Mücevherin seçkin ismi: Gradiva Mücevher

1969 yılında Hava Kuvvetleri’nden emekli olan babası Ali Gezmez’in Kemeraltı Kuyumcular Çarşısı’nda ‘Uçak Mücevherat’ adı altında kuyumculuk mesleğine başladığını belirten Haluk Gezmez, kendisinin de o sırada Almanya’da eğitimine devam ettiğini söyledi. 1987 yılında Türkiye’ye döndüğünü kaydeden Haluk Gezmez, “1992 yılına kadar başka işlerle de uğraştıktan sonra, çocukluk aşkım olan kuyumculuğa geri döndüm. Babam 1993’te vefat edince, işleri ben devraldım. 2000’li yılların başında bir ortağım ile birlikte İzmir’de Vera Luz adında bir marka kurduktan sonra, yepyeni bir heyecan ve vizyonla markayı 2014 yılında ortağıma devrettim ve bugünün yüksek mücevher markası olan Gradiva Mücevher’i kurdum” dedi.

İSTİNYE PARK’TA ŞUBE

Yeni açılan İstinye Park İzmir’e dahil olup şubeleşerek güçlendiklerini vurgulayan Haluk Gezmez, İstinye Park İzmir projesine dahil olan sayılı mücevher mağazalarından biri olduklarını kaydetti. “Köklü bir mücevher markası olmamız ve seçkin tasarılarımız, bizi bu noktaya getirdi” diyen Haluk Gezmez, Gradiva markasını nasıl yarattığını da şöyle dile getirdi: “Almanya’da okudum fakat çocukluk hayatım Kemeraltı Kuyumcular Çarşısı’nda geçti. Ben 7 yaşında boya tüccarı dedemin yanında, sonrasında babamın yanında iş hayatını öğrendim. Bütün lise hayatım Kemeraltı’nda geçti. O zamanların en seçkin ve keyifli çarşısıydı. Kemeraltı, İzmir’in gözbebeğiydi. Babam Hava Kuvvetleri’nden emekli olduğu için onun bütün çevresi bizim mağazamızda buluşurdu. Gümüldür’deki askeri kampa gelen herkes mutlaka mağazamıza uğrardı. O zamanlarda da İzmir’in en seçkin ürünlerinin satıldığı bir mağazamız vardı. Üretimimizi İstanbul’da yapardık. Pırlantalı özel tasarımlarımız çok ilgi görürdü. Bizim dışımızda özel tasarım yapan sadece bir mağaza daha vardı. Uçak Mücevherat olarak hiç kimsede olmayan modeller, ithal tasarımlar bizdeydi. Babam ilk taksitli alışverişi o zaman başlatmıştı. Faiz yok, kredi kartı, senet yok, deftere yaz ver. Bütün eşini dostunu ürün sahibi yaptı. Hala büyük bir mutlulukla gelip ‘bunu sizden o zamanlar almıştım’ diyenler oluyor. Gençliğimdeki kuyumculuk hayatını hiç unutamadım. Bugün de tüm tasarımlarımız ve üretimimiz İstanbul Kapalı Çarşı’daki üretim merkezimizde yapılıyor. Üretimi biz gerçekleştirdiğimiz için çok sayıda özel tasarım siparişi de alıyoruz. Kişinin hayal ettiği ürünü dilediği şekilde tasarlayabiliyoruz. Örneğin merkezimizde bir ürün istenilen altın ayarında, istenilen taş miktarında ve kalitesinde tasarlanabiliyor.”

GRADIVA, GÜNÜMÜZ DÜNYASININ
MODERN KADININI TEMSİL EDİYOR

O müzedeki rölyeften etkilenenlerden biri olan Haluk Gezmez, markasına isim verme hikayesini şöyle anlattı: “Roma’daki arkeoloji müzesine gittiğimde, rölyefi gördüm, ismine ve hikayesine hayran kaldım. Biz de bu hikayeden esinlenerek günümüz modern kadınlarını temsil edecek Gradiva’yı markamız ile özdeşleştirdik. Yaptığımız tüm tasarımlar, seçtiğimiz tüm ürünler Gradiva’nın en asil, zarif ve modern halini sembolize ediyor” dedi.

