Güncelleme Tarihi:
CİLT kanserlerinin derinin her yerinde görülebildiğini belirten Özel İzmir Gazi Hastanesi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Öksüz, ancak güneş ışınlarına daha çok maruz kalan yüz, kulaklar ve boyun bölgesinde cilt kanseriyle daha sık karşılaşıldığını söyledi. Cilt kanserlerinin ‘bazal hücreli kanser’, ‘skuamöz hücreli kanser’ ve ‘melanom’ olarak üçe ayrıldığını dile getiren Op. Dr. Öksüz, sık görülen cilt kanseri türü olan bazal hücreli cilt kanserinin, epidermisteki (cildi dış etkenlere karşı koruyan üst tabaka) bazal hücrelerin değişimiyle oluştuğunu bildirdi. Genellikle güneşe maruz kalan bölgelerde geliştiğini vurgulayan Öksüz, şu bilgileri verdi: “Gelişimi yavaştır, cilt geneline yayılmaz ve nadir olarak hayatı tehdit eder. Örnek olarak yüz bölgesi bazal hücreli kanserin en sık saptandığı bölgedir. Açık ten rengine sahip insanlarda en sık görülen cilt kanseri tipi bazal hücreli cilt kanseridir. Yaygın olarak görülen kanser türlerinden biri de skuamöz hücreli cilt kanseridir. Koyu ten rengine sahip insanlarda en sık gözlenen cilt kanseri tipidir ve bacaklar ve ayaklar gibi güneşe maruz kalmayan vücut bölgelerinde gözlenir. Bununla birlikte açık ten rengine sahip insanlarda skuamöz cilt kanseri baş, yüz, kulak ve boyun gibi güneşe maruz kalan vücut bölgelerinde görülür. Skuamöz hücreli cilt kanseri lenf bezleri ve iç organlara yayılabildiği için tedavinin hemen başlatılması gerekir. Zamanında tedavi edilmeyen skuamöz hücreli cilt kanseri ölümle sonuçlanabilir. Üçüncü ve en tehlikeli cilt kanseri türü olan melanom ise diğer cilt kanseri türlerine oranla nadir olarak görülmekle birlikte erken teşhis edilmediği takdirde ölümle sonuçlanabilir.”
BENLERDE RENK VE ŞEKİL DEĞİŞİKLİĞİNE DİKKAT
Cilt kanserlerini tetikleyen faktörler arasında en önemlisinin güneş ışınlarının cildimiz için zararlı etkisine neden olan UV-B olduğunu belirten Öksüz, UV-B ışınlarının baş, boyun bölgesinde görülen bazal hücreli ve skuamöz hücreli karsinomda en önemli etken olarak gösterildiğini söyledi. Yaşla birlikte cilt kanseri görülme riskinin arttığını, bunun nedeninin de yaşla birlikte güneş ışığına maruziyet süresinin artması olabileceğini dile getiren Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yüzden güneş ışınları deri kanserine sebep olan en önemli neden olduğundan, en önemli koruyucu önlem güneşten kaçınmaktır. Güneşin dünyaya en dik ulaştığı saatler olan 10.00-16.00 saatleri arasında güneşten korunmak, açık renkli, sıkı dokumalı koruyucu giysi ve geniş şapka kullanmak, güneşten koruyucu kullanımına çocukluk döneminde başlamak cilt kanserinden korunmak için gereklidir. Doğuştan çilli olanlarla, çok fazla sayıda beni (nevüs) olanlar, ailesinde deri kanseri öyküsü bulunanlar, açık arazide çalışanlar, kontrolsüz güneşlenenler, çocukken çok güneş altında kalanlar ve güneş yanığı öyküsü olanlar, solaryuma girenler, ayrıca radyoaktif ışın tedavisi (radyoterapi) görenler, katran, zift, arsenik gibi kimyasal karsinojen maddelere kronik şekilde maruz kalanlar ve kronik mikrotravmalara maruz kalanlarda cilt kanseri gelişme riski fazladır. Bir kez cilt kanseri olan birinde ikinci bir kez cilt kanseri görülme riski de daha fazladır.”