Kurtalan Ekspres "Sessiz Çığlık" ile kadına şiddete ve küresel ısınmaya dikkat çekiyor

İzmir’de özellikle üniversitelerde bahar şenliklerinin coşkusunun yaşandığı şu günlerde 3 gün boyunca İzmir’e misafir olan grubun en eski üyesi Ahmet Güvenç ve Bülent Güven’le Hürriyet için özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Sessiz Çığlık bundan önce yaptığınız albümlerden farklı bir albüm. Albüm toplumsal sorunlara değiniyor ve içinde yepyeni besteler var. Sessiz Çığlık‘tan biraz bahseder misiniz?

Ahmet Güvenç: Göğe Selam 1 ve Göğe Selam 2 albümlerimizde Cem Karaca ve Barış Manço şarkıları farklı sanatçılar tarafından seslendirilmişti. Sessiz Çığlık albümünün bu iki albümden farkı Barış Manço'dan sonra ilk kez yeni bestelere yer vermiş olmamız. Yeniden albüm yapma kararı aldığımızda, yapacağımız albüme yeni besteler koymaya karar verdik. Ve bu besteler sosyal içerikli olmalıydı. Ülkenin ve dünyanın pek çok problemle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Bu problemlerle ilgili konuları işlemek bize daha uygun geldi.

Bülent Güven: Bir de böyle konuları bizim Kurtalan Ekspres olarak üstlenmemiz ve dillendirmemiz gerek diye düşünüyoruz. Kimsenin gidip konser vermediği yerlerde Kurtalan Ekspres olarak halk konserleri verdik. Örneğin 2016 yılında gittiğimiz Kurtalan ilçesinde, ilk defa bir grup konser vermiş. İlk defa bir grup, Kurtalan Ekspres oraya gitmiş. Biz bu tarz yerlere çok fazla gidiyoruz. Tabii ki insanların da sevgisi ve saygısı artıyor. Zaten gruba geçmişten gelen bir saygı var, bir de siz onların ayağına gidince size bakışları da bir anda değişiyor. O sevgiyi ve kucaklamayı görüyorsunuz. Verdiğimiz konserlerin sayısını unuttuk. Ayrıca, benim şahit olduğum 1600’ün üstündeki konserin her birinde bizler “Kadına Şiddete Hayır” diye bağırıyoruz. Her konserimizde bunu vurguluyoruz. Buna benzer toplumsal problemlere de atıfta bulunuyoruz. Sahnede yaptığımızı yapacağımız albümle de yansıtmamız gerekiyordu. Biz müzik yapıyoruz ve bunları müziğimize taşıyarak anlatmak mecburiyetindeyiz

Ahmet Güvenç: Yeni grupların ne yaparsak tutar kaygısı oluyor. Kurtalan Ekspres’in öyle bir kaygısı yok. Biz topluma ne anlatmalıyız kaygısı taşıyoruz. Bizim derdimiz o. Albüme adını veren Sessiz Çığlık şarkısı da, sözlerinde kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini işlediğimiz bir şarkı. Şarkıyı Şevval Sam seslendirdi. Ayrıca küresel ısınmanın dünyaya getirebileceği felaketleri anlatan bir şarkı daha var, Uyanın isminde. O şarkıyı da rahmetli Bahadır Akkuzu'yla yıllar önce birlikte yapmıştık. O şarkıyı da bu albüme almak istedim.

Gençler asla Kurtalan Ekspres’i dinlemeyi bırakmadı. Grup hiç eskimedi. Bunu nasıl sağladınız?

Ahmet Güvenç: Barış Manço ile 23 sene beraber çalıştık. O dönem pek çok Anadolu turnesi yaptık. O zamanlar televizyon yoktu. televizyon olmadığı için de yeni bir plağımız çıktığı zaman onu gidip bütün şehirlerde çalarak bir fiil duyurarak insanlara tanıtıyorduk ve o zamanki turneler 2-3 ay süren turneler oluyordu. Dinleyicilerin ayağına gidiyorsunuz ve onlarla iç içeydiniz. Dinleyenlerinizle temas halindeydiniz. O zamanlardan gelen bir dinleyici kitlemiz var. Ayrıca genç müzisyenlerle birlikte çalışmak beni gerçekten diri ve genç tutuyor. İnsanlar bizim bütün şarkılarımızı aşağı yukarı ezbere biliyorlar. Bu çok güzel bir şey. Kurtalan Ekspres’in 7'den 77'ye dinleyicisi var. İnsanlar çocuklarını alıp bizim konserlerimize gelebiliyorlar. Bu da çok güzel bir şey.

Bu albümde çok farklı bir şarkı var. Son 10 yıldır Kurtalan Ekspres'te klavyeci, gitarist, besteci ve aranjör nam-ı diğer Joker, Bülent Güven’in Farsça söylediği Mabera. Çok da enteresan bir çalışma. Mabera’dan bahseder misiniz?

Ahmet Güvenç: Mabera’nın sözleri Mesnevi’den alıntı. Şarkının sözleri kardeşlik mesajı veriyor ve hümanist bir deyiş. O sözler bizi çok etkiledi. Bülent’in de güzel bir parçası vardı. İkisini adapte ettik. Pat diye de çaldık. Çok da keyifliydi.

Bülent Güven: Evet, pek çok şarkının aranjesinde Ahmet Ağabey ile birlikte çalıştığımız oldu ama “Mabera” Kurtalan Ekspres’e verdiğim ilk beste. Parçanın süresi 1 dakika 30 saniye ve bir anda oluştu diyebiliriz. Kısa bir parça ama eğer söyleyeceğiniz şeye bir dakika yetiyorsa bunu 5 dakikaya uzatmaya çalışmanın hiç anlamı yok. Söylemek istediğinizi öldürürsünüz. Şarkıyı önce orijinal sözleriyle farsça, sonra da Türkçe söyledim. Sanırım bu da insanlara ilginç geldi. "Ma bera-ı vasl amedim/Ne bera- ı fasla medim"... Türkçesiyle; "Gelmedik nifak etmeye/Derdimiz bir etmektir/Kurulsun diye dost meclisi/Bin canı feda eyledik." Gelen dönütlerden ve beğenilerden o kısacık bestenin bu sözlere güzel oturduğunu anlıyorum. Beğeni için tüm dinleyicilere teşekkür ederim.