GENİŞ ÜRÜN YELPAZESİ

Ürünlerin, klasikler haricinde tamamen özel tasarım günlük mücevherler ve düğün koleksiyonlarından oluştuğunu ifade eden Haluk Gezmez, şöyle devam etti: “Ürünlerimizin hepsinde ufak da olsa bir pırlanta detayı vardır. Misafirlerimizden aldığımız geri dönüşlere göre geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğumuz da söyleniyor. Yeni tasarımlarımız ve beraberinde gelen üretimimiz devam ediyor. Amacımız olmayanı tasarlamak, kimsede olmayanı üretmek, farklı olmak, dikkat çekmek. Her zaman bu konuda çok iddialıyız. Gerek Alsancak’taki şubemizde gerek İstinye Park’taki mağazamızda aynı amaç uğruna çalışmaya devam ediyoruz.”

OĞLUNA DA AYNI AŞKI AŞILADI

3. nesil olarak oğlu Enis Gezmez’in bayrağı devraldığını ifade eden Haluk Gezmez, “Kendisi Toronto’da yaşıyor. Birçok farklı kurumsal firmalarda marka müdürlüğü ve strateji danışmanlıkları yaptıktan sonra mücevher serüvenimizi farklı bir boyuta taşımak istediğine karar verdi ve bünyemize dahil oldu. Günümüz ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak kendi günlük pırlantalı mücevher markası Gilda by Gradiva’yı Toronto’da kurdu” dedi.

MÜKEMMEL BİR HİS

Kuyumculuğun insanın kanına girdiği zaman bir daha çıkmadığını ifade eden Haluk Gezmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnanılmaz bir keyif. Estetiği, güzeli sevmek çok önemli. Bu bir sanat eseri. Onu üretmek, satmak, teşhir etmek, beğendirmek, ikna etmek çok keyifli. Bir hayalinizi tasarlıyor, üretip vitrininize koyuyorsunuz ve tasarladığınız bu ürünü beğenen bir kişi ile buluşturuyorsunuz. Bu tarifi zor ama çok çok mükemmel bir his. Bugüne kadar hiçbir büyük AVM’de yer almak için teşebbüs etmedik. Çünkü biz daha seçkin ürünler tasarlayan bir mücevher firmasıyız. İstinye Park İzmir projesi bizi çok heyecanlandırdı ve bu projeyi tasarımlarımızı tüm dünya ile tanıştırabileceğimiz bir fırsat olarak değerlendirdik. Bu nedenle projede yer almak için çok heyecanlandık.”

GRADIVA İSMİ
NEREDEN GELİYOR?

GRADİVA, Latince ‘yürüyen kadın’ anlamına geliyor. İtalya’da Vezüv yanardağının patlamasıyla küller altında kalan Pompei antik kentindeki kazılarda bulunan bir kızın rölyefine bu ad verilmiş. Psikanaliz söyleminde “küller altından çıkan aşkın tanrıçası” anlamana geliyor. O rölyef şu an Roma Arkeoloji Müzesi’nde yer alıyor. Müzedeki Gradiva’nın eteğini hafifçe yukarı çekerek müthiş bir zarafetle yürümesinden çok etkilenen ünlü Alman yazar Wilhelm Jensen, o rölyefi uzun uzun izledikten sonra aynı isimle bir roman yazar. Romanda yazar, kendini işine adamış arkeolog Norbert ile Gradiva’nın hayaleti, düşü veya tam gerçekliği arasındaki aşkı anlatır. Arkeoloğun hastalıklı bir şekilde tüm kadınların yürüyüşünde Gradiva’yı arayışı, onunla karşılaşıp sanrı ve düşün arasında kayboluşu, binlerce yıl önce bu şehirde yaşayan ve felaketten sonra küllerin arasından çıkan bir hayalet ile konuştuğunu düşündürtür. Aslında Gradiva sandığı kadın, arkeoloğun çocukluk aşkıdır. Önce şaşıran arkeolog gerçekliği zor da olsa kabul eder. Çocukluk aşkı Zoe, Norbert’in sanrılarının içine girip zamanla ve yavaş yavaş gerçekliğe geçişini sağlar. Bu hikaye Freud’u çok etkiler. Yazar Wilhelm Jensen’ın belki de kendinden önce aşkın iyileştirici gücü ile psikanalizde “serbest çağrışım yöntemi” denilen yöntemi romanında deneyimlediğini düşünür. Bu rölyef ve hikaye, sanat, edebiyat ve psikanaliz arasında çok önemli bir geçişgenliği göstermesi açısından da dikkate değer bulunur.

