Güncelleme Tarihi:
Tanrıkulu, "Planlama ile ilgili asıl sorun, bakanlık tarafından yapılan rant odaklı imar planı değişiklikleridir" dedi.
MHP'li Tanrıkulu konuşmasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün 2017 Yılı öngörülen bütçe rakamlarının yıllık gerçekleşen enflasyon rakamının altında kaldığını dile getirerek, çevre ve şehircilik alanında yıllık bütçesini yeterli seviyede artıramayan bakanlık yöneticilerini eleştirdi. Tanrıkulu,14 yılda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda sekiz bakan değiştiğini ve sorunların halen çözülemediğini öne sürerek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin çevre ve şehircilik alanındaki çağdaş beklentileri başka bir bahara kaldı. İktidar çevre ve şehircilik konularında samimi değil. Planlama ile ilgili asıl sorun, bakanlık tarafından yapılan rant odaklı imar planı değişiklikleridir. Bakanlık bu tip uygulamalarıyla, yanlış arazi kullanımı ve aşırı yoğunlaşmanın en önemli sorumlularından biri haline gelmektedir. Uygulanan ve herkesin kazandığını zannettiği kentsel dönüşüm yaklaşımı terk edilmelidir. Popülizme kaçmadan, kentsel dönüşüme tabi tutulacak gayrimenkulü bulunan vatandaşın ve kamunun da maddi olarak katkılarını içeren, özellikle gerçekten riskli alanlardan başlamayı öngören bir kentsel dönüşüm yaklaşımının benimsenmesi gerekmektedir."
İZMİR'İN ÇEVRE SORUNLARINI MECLİSE TAŞIDI
Türkiye'nin çevre ile ilgili çözüm bekleyen sorunlarının 'dağ' gibi olduğunu dile getiren Tanrıkulu, tek başına teknik alt yapısı ve birikimi güçlü, çözüm odaklı, kamu yararı gözeten bir Çevre Bakanlığı kurulmasının gerekliliğini vurguladı. Mevcut çevre mevzuatının, çevre sorunlarını gerçek anlamda çözecek şekilde yeniden ele alınmasının artık zamanının geldiğini ve AB mevzuatıyla uyumlu hale getirilmesini isteyen Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kanalizasyon sistemi körfeze bypass edilen İzmir'in halen altyapı sorunu devam etmektedir. Kentin merkezinde bulunan Meles Çayı'nın etrafa yaydığı koku ve kirliliği giderecek kalıcı bir proje hayata geçirilememiştir. Katı atık bertaraf tesisi kangrene dönüşmüş, atık yönetim planı ile kaynağında geri dönüşüm sağlanamamıştır. İzmir'in halen yeterli sayıda moloz döküm alanı yoktur. İzmir'in kentsel dönüşümdeki en büyük eksiği, geleceğe yönelik hala bir master planına sahip olmamasıdır. Üst ölçekli planlar ile alt ölçekli planlar birbiri ile uyumlu değildir. Devam eden kentsel dönüşüm yık-yap mantığıyla sürmektedir. Mahkemelik olan 100 bin ölçekli planlarla uyumlu 25 binlik planlar yapılmamış, kent merkezinde dahi 5 binlik planlarda eksiklikler bulunmaktadır. Yine İzmir'in su ve tarım havzalarında kirlilik devam etmektedir."
Tanrıkulu, Bakanlığın "Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı" verilerine göre; İzmir'de de hava kirliliği sınır değerlerin üzerine çıktığına Alsancak, Gaziemir, Şirinyer, Güzelyalı, Çiğli, Karşıyaka ve Bayraklı'daki hava kalitesi ölçüm istasyonlarındaki bilgilere göre, mevzuat gereği en fazla 90 olması gereken metreküp başına hava kirletici partikül madde miktarı Güzelyalı'da 265, Gaziemir'de 263, Bayraklı'da 261 ve Şirinyer'de de 208'e kadar yükseldiğine dikkat çekti.