Güncelleme Tarihi:
MUĞLA’da bulunan Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri, Türkiye elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 2,5’unu karşılıyor. Termik santraller, bazı yasal sorunlar nedeniyle 2.5 yıldır yeni kömür sahası yaratamaması nedeniyle de üretimi durdurma riskiyle karşı karşıya. Yeniköy ve Kemerköy kömür santrallerini işleten YK Enerji A.Ş. Genel Müdürü M.Serhat Dinç, hem yaşanan sorunları hem de gelecekle ilgili planlarını değerlendirdi, bölgede enerji dışında yürüttükleri çalışmaları paylaştı, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerin devlet tarafındın Muğla Milas’ta yerli linyit kömürü kullanarak elektrik üretmek amacıyla sırasıyla 1987 ve 1995 yıllarında devreye alınarak faaliyete geçirildiğini hatırlatan M.Serhat Dinç, şöyle devam etti:
İSTİHDAMDA ÖNCELİK BÖLGE
Her iki santralimizin en büyük özelliği, bu bölgede bulunan kömürün cinsi ve özelliklerinin dikkate alınarak kurulmuş olması. Elektrik üretim santralleri, 2014’te 2.7 milyar dolarlık bedelle Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirme ihalelerinden biri olarak kayıtlara geçti. Yeniköy her biri 210 MW gücünde 2, Kemerköy ise yine her biri 210 MW olmak üzere 3 üniteden oluşuyor. Termik santraller, yerli kaynakları kullanarak yaptığı üretimiyle elektrik piyasalarının hali hazırda stratejik oyuncularından birisi konumunda. Türkiye’nin en büyük ikinci özelleştirmesiyle özel sektöre devredilen santraller, Muğla’nın en büyük işverenleri arasında yer alıyor. Santrallerimiz ve linyit işletmemizde direkt ve yüklenicilerimizle birlikte toplam 3 bin 100 kişi istihdam ediliyor. Ailelerini de hesaba katıldığında 12-13 bin kişinin hayatına dokunulmuş oluyoruz. Santrallerde ve diğer tesislerde istihdam edilenlerin yüzde 75’ini bölge halkı oluşturuyor.”
STOK 2040 YILINDA BİTİYOR
Bazı yasal sorunlar nedeniyle 2.5 yıldır yeni kömür sahası yaratamadıklarına dikkat çeken M.Serhat Dinç, “Hem orman bölgesiyle ilgili hukuki süreç devam ediyor hem de ‘Zeytin Yasası’yla ilgili değişiklik yapılması gerekiyor. 1938’de çıkan ‘Zeytinciliği Koruma Yasası’na, 1995’te ‘zeytin sahalarının 3 km civarına herhangi bir sanayi tesisi yapılamaz’ diye bir madde eklenmiş. Zeytinhaneler ya da zeytincilik dışında herhangi bir sanayi tesisi yapılamıyor. Buna karşın devletimiz bu santralleri kurmuş ve işletmiş. Ancak bu yasa şu anda bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. En azından yerli kömürle üretilen elektrik santraller için değişikliğe gidilmesi ihtiyacı hissediyoruz. Aynı sorunu yaşayan başka santraller de var. Eğer bu sorunlar çözülmezse bu santraller üretimini durdurmak zorunda kalacak. Bugün karar çıksa yeni kömüre ulaşmak için en az 14-15 aylık bir süre gerekli. Bu şekilde giderse muhtemelen aşama aşama üniteler devre dışı olacak, sonra santral tamamen üretimi durduracak. Zaten yapılan hesaplamalara göre, bu bölgedeki kömür stoğu 2040 yılında bitecek. O döneme kadar bu santrallerin çalışması büyük bir önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTIYORUZ
İşlettikleri termik santrallerin enerjide dışa bağımlılığı azalttığını aktaran M.Serhat Dinç, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Farklı açıdan bakacak olursak, aynı elektriğin modern bir doğalgaz kombine çevrim santralinde en ideal şartlarda üretilmesi için yıllık yaklaşık olarak 1.3 milyar metreküp doğalgaz yakılması gerektiğini söyleyebiliriz. Bu da günümüz rakamlarına göre yıllık 1 milyar dolarlık bir doğal gaz ithalatını engellediğimiz anlamına geliyor. ‘Kömür santralleri kapatılsın yerine bin MW’lık güneş santrali, bin 200 megavatlık rüzgar yapılsın’ deniyor. Bir yılın 8 bin 760 saat olduğunu düşünürsek, güneş santrali yılda bin 500 saat, kömür santrali ise 7 bin 500 saat çalışıyor. Termik santraller düğmeye bastığınızda size 7/24 size elektrik sağlayabiliyor. ‘Kömür santrali kapatın’ dediğimiz noktada bu arzı ikame etmek için ya nükleer ya da doğalgaz santrali yapılması gerekiyor.”