İKONİK TASARIMLAR YOLDA

GILDA by Gradiva’nın ikonik tasarımlarının hazırlığını yaptıklarını kaydeden Enis Gezmez, “Modern, zarif ve minimal ürünlerimizle soft bir başlangıç yaptık. İkonik tasarımlarımızı bu yıl içerisinde piyasaya sürmeyi planlıyoruz. Gilda by Gradiva bir dünya markası olursa, yarın Londra’da, New York’ta, Dubai’de fuarlara katılabilir, buralarda gezici mağazalar açabilir. Yani uzun vadede hedefimiz sadece online satış değil. Bugün Türkiye’den dünyaya mücevher satışı gerçekleştireceksek, bu pazarları çok iyi tanımanın ve doğru ürünleri doğru tüketici ile buluşturmanın en önemli nokta olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

HEDEF DÜNYA MARKASI OLMAK

İZMİR’den yola çıkan Gradiva’nın seçkin ürünler ve özel tasarımlarını dünya ile buluşturmayı hedeflediklerini dile getiren Enis Gezmez, “Gilda by Gradiva zaten bir dünya markası olarak kuruldu, vizyonu da o yönde. Gradiva’yı da İzmir’den çıkmış bir marka olarak dünyada seçkin bir yüksek mücevher markası yapmak niyetindeyiz. Gradiva’da İstinye Park ile birlikte büyüyen bir yolculuğumuz var. İstinye Park’tan sonra hedefimiz Ortadoğu. Oralara girmeyi diliyoruz. Tecrübe ettiğimiz kadarıyla tasarımlarımızın o coğrafyalarda çok beğenildiği yönünde. İstinye Park’ta ilk satışımızı Katarlılara yaptık. Gelen her yeni misafirimiz ürünlerimizi çok beğendiğini söylüyor. Bu nedenle Gradiva ile Ortadoğu daha öncelikli pazarımız” dedi.

HER MÜCEVHER BİR FİDAN

İŞLETMELERİN sadece kar amacı gütmeyen organizasyonlar olması gerektiğini dile getiren genç işadamı Enis Gezmez, tüm markalarını sosyal sorumluluk bilinciyle oluşturmaya özen gösterdiklerini söyledi. Gradiva olarak sosyal sorumluluğa her zaman değer verdiklerini ifade eden Enis Gezmez, “Bugün Ege Çağdaş Eğitim Vakfı’na (EÇEV) Gradiva olarak desteklerimiz ‘Her Mücevher Bir Umut’ sloganıyla devam ediyor. Gilda by Gradiva’nın da çevreci bir sosyal misyonu var. Çevre ve doğaya çok duyarlı bir nesil yetiştiğinin farkındayız. Bu doğrultuda da ‘Her Mücevher Bir Fidan’ diyoruz ve misafirlerimizin her mücevher alışverişinde Ege Orman Vakfı aracılığıyla bir fidan bağışında bulunuyoruz” diye konuştu. “Bizimle mucizevi pırlantayı mücevherlerimiz ile buluşturmamıza vesile olan doğaya hep birlikte teşekkür ediyoruz” diyen Enis Gezmez, hedeflerinin 1 milyon fidanı doğa ile buluşturmak olduğunu sözlerine ekledi.

İSMİ ÇOK ÖZEL

ENİS Gezmez, Gilda by Gradiva ismini özel olarak seçtiklerini söyledi. Gilda’nın, eski İngilizce’de ‘golden’, yani ‘altından’ anlamına geldiğini ifade eden Enis Gezmez, şu bilgileri verdi: “Yani tasarımlarımızın hammaddesini temsil ediyor. Gradiva ise ailemizin 50 yılı aşkın süredir nesilden nesile aktardığı yüksek kalite standardı ve güvenilir mücevhercilik anlayışlarını temsil ediyor. Gilda by Gradiva, Gilda’nın uluslararası yolculuğunda Gradiva’nın köklü değerlerine bağlı kalarak ilerleyeceği anlamına geliyor. Bu nedenle ismi Gilda by Gradiva olarak belirledik. Gilda by Gradiva’yı (www.gildabygradiva.com) Toronto’da kurduk. Şu an online satış modelimiz var. Sonuç olarak sosyal sorumluluk misyonlu, zarif, modern ve minimal bir çizgiye sahip günlük mücevher markası yarattık.”

İŞADAMI Haluk Gezmez’in 29 yaşındaki oğlu Enis Gezmez de babasının yolundan ilerliyor. O da tıpkı babası gibi kendi markasını yarattı. Enis Gezmez, heyecan dolu, gözü yükseklerde bir genç. Yarattığı Gilda markasının öyküsünü kendisinden dinledik: “Mücevher, ailemizin kanında var herhalde. Çocukluğumdan beri mücevhere ve kuyumculuk sektörüne çok fazla ilgi duyuyorum. Ailem sayesinde bu sektörün içerisinde doğma şansım oldu. Çocukluğumun çoğu zamanını babam gibi ben de onunla birlikte mağazada ve atölyelerde geçirdim. Babam ile Kemeraltı’na gitmeyi gerçekten çok severdim. Tüm eğitim hayatım boyunca ve ardından kurumsal sektörde bir kariyere başladıktan sonra babam ile Gradiva’yı nasıl dünya markası yapabiliriz konusunda fikir alışverişinde bulunurduk. Ancak o sıralarda benim de aktif olarak çalıştığım kurumsal firmalar olduğu için hiçbir zaman zamanımın çoğunu Gradiva’ya ayırma şansım olmuyordu. Dolayısıyla tamamen işin içerisine girme ve işleri büyütme şansım sınırlıydı.”

PANDEMİYLE DOĞAN MARKA

Kariyerine Procter & Gamble’da pazarlama departmanında başladığını ifade eden Enis Gezmez, şöyle devam etti: “Pazarlama konusunda kendimi geliştirdikten sonra PricewaterhouseCoopers’ın strateji departmanında strateji danışmanı olarak kariyerime devam ettim. Uluslararası firmalara finansman, operasyon ve üretim odaklı danışmanlıklar verdim. PwC Strategy& ile Kanada’ya transfer oldum. Kardeşimin McGill Üniversitesi’ne taşınma vesilesiyle ben de Kanada’ya tekrar gittim ve oradaki iş arkadaşlarımız ile tanışma şansım oldu. Kısa bir süre sonra küçük bir sohbet ile başlayan görüşmemiz iş görüşmesine dönüştü. Ve beklenmedik bir anda bir kapı açıldı. Neticede kendimi Kanada’ya transfer olmuş buldum. Toronto’da perakende, üretim ve tüketici ürünleri üzerine danışmanlıklar verdim. Çeşitli konferanslarda sunumlar yaptım. Ardından pandemi ile tanıştık. Bir anda hayat durdu ve bu da yeni fikirlerin doğmasına vesile oldu. Bu noktada kariyerime yeniden yön verme şansını yakaladım ve o güne kadar aklımın bir köşesinde olan yoldan ilerlemeye karar verdim. ‘En azından bir deneyeyim’ düşüncesiyle kurumsal sektörden ayrılıp kendi yolumda ilerleme cesaretini buldum. Ve yepyeni bir yol açıldı. Aile bireylerimiz koronavirüs olmuştu. Annem, babam ve anneanem evde karantinada iken, onların yokluğunda İzmir’e döndüm. Gradiva’nın yönetiminde aktif bir rol aldım. Bir anda kendimi operasyondan, pazarlamaya, mağaza düzenine ve tasarıma kadar dokunurken buldum. Bir yandan da yeni kurmak istediğim marka hakkında çalışmalara başladım ve kısa bir süre sonra Gilda by Gradiva doğdu.”