Güncelleme Tarihi:
Kedi, canlılar dünyasının en özellikli hayvanlarından biri. Kimine göre bir masaj aleti, kimine göre kafasını kafamıza ya da bacaklarımıza sürten kadifemsi bir oyuncak. Yiyip, içip, çiş-kaka yapıp, arada birtakım nesnelere zıplamasından başka bir işi olmayan, hatta günün büyük bölümünü uykuyla geçiren bu tembel hayvan nasıl oluyor da bu işlevsizliğiyle insana mutluluk verebiliyor?
İlk bakışta kediyle yaşamak insana sadece psikolojik anlamda olumluluk sağlayan bir özellik gibi görünse de bilimsel araştırmalar kalp, tansiyon, kemik erimesi gibi birçok rahatsızlığın tedavisinde kedi mırlamasının olumlu etkilerini tespit etmiş bulunuyor. Hatta sporcuların vücut sistemini dengelemek için de kedilerin desteğine ihtiyaç duyulduğu biliniyor. Bir kediniz bile yok mu? Dikkat! Oğlak Yayınları’ndan ilk kez 2017’de çıkan 128 sayfalık bu kitabı okuduktan sonra kedisiz yaşayamayabilirsiniz.
KAHVE, KİTAP VE KEDİ
Tarkan Kaynar, “AVM düzeni evcil hayvanlardan bizi uzaklaştırdı. Oysa eski mahallelerde birçok yerde kedilere rastlanırdı. Entelektüellerin ‘3K’ alışkanlığı vardı: Kahve, kitap ve kedi. Çok sevgili bir arkadaşımın kucağında kedi uyudu mu, o uyanıncaya kadar yerinden kalkmazdı. Paris’te ‘Kedi’ adlı kahvenin sahibesi kedilerin mırmır terapisinin önemini vurguluyor: Kedilerin mırmırlaması artrit ve romatizmayı rahatlatmasıyla birlikte kan basıncı ve kalp atışını düzene sokar. Bir okurun da hayvan fobisi varmış, 18 kedili bir ofiste çalışmaya başlayınca sevgi tutkuya dönüşmüş. 18 kediden en az ikisi çevresinde dolaştıkça keyif duyuyormuş. Kediyle büyüyen çocuklar, daha sevecen, daha nazik oluyorlarmış. Evcil hayvanlarla yaşayan yaşlılar daha sağlıklı oluyorlarmış” diyor.
Bu konuda yerli ve yabancı birçok üniversitede yapılan çalışmalardan alıntılar yapan Kaynar, ekliyor: “Çeşitli ruhsal hastalıkların tedavisinde kedinin rolünün önemini bu kitabı okuyan fark edecektir. Kitabın bir bölümünde terapinin yöntemleri sıralanıyor. Hayvan destekli terapinin Türkiye’de uygulanma yaygınlığının oranını da yine bu kitaptan öğrenebilirsiniz. Hastalıkları ve ölümleri önceden kestiren kediler var. Hem keyfini, hem de sağlığını düşünenlere bir kedi mutlaka lazım.”
HER DERDE DEVA BİR ARKADAŞ
HÜRRİYET yazarı Doğan Hızlan, bir yazısında ‘Kediatri’ için şunları yazmış: “Kedi beslemenin, evde kedi bulundurmanın yararlarını biliyor musunuz? Hem de sağlık açısından. Tarkan Kaynar’ın ‘Kediatri-Kedili Tedavi’ kitabını okuyunca kedinin nerdeyse her derde deva bir arkadaş olduğu kanısına vardım. Yazar, önsözde kedi için bir kimlik tarifi yapıyor: Kedi, canlılar dünyasının en özellikli hayvanlarından biri. Düşünün ki hem rahatına çok düşkün, hem de bu arada insanı rahatlatmayı başarabiliyor. Kedilerin bağımsız, başına buyruk olduklarından söz ederiz. Oysa yazarın belirttiğine göre hasta annesinin yanında yatar, o banyoya girdiğinde kapıda beklermiş. Geçenlerde televizyonda kedinin köpek yavrularına sahip oluşunu seyrettim. Köpek yavrularını anası terk etmiş, kedi onlara süt veriyor... Derken köpek geri gelmiş, kedi bir türlü onu yavrularının yanına yaklaştırmıyor. Hayvanlarla tedavinin tarihi bölümündeki Sibel Oymak ile İmran Koçak’ın araştırmalarına göre eski Yunanlar tedavi tapınaklarında köpekleri kullanmış ve melankolik kişileri iyileştirmek için de at binmelerini sağlamışlar. Sonuç olarak, evcil hayvanlar 18’inci Yüzyıl’ın sonlarından bu yana terapi amacıyla kullanılıyor.”