GELECEK PLANLARINDA
YENİLENEBİLİR ENERJİ VAR
TÜRKİYE’nin enerji dönüşümüne katkıda bulunmak amacıyla maden sahalarının bulunduğu alanlara toplamda 40 MW’lık iki ayrı güneş santrali kurmak için lisans aldıklarını dile getiren M. Serhat Dinç, 20 MW’lık iki santralin kurulum çalışmalarına kasım ayında başlayacaklarını söyleyen M. Serhat Dinç, “2023 Haziran ayında da üretime geçmeyi planlıyoruz. Yatırım miktarı henüz kesinleşmedi ancak megavat başına 750 bin dolardan hesaplarsak toplamının 40 milyon dolarlık bir rakama ulaşacağını söyleyebiliriz. Ayrıca 2038’de bölgedeki kömür tamamen bittiğinde maden sahalarının önemli bir bölümüne o dönemin teknolojisine uygun olarak yenilenebilir enerji santralleri kurma planımız var. İlgili kurumlar izin verdiği taktirde bu planımızı da hayata geçirmek istiyoruz. Bugünden başlattığımız çalışmalarla 2040 vizyonumuzu ‘sıfır karbon ayak izi’ olarak belirledik” ifadelerini kullandı.
REHABİLİTASYONA
280 MİLYONLUK YATIRIM
SANTRALİN özelleştirilmesi tamamlandıktan sonra 2019’da rehabilitasyon çalışmalarına başladıklarını paylaşan M.Serhat Dinç, Alman GE’yle yapılan anlaşma çerçevesinde toplam 280 milyon euroluk bir yenileme çalışması başlatıldığını dile getirdi. Dinç, “Şu anda Kemerköy Santrali’ndeki iki ünitenin yenilenmesi bitirildi, üçüncü ünite için de çalışmalar sürüyor. Yüklenici firma ile yapılan sözleşme dışında; Yangın Algılama ve Söndürme Sistemleri için 4.5 milyon dolar, ayrıca ilerleyen zamanda 4.6 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirildi. Rehabilitasyon çalışmaları için ise 102 milyon TL’lik ek yatırım harcaması oldu. Rehabilitasyon çalışmaları sonucunda çevre emisyon kriterleri Avrupa standartlarına getirildi ve ünite başına kurulu güçte 20 MW kapasite artışı sağlandı. Rehabilitasyon öncesi ünitelerin kapasiteleri 210 MW olmakla birlikte yılların verdiği yaşlanma ve degradasyona bağlı olarak fiiliyatta 190 MWh bandında bir üretim söz konusuydu, yenilenmenin ardından aktual üretim 230 MWh’a çıkarıldı. Yenilenen türbin-kazan boruları-yardımcı sistemler ve hayata geçen otomasyon sistemiyle ünite emre amadeliği de yüzde 5 oranında artırıldı. Yine rehabilitasyon öncesi eski ünitelerin ihtiyacı olan majör bakım aralığı da 12 aydan 18 aya çıkmış oldu. Bu yenilemelerle birlikte daha az kömürle aynı miktarda enerji üretilmeye başlandı. Tüm santrallerimizde ve tesislerimizde çevre yönetim sistemi uygulanıyor. Üretim kaynaklı atıklarla tüm evsel atıklar dönüştürülüyor. Su ve elektrik yönetim sistemi ile her geçen yıl ciddi tasarruf elde ediliyor ve yine her geçen yıl birçok kalemdeki tüketimimizi düşürüyoruz” dedi.
