Güncelleme Tarihi:
* İTO seçim sürecine girdi. Bugüne kadar konuşmadınız. Süreçle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Seçim süreci aslında eylülde başladı. Ekimde seçim olacaktı, ona göre hazırlandık. 6 ay ertelenince herkese rehavet geldi. Eylülde karışımızda hiç aday yokken, 6 ay sonra ‘Adayım’ diyenler çıkmaya başladı. 1 ay var seçime. 9 Nisan’da önce meslek komiteleri ve meclis üyeleri seçimi yapılacak. Yönetim kurulu başkan adayı o zaman ortaya çıkacak. Şu anda adaylık söz konusu olamaz. ‘Aday adayıyım’ diyebilirler. Ama şu anda herkesin ‘Adayım’ dediğini duyuyorum. Seçilin de görelim.
* İki isim var ve onlar çalışmalara başladı. Siz de bu süreçte hazırlık yapıyor musunuz? Ya da doğrudan sormak gerekirse aday mısınız?
- Ben hiçbir zaman meslek komiteleri seçimleri bitmeden ‘Adayım’ demedim. Meclis üyesi olabilmekle ilgili çalışma elbette yapıyorum. Arkadaşlarım da yapıyor. Herkes yapıyor. Meclis üyesi olunmadan ‘Adayım’ demek, oda seçim sistemini bilmemektir. En önemlisi, seçilecek meclis üyelerine saygısızlıktır. Şu anda ‘Adayım’ demek doğru değil. Seçim sonuçları ve gelişmelere göre meclis üyeleriyle birlikte karar vereceğim. Bu aslında kelimenin tam anlamıyla ‘Aday’ değil, ‘Aday adayı’ olmaktır. Böyle bir yanlış olgu var. Umarım 9 Nisan akşamı seçimin düğümü çözülecek. Şu anda iki aday adayı var. Aday olmak için önce meclis üyesi olmak gerekir. Umarım komitelerinden seçilirler.
* Üyelerinizden gelen tepkiler nasıl? ‘Devam edin’ ya da ‘Etmeyin’ şeklinde tepkiler alıyor musunuz?
- Ben, ‘Devam etmeyeceğim’ demedim ki... Destek verenler çok. İzmir için yaptıklarımın kadrini kıymetini bilen üyeler zaten ısrarla bana bu konuda desteğini ifade ediyor.
KOLTUKTA OTURMA DERDİM YOK
* O zaman seçim sisteminizi bir tarafa bıraktığımızda, o aşamaları geçtiğinizi de düşünürsek, yeniden yönetim kurulu başkanlığına adaylık sebebiniz ne olacak?
- Ben 25 yıldır oturan başkan olmadım. Yine oturmak için başkan olmam. İş yapmak için başkan olurum. Kartvizit kullanmak için başkan olmam. Elbette İzmir her şeye layık. İzmir için herkes ucundan tutup bir şeyler yapıyor ama artık burada, odadaki ekip arkadaşlarım öylesine deneyimli hale geldi ki, İTO yaptığı çalışmalarla örnek gösterilen bir marka oldu. Daha yapacağımız çok şey var. Örneğin yeni binamız... İki bina yetmediği için proje ürettik. Sıradışı bir bina hayal ettik. Kordon’a geçmişteki kaliteli yapısını tekrar geri getirmek istedik. Binamızın 1’inci Kordon cephesindeki mimarisi, 1922’deki büyük İzmir yangını öncesindeki mimarinin bir örneği.
* 25 yıldır başkansınız... ‘Ekrem Bey bu koltuğa oturdu, bir daha da kalkmıyor’ eleştirileri yapılıyor...
