Madencilik Sektör Çalıştayı

İZMİR (AA) - Ege Maden İhracatçı Birlikleri Başkan Yardımcısı Şener Bayyurt, Soma ve Ermenek'teki maden kazaları sonrası madencilik sektörünün kendisini kimseye anlatamaz duruma geldiğini, günah keçisi ilan edilmekten ve anlaşılamamaktan şikayetçi olduklarını söyledi.

Ege Bölgesi'nde maden ihracatı yapan işletmelerin yaşadığı sorunların tartışılması amacıyla Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından İzmir'de Madencilik Sektör Çalıştayı düzenlendi.

Maden İşleri Genel Müdür Vekili Sadi Civelekoğlu ile Orman Genel Müdür Yardımcısı Zeki Temur'un da katıldığı toplantı, Soma ve Ermenek'te yaşamını yitiren madenciler için saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı.

Toplantının basına açık olan ilk bölümünde konuşan Bayyurt, madencilerin sıkıntılı günler yaşadığını söyledi.

Sektörün kendisini devlete, bürokrasiye ve kamuoyuna anlatamamaktan şikayetçi olduğunu ifade eden Bayyurt, şöyle konuştu:

"Bir ağaç keserken on kez düşünüyoruz. Muhasebe yapıyoruz, toprağın altındakiyle üstündekinin değerini karşılaştırıyoruz. O ağacın yerine yeni ağaç dikilmesi için misli misli bedeller ödüyoruz. Maden sahalarını rantabilite ediyoruz. Ama gün sonunda yine doğanın tahripçisi biz oluyoruz, basında yoğun şekilde eleştiriliyoruz. Biz bu eleştirileri aslında hak etmiyoruz.

İşletmelerin yüzde 90'ı kanun ve yönetmeliklere harfiyen uyarken birkaç tane elim kaza nedeniyle ciddi şekilde eleştiriye uğruyoruz. Sektörümüz gerçekten zor ve riskli. Can güvenliğini tehdit eden kazalar olabiliyor. Tüm sektör olarak gerçekten kazaları engellemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Biz iş güvenliğini ve iş kazalarını önemsemez değiliz, işletmelerimizde iş kazaları olmadığında, işçi sağlığı açısından daha iyi şartlar sağladığımızda bundan gurur duyuyoruz."

- "(Ben oynamıyorum) diyemeyiz"

Madencilik sektörünün yüzde 90 yerli girdiyle çalıştığını, kendi enerjisini ürettiğini, diğer sektörlere göre çok daha fazla katma değer yarattığını anlatan Bayyurt, diğer üretim sektörlerinde maliyet nerede ucuzsa oraya kaçmanın mümkün olduğunu ancak madenciler için başka bir yere gitme ya da "ben oynamıyorum" diyerek masadan kalkma imkanının olmadığını söyledi.

"Sonuna kadar bu masada oturacağız, bürokrasiyle de siyasi iktidarla da da uzlaşmaya çalışacağız, çünkü biz bu ülkenin yer altı kaynaklarını yer üstüne çıkarıyoruz" diye konuşan Bayyurt, madencilik sektörünün Türkiye'nin ücra köşelerinde üretim yaptığını ve ağırlıklı olarak niteliksiz iş gücüne istihdam sağladığını, bunun ülkenin istihdam hedeflerine yapılan çok önemli bir katkı olduğunu dile getirdi.

Madencilik şirketlerinin büyük bölümünün KOBİ statüsünde olduğunu, sermaye birikimine sahip olmadığını, kazandıklarını yeniden işlerine yatırdıklarını, başka sektörlerde yatırımlarının olmadığını anlatan Bayyurt, ruhsat iptali gibi cezaların şirketler için çok ağır olduğunu savundu.

Bayyurt, madencilerin bürokrasi ve kamuoyuna rağmen üretim ve ihracat yapmasının mümkün olmadığına da işaret ederek, sorunlarını şeffaf ve doğru şekilde ortaya koyarak birlikte çözüm yolları aramak istediklerini bildirdi.

-Yeni kanun hazırlığı

Toplantının açılışında bir konuşma yapan Maden İşleri Genel Müdür Vekili Civelekoğlu ise madencilik sektörünün hassas bir dönemden geçtiğini, Soma ve Ermenek'te yaşananların bir daha tekrarlanmamasını diledi.

Tüm sektör olarak bu kazalardan dersler çıkarılması gerektiğini vurgulayan Civelekoğlu, kendilerinin de iş güvenliği konusunda önlemler almak ve 2 yıldan fazladır yürürlükte olan genelgeyle ilgili sektörün yaşadığı sıkıntıları çözmek için bir kanun tasarısı üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Orman Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Zeki Timur ise üçte biri ormanlarla kaplı olan Türkiye'de orman alanlarının binde 2'sine karşılık gelen 48 bin hektar alanda madencilik faaliyetinin bulunduğunu, bunun Ege Bölgesi için binde 3 ve İzmir özelinde ise binde 6 olduğunu söyledi.

"Ormancılar olarak maden işletmelerine karşı değiliz" diyen Timur, son zamanlarda dünya ve Türkiye'de çevre bilinci arttıkça ormanların korunmasına yönelik ilginin arttığına dikkati çekti. Timur, orman sahalarında yapılan madencilik faaliyetleri sonrası bu sahaların rantabilite edilmesi, eski haline getirilmesi noktasında hassasiyet gösterildiği sürece madencilerle ormancıların birlikte uzun yıllar çalışabileceğine işaret etti.