Güncelleme Tarihi:
Mehmet CANDAN/İZMİR, (DHA)- İZMİR'de, birlikte kaldığı cezaevinde ağabeyinin yanarak ölmesinden sonra akli dengesini yitiren Erdoğan Kaya (40), sağlık kontrolü için gittiği hastanede komşusu tarafından evine götürülünce firar ettiği sanıldı. Akli dengesinin yerinde olmadığı kanıtlanan Kaya, cezasının bir kısmını çekip denetimle serbestlik hakkı doğmasına rağmen, firar nedeniyle disiplin cezası alınca tahliye edilmedi.
İzmir'de yaşayan Erdoğan Kaya, farklı suçlardan 33 yıl hapis cezasına mahkum olunca, yine kendisini gibi hükümlü olan ağabeyi Erkan Kaya ile Muğla E Tipi Cezaevi'nde cezasını çekmeye başladı. Ağabey Erkan Kaya, 2013 yılında henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında alevler arasında kalarak ağır yaralandı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. İddiaya göre Erdoğan Kaya, ağabeyinin yanarken attığı çığlıkları duyunca, ruh sağlığı bozuldu. Kaya bir süre sonra ise İzmir'in Aliağa ilçesindeki Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ne nakledildi. Sağlık problemleri devam eden Kaya, muayene için getirildiği hastane koridorunda beklerken, bir komşusu onu görerek evine götürdü. Firar ettiği sanılan Kaya, evinden alınarak ekipler tarafından tekrar cezaevine götürüldü.
Firar suçundan İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Kaya'nın Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ndeki kontrolleri sonucunda, akli dengesinin yerinde olmadığına dair rapor düzenlendi. Akli dengesi yerinde olmadığı anlaşılan Kaya için mahkeme ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verdi. Bu sırada Kaya'nın cezaevinde kaldığı süre göz önüne alınarak denetimli serbestlik hakkı doğdu. Ancak firar ettiği gerekçesiyle Karşıyaka İnfaz Hakimliği tarafından disiplin cezası alan Kaya'nın müddetnamesi bozuldu ve cezaevinden çıkış süresi 3 yıl uzadı.
'ORTADA HUKUKİ BİR HATA VAR'
Kaya'nın avukatı Öykü Su Güler, İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği ceza verilmesine yer olmadığına dair kararla birlikte infaz savcısına müddetnamenin düzeltilmesi için başvurdu. Ancak infaz savcısı, Karşıyaka İnfaz Hakimliği'nin verdiği disiplin cezası nedeniyle avukat Güler'in başvurusunu reddetti. Savcının başvuruyu reddetmesi üzerine dosya o gün nöbetçi olan 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Bu mahkeme de Güler'in başvurusunu reddederek dosyayı bir üst mahkeme olan 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
Mahkeme dosyayı incelerken, Avukat Güler, İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesi'nin Kaya için ceza verilmesine yer olmadığına dair karar vermesine rağmen denetimli serbestlikten yararlanamamasını hukuki bir hata olarak değerlendirdi. Müvekkilinin ağabeyinin yanarak ölmesi sonucu akli dengesini yitirdiğini ve bunun da hastane raporlarıyla kanıtlandığını söyleyen avukat Öykü Su Güler, "Müvekkilim konuşmuyor ve derdini anlatamıyor. Kendiliğinden cezaevi hayatını idame ettirebilmesi mümkün değildir. Ailesi hayati tehlikesi olduğunu düşünüyor ve başka bir cezaevinde yanarak vefat eden diğer oğullarının acısı dinmeden aynı olayın müvekkilime de olabileceğini düşünüyorlar. Eski infaz kanuna göre cezasını çekmekte olan müvekkil, hastaneye götürüldüğü esnada kaybolması sonucu komşusu tarafından tek başına olduğu halde bulunup, evine götürülüyor. Bu sırada da müvekkilin akli dengesi yerinde değil. Yasalarımıza göre firar suçu işleyenler kişiler hakkında hem ceza davası açılıyor, hem de bu fiili sebebiyle koşullu salıverilme süreleri uzuyor. Yani cezaevinde kalma süresi uzuyor. Hasta olan müvekkilin rahatsızlığı raporla tespit edilmesi sonucunda yargılandığı mahkemede ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesine rağmen, yüksek yargı kararları göz ardı edilerek, ceza yargılamasının sonucu dahi beklenmeden bu şekilde bizce hatalı olarak düzenlenen müddetname sonucunda müvekkilin cezaevinde kalacağı süre 3 yıl uzamıştır. Diğer yandan müvekkilin akli dengesinin yerinde olmaması hasebiyle derhal sağlık kuruluşuna sevki gerekmektedir" dedi.
FOTOĞRAFLI