Mevsimsel depresyon uyarısı

Güncelleme Tarihi:

Mevsimsel depresyon uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2017 12:06

Mevsimsel depresyon uyarısı

Haberin Devamı

MEDİCAL Park İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Haluk Aksu, gün ışığının azalmaya başladığı sonbahar ve kış aylarının, mevsimsel depresyon açısından oldukça yüksek risk taşıyan dönemler olduğunu, ancak ilkbahar ve yaz aylarında da görülebildiğini söyledi.

En az iki yıl üst üste olmak üzere, yılın belli mevsimsel dönemlerinde ortaya çıkan, sebep olarak herhangi bir strese yol açan olayın gösterilemediği duygu durum çökmelerine mevsimsel depresyon adı verildiğini belirten Dr. Aksu, neden ve nasıl olduğuna dair kesin bilgiler olmamakla birlikte, beyinde bulunan kimyasal madde olan serotonin ve melatonin düzeylerindeki değişikliklerin mevsimsel depresyonla ilişkili olduğuna inanıldığını vurguladı. Aksu, "Kış aylarında günlerin kısa olması ve gün ışığına maruziyetin azalması nedeniyle, beyinde melatonin düzeyi artarken seratonin düzeyi düşer. Melatonin uykuyu artırırken, seratonin azalması ise halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, isteksizlik gibi belirtilere neden olur. Biyolojik etkenlerin yanı sıra, aile öyküsü, çevresel etkiler, kişilik özellikleri, ve kişinin yasam biçimi de kişiye mevsimsel depresyona yatkın kılabilmektedir. Halsizlik, bitkinlik, sabah yorgun uyanma, sinirlilik, mutsuzluk, ağlama nöbetleri, uykuda artış, iştah artışı, aşırı yeme, dikkat dağınıklığı, ilgi ve istek kaybı, kas ve eklem ağrıları gibi belirtiler bu hastalıkta görülebilmektedir. Ailede manik depresif bozukluk, depresyon gibi hastalıkların olması, zor yaşam koşulları, gün ışığından az yararlanan bölgelerde risk faktörü olan durumlardır. Kadınlarda erkeklere göre daha sıklıkta görülür. Mevsimsel depresyonun tedavisinde fototerapi yöntemi (ışık tedavisi) ilk seçenektir. Bu tedavi gün ışığını taklit edecek bir ışık kaynağına kişiyi belli bir süre maruz bırakma esasına dayanır. Ancak ağır ve orta depresif durumlarda ilaç kullanmak zorunda kalınabilmektedir. Kimi ağır vakalarda yatarak tedavi gerekebilir. Bunun dışında psikoterapi önemli bir tedavi yöntemidir. Kişinin keyif aldığı ve işlevselliğinin arttığı uğraşılar da tedavide yarar sağlar" dedi.

Özellikle bu kişilerin havanın açık olduğu dönemlerde gün ışığından azami yararlanmaya çalışmaları gerektiğini dile getiren Aksu, "Hastaların her gün 20-30 dakikalık yürüyüş yapmaları önerilir. Daha önceki yıllarda benzer durum yaşandıysa ve hastalık ağır geçirildiyse yine aynı dönemde hastalanmadan önce psikolojik destek almaya başlamak, gerektiğinde doktorun önerdiği ilacı kullanmak gerekir. Kişilerin yaşamlarını zenginleştiren uğraşılar bulması, sosyal destek ve verimliliğin artırılması da önemli destek faktörlerindendir. Yaşamlarında zorluklar olan kişilerin zorluklarla baş etmek için yakınlarından destek alması, bu konuda yeterli desteği yoksa uzman yardımı alması yararlı olur. Karbonhidrat ve şeker alımını kontrol altında tutmak, vitamin ve mineral desteği de destekleyici olarak yarar sağlar. Bu kişiler uyku-uyanıklık döngüsüne de dikkat etmelidirler. Kış aylarında yapılacak tatillerin gün ışığının yoğun olduğu bölgelerde yapılması bu hastalığın ortaya çıkışını önleyebilir ya da geciktirebilir" diye konuştu.

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAFLI

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!