Migren kadınlarda daha sık görülüyor

Atakların 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabileceğini belirten Dr. Balsoy, kişinin ataklar arasında kendisini tamamen normal hissettiğini, ancak bir sonraki atağın endişesi içinde olduğunu ifade etti. Eskiden sadece bir “baş ağrısı tipi” olarak görülen migrenin artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edildiğine dikkati çeken Dr. Balsoy, şunları kaydetti:

YAŞAM KALİTESİNİ BOZAR

“Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir. Migren hem kişinin hem de yakınlarının yaşam kalitesini bozabilir. Baş ağrısı zonklayıcı, ateş yanar tarzda, matkapla deler gibi ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir ve başın tek bir yanında olabileceği gibi çift taraflı da yerleşebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı aşırı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir. Migren, kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Kadınlarda yüzde 18.6, erkeklerde ise yüzde 6.5 oranında görülmektedir.”

İLAÇLA TEDAVİ OLMAZ

“Yapılan çalışmalarda bir hekim tarafından tanı konulmamış olan migren hastası oranının kadın hastalarda yüzde 59’a, erkeklerde ise yüzde 70’e ulaştığı gözlenmiştir” diyen Balsoy, “Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler. Bu da günlük yaşantıyı aksatır. Migren tedavisinde ilaçlar kullanılmaktadır. Kullanılan ilaçlar migreni tedavi etmez. Atak sıklığını azaltabilir ve ağrı sırasında kullanılanlar ise atağın daha kolay atlatılmasını sağlayabilir.

BALSOY, migrenin bir epilepsi çeşidi olarak da nitelendirildiğine işaret ederek, şu önerilerde bulundu: “Migrene neden olan etkenleri iyi tanıyın ve onlardan uzak durun. Uyku saatlerinizi düzenli tutmaya, uyumauyanma ritminizi fazla değiştirmemeye çalışın. Öğünleri mümkün olduğu kadar hep aynı saatlerde yemeye dikkat edin. Spor yapın, vücudun sinir yapısını güçlendirir. Günlük hayatınızda belirli, düzenli bir rutin tutturun, stresi elinizden geldiği kadar azaltın. ‘Hayır’ demeyi öğrenin. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmayın. Programlı bir şekilde yoga, masaj gibi terapilerle geriliminizi atmaya ve azaltmaya çalışın. Çalışırken mutlaka düzenli aralar verin. Hayatta gerçekçi emelleriniz olsun, beklentilerin gerçekleşmemesi sinirleri gerer. Her hafta bir günü kendinize ayırın. Sevdiğiniz şeyleri yaparak dinlenin.