- Ben koltukta oturmuyorum ki... Zaten odamda makam masası ve koltuğunu da kaldırmıştım. Benim koltukta oturma, kartvizit kullanma gibi bir derdim yok. Kendimi her zaman İzmir’e bir şeyler katmak, daha iyi noktalara taşımak zorunda hissediyorum. Çünkü İzmir benim hayatım. Birçok insan ve bu seçimde adaylardan bazılarından, ‘İzmir durgunluk içinde’, ‘İzmir’in ticareti, sanayisi geriledi’ diyenlar var. Bunların hiçbiri doğru değil. ABD merkezli Brookings Enstitüsü, İzmir’i dünyanın en hızlı gelişen 2’nci şehri ilan etti. Türkiye’de, İstanbul’dan sonra İzmir geliyor. Başkan olduğum dönem havalimanına 2 milyon yolcu geliyordu. Şimdi 12 milyon. İzmir nereden nereye geldi... İzmir’in sanayi bölgelerini sayamazsın. İstanbul’dan yaşamak için buraya gelmek istiyorlar. Bunun cevabını aramak gerekiyor. 25 yıl önce İzmir neydi, bugün nerelerde? Bunda tabii ki devletin, belediyenin yatırımları çok önem taşıyor ama İTO’nun çalışmalarını görmemek de körlük olur. İTO bu kente katkı koyan bir yapı. Projelerin çalışmaları yıllar sürüyor. Burası kulüp değil. ‘2 sene yap, 2 sene sonra devret’ diyecekseniz, olmaz. Hayatımın yarısı burada geçti. 1992’de başkan oldum. O zamandan bu yana da seçim kaybetmedim. Aslında eleştirenler çok doğru söylüyor. Ben de, ‘Artık yeter’ diyorum ama bitmesi gereken projeler var. Yeni hayallerim var. Onları düşününce, ‘Yola devam’ diyorum.
İŞİ YARIM BIRAKIP
KAÇANLARDAN DEĞİLİM
* Diğer adayların da projeleri var. Onlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Ben kendi projelerime bakıyorum. Başkasının projesiyle ilgili yorumda bulunmam yanlış olur. İzmir için 1979’da 33 yaşındayken çalışmaya başladım. Ve İzmir için yaptıklarım var. Görünen her yerde... Bir insan bu kente illa katkı koyacaksa oda başkanı olması şart değil. Açıklanan projelere değil, geçmişte neler yapılmış ona bakarım. Benim geçmişte yaptıklarım belli. Oda başkanı olmadan önce de mesleklere katkı koyan eserler yaptım. Üyelerimiz de seçim yaparken aday olanlar yaşamlarında İzmir’e ne katkı yapmışlar, kaç ağaç dikmişler, bakacaklardır. Ben şansla bu yerlere gelmedim. Ayrıca aldığım işi yarım bırakıp kaçanlarından değilim.
2023 DÜNYA EXPO’SUNU
YAPMAYI PLANLIYORUM
* Size, ‘Yola devam’ dedirten projeleriniz neler?
- Bildiğiniz gibi oda başkanı olduğumda ilk dile getirdiğim projelerden biri EXPO’ya aday olmaktı. Hedefimiz EXPO 2000’di. Ama EXPO 2015’e aday olabildik. 2015 EXPO’sunda yürütme kurulu başkanıydım. 12 oyla kaybettik. Arkasından EXPO 2020’ye aday olduk. Her iki adaylık için canla başla çalıştım ama olmadı. Şimdi Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıldönümünde, 2023’te Dünya EXPO’sunu yapmayı planlıyorum. İTO, dünyaca bilinen, tanınan, marka bir ticaret odası. 120’yi aşkın kardeş odamız ve işbirliği anlaşması imzaladığımız kurum var. İzmir de bir marka şehir. Şehrimizin de kardeşleri var. Hepsi ile 2023’te ‘2023 World EXPO’ yapmak istiyorum. Ayrıca İzmir’e yeni bir ticaret merkezi gerekli. Yine İTOB OSB’de 2 bin 500 dönümde 350 fabrika parseli var. Üye talepleri devam ediyor. Bin 500 dönümlük alanda İTOB OSB’yi büyüterek üyelerimizin sanayi arsası ihtiyacını karşılayacağız. Güney Lojistik Bölgesi’ni İzmir’e kazandıracağım. Son 60 yılda İzmir kötü yapılaştı. 