Güncelleme Tarihi:
İZMİR (AA) - Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, "Karekodlu çek uygulamasının standart hale gelmesi taraflar için itibar ve güvenilirlik temini yanında, mali planların daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayarak fonlamayı arttıracak ve dolayısıyla iç piyasalara ivme katacaktır" dedi.
Akdoğu, yaptığı yazılı açıklamada, Bankalararası Kart Merkezi verilerine göre, 2015'de kart sayısının yüzde 5'lik bir artışla yaklaşık 170 milyona ulaştığını, bu rakamın 58 milyon 200 binlik kısmını kredi kartların oluşturduğunu belirtti.
2015 yılında yasal takip surecindeki gerçek kişi sayısının 2 milyon 623 bin 848'e yükseldiğini bildiren Akdoğu, Türkiye Bankalar Birliği) Risk Merkezi verilerine göre, karşılıksız çek ve senetlerin de arttığını kaydetti.
Akdoğu, Ocak 2016 itibarıyla karşılıksız işlemi yapılan çeklerin bankalara ibraz edilen toplam çeklere oranında en yüksek paya sahip üç ilin Kırklareli, Kırşehir ve Hakkari, en düşük illerin ise Kastamonu, Karabük ve Giresun olduğunu belirtti.
Piyasalarda eskiye göre çok daha fazla sahte çek ve senetlerin de dolaşımda olduğunu kaydeden Akdoğu, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Batılı ülkelerde olduğu gibi ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi gereğince, artık hapis cezası, iflas erteleme gibi yaptırımların uygulanmaması ve ülkemizde çeklerin vadeli bir enstrüman gibi kullanılması da karşılıksızlık oranlarını arttıran önemli unsurlar. Bu doğrultuda çeklerin sistemde yalnızca bir ödeme değil, aynı zamanda kredilendirme ve teminat fonksiyonlarını da barındıran bir enstrüman olduğu unutulmamalı. Sorunların önemli bir nedeni de standartların uygulanmaması, mali sicil sorunsalı ve tabii ki bilgi yetersizliği olarak özetlenebilir."
Akdoğu, karşılıksız ve sahte çeklerin önüne geçmek için geçen yıl hayata geçirilen karekodlu çek uygulamasının standart haline gelmesi gerektiğini belirterek, "Karekodlu çek uygulamasının standart hale gelmesiyle birlikte de taraflar için itibar ve güvenilirlik temini yanında, mali planların daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayarak fonlamayı arttıracak ve dolayısıyla iç piyasalara ivme katacaktır. Ayrıca, vade kısıtlaması ve sigorta koşulu getirilmesi gibi tedbirler de olası riskli alacakların azalmasına destek olacaktır" ifadelerini kullandı.