Güncelleme Tarihi:
Mikro cerrahi hakkında bilgiler veren Amiri, parmak ucundan başlayıp omza kadar olan bölgedeki cilt, cilt altı, kas, tendon (kas kirişi), sinir, damar, eklem ve kemik ile ilgili her türlü yaralanmalar, hastalıklar ve sorunların el cerrahisinin temel konularını oluşturduğunu söyledi. Mikro cerrahinin, çıplak gözle yapılamayacak kadar küçük operasyonların ‘ameliyat mikroskobu’ yardımıyla uygulanması olduğunu ifade eden Amiri, “Bugün göz ameliyatlarında, beyin cerrahisinde ve diğer bazı branşlarda ameliyat mikroskobu yaygın olarak kullanılmaktadır. Genelde mikro cerrahi ameliyatlar dendiğinde ise travma sonrası kopan parmak, el-kol, bacak gibi vücut kısımlarının yeniden yerine dikilmesi akla gelmektedir. Bu teknikte ameliyat mikroskobu ameliyat sahasını büyütmekte, çok ince damar, sinir gibi dokuların detaylı görünümü elde edilmektedir. Bu konuda uzun bir eğitim süreci geçirmiş tecrübeli cerrahlar çok ince, çıplak gözle zor fark edilebilen dikiş malzemeleriyle mikro cerrahi ameliyatlarını yapmaktadır. Kazaya uğramış organlarımızın fonksiyonu açısından bakıldığında, hasar gören sinirlerin mikro cerrahi metotlar ile tamiri çok daha iyi sonuçların elde edilmesine imkan vermektedir.”
MİKRO CERRAHİNİN GEREKLİLİĞİ
Mikro cerrahinin gerekliliği hakkında bilgiler veren Op. Dr. A. Celil Amiri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vücudumuzda canlı olarak bulunan tüm doku ve organların kan dolaşımına ihtiyacı vardır. Kalbimizin pompaladığı kan atar damarlar aracılığı ile bu dokulara ulaşmakta onların ihtiyacı olan oksijen ve temel diğer ihtiyaçları taşımaktadır. Dokuda çıkan toplar damarlar ise burada oluşan karbon dioksit ve diğer atık malzemeleri de ortamdan uzaklaştırmaktadır. Kısaca bir dokunu hayatiyeti, ona devamlı kan gelmesine, buradaki hücrelerin ihtiyacı olan gaz ve madde alışverişini tamamladıktan sonra dönmesine bağlıdır. Kazaya uğramış organlarımızın fonksiyonu açısından bakıldığında, hasar gören sinirlerin mikro cerrahi metotlar ile tamiri çok daha iyi sonuçların elde edilmesine imkan vermektedir.”
YAPILMAZSA NELER OLUR?
VÜCUDUMUZDAKİ sinirlerin bir kısmının derideki reseptörler aracılığıyla oluşan duyu hissini beyne taşıdığını belirten Op. Dr. A. Celil Amiri, bu durum bizim sıcak-soğuk, batma, yanma, acı gibi dış dünyanın tesirlerini beynimize ileterek algılamamızı sağladığını açıkladı. Bir diğer kısım sinir liflerinin ise beyinden irademiz ile oluşturduğumuz komutları kaslarımıza ileterek onların isteğimiz doğrultusunda hareket etmesini, beynimizin komutlarına uymasını sağladığını dile getiren Amiri, şöyle dedi: “Bu bir kısım sinirlerin kesilmesi sonucu bu fonksiyonlar yerine getirilemez ve hastanın bu bölgesi his kaybı sonucu kalıcı olarak uyuşuk kalır. Dış dünyanın zararlarından kendini koruyamaz ve yaralar açılır, yanıklar oluşur. Yine beyinden hareket için komut taşıyan sinirlerin zarar görmesi sonucu isteğe bağlı çalışan kaslarımıza bu komutlar ulaşamaz ve sinirini kaybeden bu kaslar felç olur, kalıcı hareket kaybı yerleşir. Bu nedenle organların hem canlılıklarının devam etmesi hem de fonksiyonlarının yeterli olması için mikro cerrahi teknikler ile damar ve sinirlerin onarılması gerekmektedir. Mikro cerrahide başarı için sabırlı bir cerrahın yıllar süren eğitimi ve tecrübeyi kazanması ile söz konusu olabilir. Aksi takdirde sonuç olarak uzuv kaybı ya da işlevsel yetersizlik karşımıza çıkabilir.”