz işimizi yapalım, siz de kendi işinizi... Yarın sökülüp tekrar tarım yapılacak alanları, bir kuruş katma değer yaratmayacak ürünlerle doldurmayın lütfen. İyilik etmiyorsunuz. Gelin, bu tür faaliyetleri ortak akılla, birlikte yapalım. Madem bir kaynak ayıracaksınız, gelin vatandaşa faydası olacak işleri birlikte yapalım. Örneğin drone ile ilaçlama yapamazsınız. Yasası ve yönetmeliği var. Arının olduğu lokasyonda havadan ilaç gönderemezsiniz. Art niyetli hareket edilmiyor belki ama lütfen ortak akıl... Bakanlık olarak 2015’ten bu yana tıbbi ve aromatik bitki üretimine önem veriyoruz. Halihazırda 215 dekardan 5 bin dekara ulaşmışız. Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüz, Muğla’yı bu alanda kümelenme merkezi ilan etti. Şimdi biz de bu doğrultuda çalışıyoruz. Geldiğimiz aşamada Türkiye’nin parmakla gösterdiği bir il olduk. Yine somut bir gelişmeyi haber vermiş olayım, 1.3 milyon fideyi toprakla buluşturuyoruz.