Güncelleme Tarihi:
İZMİR'in Çeşme ilçesi'ndeki Alaçatı Millfest Festivali, moda dünyasına yön veren genç tasarımcıların kendilerini gösterdikleri bir platform oldu. Tasarımcılara yönelimleri ile yön veren isimlerden Seda Saydam, "2030 yılına kadar bütün yönelimler ve trendler elimde. Bunlara hakimim. Tekstil, iki yıl önden gider. Ben, daha da önden gidiyorum. O nedenle 'Öncüyüm' diyebiliriz" dedi.
Alaçatı Millfest Festivali'ne ilk kez katıldığını belirten Seda Saydam, "Alaçatı Festivali benim için çok önemli. Çünkü ben 'Online' olarak başladım. Fakat off line olarak tasarımlarımı insanlarla bütünleştirdiğim, insanların dokunarak baktıkları ilk festivalim. O nedenle benim için çok önemli bir festival" dedi.
"KUMAŞLARA DOKUNARAK BÜYÜDÜM"
Hayatına, 8 yaşında tekstil ile başladığını ve tekstilci bir aileden geldiğini belirten Seda Saydam, "Kumaşların içinde doğdum. Babamın, tekstilde 65'inci yılı. Tekstilin içinde, kumaşlara dokunarak büyüdüm. Babam bana bir kumaşı verdiğinde, 'Bak bakalım, bu kumaş nedir?' dediğinde, çocuk aklı ile 'Çok yumuşak olmuş baba, rengini çok beğendim' diye görüşlerimi söylerdim. Aile şirketi ile birlikte büyüdüm.Üniversitenin İşletme bölümünü bitirdikten sonra İtalya'da Tekstil Tasarım eğitimi aldım. Tekstil Tasarımı eğitimi alıp da tekstil işini yapan, Türkiye'deki tek kişiyim. Mühendislikle çok karıştırılıyor. Moda ve Tekstil Tasarımı çok daha farklı, daha tasarımsal, kumaşın renginden, hikayesine, dökümüne, nasıl olması gerektiğine karar veren, daha sonra ise bu bilgileri verdiğimiz mühendisler tarafından da verdiğimiz direktifler doğrultusunda kumaşlar dokunuyor" diye konuştu.
"YÖNELİMLERİM, TRENDE VE TASARIMA DÖNÜŞÜYOR"
Küçük yaştan beri kendi markasını kurma hayali olduğunu ve bunu gerçekleştirdiğini ifade eden Saydam, "Sanatla tasarımın bir arada olduğu, benim vermiş olduğum yönelimlerin ve direktiflerin ışığında tasarımlarım ortaya çıkıyor. Kendi kolleksiyonumun haricinde bir çok tasarımcıyla, sanatkarlarla çalışıyorum. Ben, yönelimleri belirliyorum. O da şöyle oluyor; öncelikle yönelimler belirlenir. Yönelimlerden trendler oluşur. Tasarımcılar da o trendleri alarak kendi ustalıklarını da ekleyerek, kendi tarzlarını ve kolleksiyonlarını hazırlarlar. Ben, trend aşamasında değil, bir önceki bacağında, yönelimleri belirliyorum. Yönelim dediğimiz, sosyolojik, felsefi, psikolojik, sanatsal olarak, geniş bir perspektifte bakıp, eğilimler nasıl olacak, tüketici nelerle ilgileniyor gibi birçok bilgileri belirleme işi. Yönelimleri belirledikten sonra da trendleri oluşturuyorum. Bu platformda, hem bu yönelimleri, hem bu hikayeleri görebileceğiniz, aynı zamanda başta kendiniz olmak üzere, herkese hediye edebileceğiniz, 'Hediye bir mutluluktur, hayat da bir hediyedir' anlayışıyla yola çıktım. Herkese hediye edebileceğiniz, bunun ürünize edilmiş halini göstermeye çalıştım" dedi.
"2030'A KADAR BÜTÜN YÖNELİMLER VE TRENDLER ELİMDE"
Kitaptan ahşaba, camdan çantaya birçok ürün çeşitliliği üzerinde çalıştığını vurgulayan Saydam, "Çantalarda en büyük özellik, tamamıyla benim tasarımım ve kumaşları özel olarak benim tarafımdan tasarlandı. O nedenle çantalarım çok özeldir. Bunun dışında diğer ürünlerim de benim vermiş olduğum trendlerin ışığında belirlendi. Şu an 2030 yılına kadar bütün yönelimler ve trendler elimde. Bunlara hakimim. Tekstil, iki yıl önden gider. Ben, daha da önden gidiyorum. O nedenle 'Öncüyüm' diyebiliriz" diye konuştu.