KESMİYORUZ
TAŞIYORUZ
FİDAN DİKİYORUZ
KENDİ talep ve istekleriyle Orman Genel Müdürlüğü’yle 2020’de “Ağaçlandırma İşbirliği Protokolü” imzalandıklarını ifade eden M. Serhat Dinç, bu kapsamda ülke genelinde 2 milyon fidan dikimi gerçekleştirdiklerini, hedeflerinin ise bu sayıyı 5 milyona çıkarmak olduğunu kaydetti. M. Serhat Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muğla - Milas Yeniköy Linyit İşletmesi madencilik faaliyetleri kapsamında, madencilik faaliyetlerinin başlangıcından bu yana üst örtü dekapajı yapılan sahalardan taşınarak, dökümü tamamlanan sahalara belirli bir planlama dahilinde 1992 yılından itibaren ağaç dikimi yapılıyor. Toplamda 1992’den günümüze gelinceye dek 93 hektarlık maden faaliyet alanlarımızda 415 binin üzerinde akasya, zeytin, kızılçam, fıstık çamı, mavi selvi, sakız ağacı, incir ağacı dikimi yapıldı. Ayrıca yine kapatılan maden sahalarının olduğu bölgede 22 bin 100 zeytin ağacımız bulunuyor. Bu ağaçların hasadı yine bölgedeki köylülerimiz tarafından yapılıyor. Her yıl rekolteye göre değişmekle birlikte ortalama 40 ton zeytin elde ediliyor. Zeytinlerden ise 8 ton soğuk sıkım zeytinyağı ile zeytinyağı sabunu üretiyoruz. Bu ürünlerden ticari bir kazanç elde etmeyip şirket çalışanları ve diğer paydaşlarla paylaşıyoruz. Avrupa Birliği’nde coğrafi işaret olarak tescil edilen Milas zeytinyağı imzasını biz de Yeniköy-Kemerköy zeytinyağlarımızda kullanıyoruz.”
ARKEOLOJİK
MİRASA DA KATKI
MADEN sahalarında kömür çıkartılmadan önce Turizm ve Kültür Bakanlığı öncülüğünde arkeolojik kazılar yapıldığını hatırlatan M. Serhat Dinç, bugüne kadar yapılan kazılarda Erken Tunç, Geç Geometrik, Arkaik, Klasik, Helenistik, Erken Roma, Doğu Roma dönemlerine ait farklı tiplerde 75 adet mezar, 4 adet zeytinyağı işliği ve 2 tane de konut tabanı bulunduğunu dile getirdi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’yla 2015’te protokol yaptıklarını aktaran Dinç, şu bilgileri paylaştı:
“Kazı çalışmaları kapsamında mevcut durumda YK Enerji tarafından 18 arkeolog, 75 işçi istihdam ediliyor. Bu istihdamın önemli bir bölümünü köylü kadınlar oluşturuyor. Bu kazılarda bulunan eserler, kazı evinde analiz edildikten sonra birleştirilerek Ören’de kurulan Ören Arkeopark Açık Hava Müzesine taşınıyor. Anıtsal nitelikte mezarların, mimari yapıların ve bölgenin arkeolojik mirasını yansıtan ünik örneklerin yer aldığı Milas Ören Arkeopark Alanı, bünyesinde barındırdığı eserlerle birlikte tarihin tam 7 ayrı dönemine ve 4 bin 500 yıllık bir zaman dilimine ev sahipliği yapıyor. Taşıma işlemleri tamamlanınca Arkeopark Alanı’nda, etnografik ev şeklinde düzenlenecek olan karşılama merkezi, güvenlik üniteleri ve zeytinyağı atölyesi canlandırma alanı bulunacak.”