Güncelleme Tarihi:
Bahri KARATAŞ/İZMİR (DHA)- İZMİR'in Konak İlçesi'nde Burak Demir yönetimindeki 35 DC 2039 plakalı Enduro tipi motosiklet ile trafik akışını düzenleyen polis memuru 33 yaşındaki Sabri Emir’e çarpıp ölümüne neden olduğu iddiasıyla 2- 6 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı.
Kaza, geçtiğimiz Haziran ayında Altınyol Zafer Payzın Köprü altında meydana geldi. İzmir'de 7 yıldır görev yapan ve 35 A 4241 plakalı polis otosunda görevli polis memuru Sabri Emir'e, sabah trafiğinin akışını sağladığı sırada, Karşıyaka'dan Konak yönüne giden Burak Demir yönetimindeki 35 DC 2039 plakalı motosiklet çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulup başını beton zemine çarpan 11 yıllık polis memuru Emir, ağır yaralandı. Sağlık görevlileri, Emir'i ambulansla Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırdı. Kalbi duran ve yaklaşık 1 saat kalp masajı yapılan polis memuru kurtarılamadı. Gözaltına alınan motosiklet sürücüsü Burak Demir, tutuklandı. Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Nesri Sumru Tunç Emeklioğlu, sanık Burak Demir hakkında 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan 2-6 yıl hapis cezası istemiyle yargılanması için dava açtı. 11'inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya tutuklu yargılanan sanık Burak Demir, avukatı Ufuk Mansuroğlu, ölen polisin eşi Özlem Emir , babası İbrahim Demir ile avukatları Nevhan Akyıldız katıldı. Polisin oğlu 3 yaşındaki Kıvanç Emir ise hiç bir şeyden habersiz duruşma salonu dışında oyuncak arabalarıyla oynadı. İlk kez hakim karşısına çıkan, bir şirkette satış elemanı olarak çalıştığını söyleyen sanık Burak Demir, “Motosiklet ile Konak yönüne gidiyordum. Trafik çok yoğundu. Önümde yaklaşık 30 kilometre hız ile akan trafikten çıkarak sağ taraftaki geniş alana motosikletimle geçtim, hızım 35- 40 kilometreydi. Araçların arasından birisinini çıkacağını düşünemedim. Sağ taraftan bir süre gittikten sonra sola geçip trafikten devam edecektim. Ancak birden önüme akan trafikten yol kenarına doğru birisi çıktı, frene bastım ancak ani bir çarpışma olduğu için fren etkisini gösteremedi, ben yaklaşık 5 metre kadar savruldum.Ölen polis memuru da 3- 4 metre kadar ileriye savruldu. Çarptığım kişinin çarpma anı ani olduğu için üzerindeki kıyafetinin resmi olup olmadığını göremedim, ancak yardım için yanına gittiğimde resmi kıyafetli olduğunu gördüm. Böyle bir olay olduğu için üzgünüm. Ayrıca müştekilerin varsa maddi zararlarını gidermek istiyorum" dedi.
Ölen polis memurunun eşi Özlem Emir ise “Bu olayın kaza olduğunu düşünmüyorum, benim eşim 11 yıllık tecrübeli polis memuruydu, İstanbul’da ve Şırnak’ta görev yaptı, buna benzer hiçbir kural hatası olmadı. Eşim bana sürekli trafik kuralları konusunda uyarıda bulunurken kafamı korumamı söylerdi, eminim kendisi de aynı şeyi yapmıştır. Olaydan sonra olay yerine gittiğimde, olay mahallinin cep bölgesi olduğunu gördüm, eşim kesinlikle görevini yaparken trafiği kontrol eder durdurur, kendini güvene alır ve görevini yapardı. Üzerinde olay anında sarı yeleği ve üniforması da mevcuttu. Eşim görevini yaparken dubaları da yerleştirirdi. Üç yaşındaki çocuğumla tek başına kaldım. Sanıktan şikayetçiyim, davaya da katılmak istiyorum. Bu olay nedeni ile maddi zararım yoktur “dedi.
"ASLINDA SANIK KAÇIP GİDECEKTİ"
Baba İbrahim Emir de, “Aslında sanık kaçıp gidecekti, olay anında kaçıp gidememiş. Benim oğlumu sanık kasten öldürmüştür. Sanıktan bende şikayetçiyim" dedi. Olay anında ölen polis memur ile birlikte görev yapan polis memuru Sezai Yeter tanık olarak dinlendi. Yeter, “Ankara Caddesi üzerinden Bornova- Merkez istikametine giden ağır taşıtların sabah saatinde girmesi yasaktır. Bunun tespiti için görev aldık. Geçen araçların fotoğrafını çektik. Yasağın bitmesine yakın ekip arabasına gitmek için karşıya geçtik. Bu sırada bizim tali alanda bulunan ekip otosunun bulunduğu alana doğru bir motosiklet hızla geliyordu. Ön tekerleği ile Sabri’nin sırtına vurup havaya savurdu. Arkadaşım motosikletin geldiğini görmedi, ancak motosiklet sürücüsünün onu görmemesi için bir engel yoktur.Kazanın meydana geldiği tali yoldan ambulans ,itfaiye aracı veya yaralı taşıyan bir sivil araç geçebilir, durdurarak bir uygulama yapmadığım için herhangi bir levha, duba koymamıştık" dedi.
Sanığın avukatı Ufuk Mansuroğlu, ailenin acısını paylaşıyoruz, manevi zararlarını gidermek istiyoruz, kusur durumunun değişme ihtimali vardır, müvekkilimin tutuklu kaldığı süre ile 671 Sayalı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen infaz da, düzenleme göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verilmesini talep ettiğini söyledi.
Hakim Nurhan Aynacı, sanığın tahliye isteminin reddine karar verip, duruşmayı 21 Eylül’e erteledi.
FOTOĞRAF