350 bine yakın gecekondu yapıldı. Oy için müdahale edilemedi. Her yıl 35 bin yeni konut yapılarak İzmir yenilenmeli, 10 senede kentsel dönüşüm sağlanmalı. Bakanlık ve belediye ile yakın çalışma içindeyiz. Kentsel dönüşüme ivme kazandırırsak, hem sektör zirve yapar, hem de İzmir’de kişi başı milli gelir 20 bin dolara çıkar. İzmir’de ulaşım önemli sorun haline geliyor. 2’nci, hatta 3’üncü çevre yolu, denizden tüple ulaşım, tüneller ve tabii toplu ulaşım yatırımlarıyla İzmir yaşanacak şehir olmaya devam etmeli. Yat limanı, akvaryum ve gezinti alanı olarak kullanılacak dalgakıran da başka bir proje. İzmir Ekonomi Üniversitesi hayatta en gurur duyduğum eser. 2018–2019 eğitim öğretim döneminde yüzde 15 olan indirim oranını sadece İTO üyelerinin çocukları için yüzde 25’e yükseltmeye çalışacağız. Böylece çocuğu okuyan her üyemize yılda 10 bin lira katkı sağlamış olacağız. Hedefim yüzde 50 indirimle okutmak. Eğitimde çok şey yaptık ama sağlıkta yapamadık. 2018 sonunda hastanemiz bitmiş olacak.
ANLADIM Kİ VEFA SADECE
İSTANBUL’DA BİR SEMT
* Seçim süresince bir takım ayrılıklar yaşandı. İstifa eden arkadaşlarınız oldu. Kızdınız mı, üzüldünüz mü? Ne hissettirdi size?
- 2009-2013’te 5 yönetim kurulu üyemizle problem yaşadım. Onlar da ayrılmıştı. Ama onların hiçbiri şu anda mecliste değil. Daha önce de seçimlerde rakiplerim hep başkan yardımcılarım oldu. Onun için taş uzaktan gelmiyor zaten. Beni Sezar gibi arkadan vurarak oda yaşamımı sonlandırmak isteyen Brütüs’ler başarılı olamadı. Özetle, olağan bir durum. Allah yollarını açık etsin. Helallik almadan, kaçar gibi ayrıldılar. Şimdi çok daha faydalı olabilecek genç arkadaşlarım onların yerini doldurdu.
* Değişim isteğiyle ayrıldıkları yönünde açıklama yaptılar. Daha önce bu isteği dile getirmişler miydi?
- Ben de ayrılma nedenlerini basında okudum. Ama yönetim kurulu toplantılarında nedense hiç ‘değişim’ konuşmadı bu kişiler. Zaten yeni dönemde yönetimde olmayacaklardı. İnandırıcı gerekçe bulmalarını beklerdim. Yenilik ve değişim benim yaşam biçimim. Anladım ki ‘Vefa’ İstanbul’da bir semt.
BENDEN ÖNCEKİ BAŞKANLAR VE BEN ODAYA
SİYASET SOKMADIM GÜCÜM SADECE ÜYELER
* Yerel seçimlerde belediye başkanlığına adaylığınız konuşuluyor. Böyle bir düşünceniz var mı? Ya da aldığınız teklif?
- İTO’nun başkanlık makamı sıçrama tahtası değildir. Öyle bir niyetim olsa aday olmazdım. Geçmişte hiçbir başkan da bunu yapmamıştır.
* İTO seçimlerine siyaset bulaştığı yönünde açıklamalar, kulisler yapılıyor. İTO’da siyasetin etkisi var mı?
- İzmir Ticaret Odası’nın 12’nci başkanıyım. Benden önceki tüm başkanlar ve ben odamıza siyaset sokmadık. Malum cemiyetleri bu işe karıştırmadım. Siyaset gücünü arkama almadım. Benim gücüm sadece üyeler. Her partiye, her görüşe eşit mesafeli durdum. Ülkemizi yöneten hükümetlere saygılı davrandım. Aykırılıklar sergilemedim.