Güncelleme Tarihi:
Sizi tanıyabilir miyiz? Çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
- 1987 İstanbul doğumluyum. Maltepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldum. Askerlik sonrası hem mimar olarak, hem de aile mesleği olan gıda sektöründe çalışmaya başladım. Bir dönem iş yoğunluğundan dolayı sadece yeme-içme sektöründe devam etmek durumunda kaldığım için mimarlık ikinci planda kaldı. Yaklaşık iki yıldır asıl mesleğimi yapamıyorum. Sonrasında İstanbul’un meşhur Sarıyer böreğini Bodrum’a getirip Turgutreis’te bir şube açtık. Akabinde Bodrum merkezde bir şube daha faaliyete geçirdik. Şu an ikinci yılımızda yine Turgutreis’te olmak üzere 3’üncüsünü açıyoruz. Önümüzdeki yıl Yalıkavak ve Bitez için girişimlerimiz olacak. Kontrollü bir şekilde büyüyüp işlerimizi geliştirme hedefindeyiz.
KORKTUĞUM GİBİ OLMADI
Bodrum’u neden tercih ettiniz?
- “Bodrum çocukluk aşkım” diyebilirim. Neredeyse doğduğumdan beri ailemle her yıl yazlıkçı olarak gider gelirdik. Özellikle son 5 yıldır İstanbul’un yoğunluğu, trafiği ve kaosundan son derece bunalmış bir vaziyetteydim. Kendimi bir an önce Bodrum’a atmanın yollarını arıyordum. Hemen olmadı tabii. İstanbul’daki işlerimizi kademeli olarak kapatıp, Bodrum’da yeni bir altyapı oluşturup bir dükkan açtık. Arkası kendiliğinden geldi. Bodrum’un yerlilerinden çok sayıda arkadaşım var. Onların da gelişimde büyük etkisi ve yardımı oldu. İstanbul’dan gelmiş biri olarak, ilk zamanlar kendime, “Ben kışın Bodrum’da ne yapacağım?” diye sorduğum olmuştu. Bu anlamda hiç korktuğum gibi olmadığını itiraf edebilirim. Bodrum kışın daha da güzelmiş. Hatta, “Bu radikal kararı keşke daha önce gerçekleştirebilseydim” diyorum.
DÜNYANIN EN HUZURLU YERİ
Bodrum ve Milas’taki mekanlar hakkındaki düşünceleriniz? Favori işletmelerinizi paylaşabilir misiniz?
- Gümüşlük benim için dünyanın en güzel ve huzurlu yeri. Herhangi bir balıkçıda, deniz kenarında sevdiklerinizle yemek yemek çok keyifli. Sonrasında ‘Off Gümüşlük’ veya ‘Club Gümüşlük’te bir konser yakalayabilirseniz ne ala! Merkezde; ‘La Passion’, ‘Arka Pizza’, ‘Müdavim’, ‘İki Sandal’ ve ‘Komodor’ ilk aklıma gelenler. Ortakent’te denize girmek ve güneşlenmek için ‘Pub’ı tercih ediyorum. İyi kahve ve ambians için ‘Zai Bodrum’ ile ‘Hey Joe’ ziyaret edilesi mekanlar. Milas taraflarında Çökertme’de bir hafta sonu geçirmek bana çok iyi geliyor. Arkadaşlarımla birlikte ‘Kaptan İbrahim’ adında gittiğim bir restoran var. Konaklama imkanı da sağlıyorlar. Az kalsın unutuyordum. Gürece’deti ‘Atgeç’te köy tavuğundan çok güzel kavurma yapıyorlar.
RÜZGAR SÖRFÜNÜ EKLEYİN
Sizden bir Bodrum programı alabilir miyiz? Neler yapılabilir?
- Gümüşlük’te bir akşam yemeği ve sonrası benim için kaçınılmaz. Çökertme’de bir hafta sonu da öyle... Akyarlar’ı sahil ve deniz anlamında tavsiye edebilirim. Denize açılma imkanı olanlar için görülmeye değer adalar mevcut. Çatal, Adaboğazı ve Karaada aklıma ilk gelenler. Cennet Koyu mutlaka görülmeli. Bunun için birçok beldede günübirlik veya daha uzun tekne turu organizasyonları yapılıyor. Balık tutmayı sevenler için de bu tarz organizasyonlar var. Ben henüz fırsat bulamadım ama rüzgar sörfü mutlaka yapılacaklar listesinde olmalı. Kamp severler için de birçok imkan ve mekan mevcut. Bodrum Kalesi ve Zeki Müren Müzesi’ni gezmek de yapılacaklar listesinde olmalı.
BU DÖNEMDE OLMAK ŞANS
Pandeminin hayatınıza ve işinize etkilerinden söz eder misiniz? Sektörünüze yansımaları ne yönde oldu?
- Her sektörde olduğu gibi yeme-içme ve yerinde tüketim işletmeleri olarak biz de bu konudan ciddi anlamda zarar gördük. Sadece paket servis ve gel-al şeklinde faaliyetimize devam ederek bir an önce bu pandeminin son bulmasını bekliyoruz. Normal yaşantımda da birçok değişiklik oldu. Çok evcimen bir insan değilim. Zamanımın çoğunu evde geçirmek zorundayım. Bu süreci bir metropolde geçirmek yerine Bodrum’da geçirmek de bir şans sayılabilir. Güzel günlerin tekrar geleceğini umut ederek dört gözle bekleme halindeyim.