"GELECEĞİN TRENDİ DOĞALİZM"
Günümüzde doğallığa dönüşümün yaşandığına dikkat çeken Saydam, "Günümüzde ilişkilerin, farkındalığın arttığı, biraz daha hayata es vermekten yola çıkarak, aslında biraz yavaşladığımız bir döneme giriyoruz. Daha sakinlediğimiz, biraz yavaşlayıp, olayların farkına vardığımız ve bir yere aidiyet duymak istediğimiz bir akım geliyor. İnsanlar artık mağazalarını, Shop office dediğimiz, hem mağaza hem de ofis olarak kullanabiliyor. Butik oteller evlerden ve aile işletmelerinden oluşuyor. İnsanlar bu sıcaklığı arıyor. Natüralizm var, çünkü her şey doğadan bize geldiği için doğallık ağır basıyor. Bu hem duygusal anlamda doğal olma, özü sözü bir olma, aynı zamanda da doğal ürünleri kullanma şeklinde ortaya çıkıyor. Bir de doğalizmden etkileniyoruz. Doğalizm ise zıt iki şeyin birbiri ile olan görüntüsü diyebilirim. Bugün baktığımızda, bizim için olumsuz olarak herhangi bir şeyin aslında bizim için ne kadar olumlu olabileceğini görmek de diyebiliriz. Doğalizm, 'bir kömür parçasının, bir mücevhere dönüşmesi' diyebiliriz. Bunların hepsi, karşımıza çıkacak trendler" diyerek geleceğin trendinin doğalizm olduğunun altını çizdi.
"ÜRÜNLERİMİZ EL EMEĞİ"
Ürünlerini, insanları gülümseten, özellikle hediye edilebilir olmasına dikkat ederek belirlediğini vurgulayan Seda Saydam, "Bu akımlardan etkilenerek ürünler gerçekleştirdim. Bu yüzden camlarım, özel cam üflemedir. Eski çağa dönüşte el emeği ve zamançok önemliydi. Ona vurgu yaptım. Bunu dışında, kestane ve ceviz ağacından üretilmiş ahşap ürünlerim var. Tamamıyla ham halinden, el emeğiyle çevrilerek üretildiler. Çok geniş bir platformda, geniş bir yelpazede ürün çeşitliliğiyle tüketiciye ulaşıyoruz. Usta bir heykeltraş tarafından yapılmış, aslan kafası dediğimiz heykel, fırınlanarak, doğal ortamda üretildi" diye belirtti.
"ÇANTALARIMIZ DA 'SLASH' AKIMINDAN ETKİLENDİ"
Günümüzde en çok rastladığımız 'slash' akımı olduğunu belirten Saydam, şöyle devam etti:
"Bu çok önemli bir akım. Hep önümüze çıkacak. Instagram, Facebook gibi sosyal medyaya da baktığımızda, hayatımızı etkileyecek çeşitli slashlar vardır. Mesleki, duygusal açıdan da olsa, bugün kimse tek bir özellik yayınlanıyor. Bizi anlatan, hayatımızdaki birçok artıları slashlar vurgulanıyor. O yüzden çantalarımız da hem fonsiyonel, hem şık, ama aynı zamanda da bizim hayatımızı kolaylaştıran ürün olarak tasarlandı."
"MAKSİMALİST, AMA MİNİMAL BİR DOKUNUŞTA SADELİK"
Ürünlerinin beğenildiğini ve olumlu tepkiler geldiği için de mutlu olduğunu vurgulayan Saydam, "Ürünlerimizde renk seçimine de dikkat ediyoruz. Turuncu, bordo, kahverengi, mavi, beyaz ve beyazın tonları dediğimiz, naturel renkler dediğimiz renkler, hayatımıza güçlü bir şekilde giriyor. Ne çok abartı, ne de çok az gösteriş, minimalizm ile maksimalizmin bir karışımı ürünlerimizde dikkat ettiğimiz bir özellik. Maksimalist, ama minimal bir dokunuşta sadelikten söz edebiliriz" dedi.
ÇEŞME / İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAF