Kumar bağımlılığında uzun vadede kayıp kaçınılmazdır

Güncelleme Tarihi:

Kumar bağımlılığında uzun vadede kayıp kaçınılmazdır
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2023 16:25

KUMARIN daha çok kazanç elde etmek amacıyla eldeki para ya da kazancı riske atmak olarak tanımlanabileceğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Bora, günümüz şartlarında teknolojinin de etkisiyle sanal bahis, iddia, farklı şans oyunları oynayan kişi sayısının ciddi oranda arttığını açıkladı.

Haberin Devamı

Bora, hatta bazı kişilerde dijital para (coin) veya borsa alanlarının da kumar oynama davranışına benzer etkiler yaratmaya başladığını vurguladı. Kumar oynama davranışının ‘kumar bağımlılığı’, yani tıbbi adıyla ‘patolojik kumar’ olarak adlandırılması için bazı kriterlere ihtiyaç duyulduğunu belirten Dr. Özlem Bora, “Kişinin kumarı sürekli oynaması ve bu davranışla ilgili kendini kontrol edememesi, kontrol etme çabalarının yetersiz kalması, kendisini ve ailesini maddi olarak zor duruma sokacak şekilde kayıpların olması, ailenin finansal kaynaklarını tüketmesi, kayıplarını yine kumar oynayarak kapatmaya çalışması, bir gün mutlaka maddi açığını kapatacağı inancı, maddi kayıpları kapatmak için yasadışı yollara başvurması, başını belaya sokacak maddi ilişkilere girmesi, kumar oynadığını gizlemek için sürekli yalanlar söylemesi, kişinin kumar bağımlısı sayılabilmesi için aranan kriterler arasında yer almaktadır” diye konuştu. “Genel anlamda kumar bağımlılığı, biyolojik olarak diğer bağımlılıklar gibi beyindeki ödül sistemleriyle ilişkili olduğu için, kişiler zaman zaman kısa vadede geçici doyumlar yaşasalar da uzun vadede kayıp kaçınılmazdır” diyen Bora, “Kumar bağımlılığı olan kişiler çoğunlukla tedaviye sorun kronikleştikten sonra başvurur. Aile yaşamları, maddi durumları ve işleri riske girdikten sonra tedavi arayışı başlar. Bu nedenle depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi ek psikiyatrik sorunlar da tabloya eklenebilir” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

NASIL TEDAVİ EDİLEBİLİR?

Tedavide öncelikle kişinin mevcut durumunun ve öncesinde var olan ek hastalığı olup olmadığının değerlendirildiğini kaydeden Bora, şöyle devam etti: “Bipolar bozukluk, madde bağımlılığı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon eş tanıları olup olmadığına göre tedavi şekillenir. Tedavide ilaç tedavileri, bilişsel davranışçı terapi ve diğer psikoterapiler uygulanır. Ailenin tedaviye katılımının sağlanması, psikolojik destek ve kişinin para yönetiminin kontrolü gibi alanlarda önemlidir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!