Güncelleme Tarihi:
ANEMİNİN tek başına bir hastalık adı olmadığını ifade eden İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Fahri Şahin, “Anemi bir hastalığın, durumun belirtisi veya bulgusu olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle anemiye sebep olan durumu bulmak gerekir. Kalıtsal hastalıklardan mineral, vitamin eksikliklerine, mide ülserinden mide bağırsak kanamalarına, kemik iliği yetmezliği dediğimiz miyelodisplastik sendromlardan (MDS) kolon kanserine ve kanser metastazlarına kadar birçok hastalık kansızlığın altında yatan sebep olabilir. Birçok kronik hastalığın ilk belirtisi de kansızlık olabilir. Örneğin Akdeniz anemisi dediğimiz talasemiler kalıtsal kansızlık sebeplerinden en bilinenidir. Bu hastalığa sahip bireyler çok hafif taşıyıcı olarak hayatlarında kansızlığı hiç hissetmeden veya az hissederek yaşarken talasemi majör dediğimiz hastalar düzenli kan alarak hayatlarına devam etmektedir” dedi.
DEĞİŞKENLİK GÖSTEREBİLİR
Bir mineral veya vitaminin eksikliğinin de kansızlığa yol açabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Fahri Şahin, şöyle devam etti: “Çok yaygın sebeplerden biri demir eksikliğine bağlı kansızlıktır. Demirin eksik olması durumunda kan üretiminde azalma meydana gelir ve zamanla kansızlık gelişerek hastalarda belirti ve bulgulara sebep olur. Demir eksikliği saptanan kişilerde de bunun sebebi araştırılmalıdır. Kadınlarda özellikle adet döneminde kaybedilen demirin beslenmeyle yerine konamaması, en önemli sebeptir. Altta yatan hastalık bir mide ülseri, polip veya damarsal anormallik durumları olabileceği gibi, mide veya kolon kanseri de olabilir. Ve bildiğiniz gibi erken teşhis bu tür kanserlerde hayat kurtarır.” Genel olarak kansızlığa ait bulguların halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı, eforla daha belirgin olan nefes darlığı, eskisine göre daha kısa mesafede yorulma-bitkinlik, solukluk, aşırı uyku hali olduğunu kaydeden Şahin, “Altta yatan sebep ile ilişkili belirti ve bulgular ise değişkenlik gösterebilir. Örneğin demir eksikliği anemisinde bu belirtilere ilave olarak saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma, tırnaklarda uzamama ve soyulma, ağız kenarlarında çatlaklar, yutma güçlüğü, kas güçsüzlüğü, konsantrasyon güçlüğü, dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve huzursuz bacak sendromudur. Bazı hastalarda görülen ilginç belirtilerden biri de toprak yeme veya buz yeme ihtiyacı hissetmeleridir” diye konuştu.
KANSIZLIK KADER DEĞİLDİR
Kansızlığın kadınlar için bir kader olmadığını da kaydeden Prof. Dr. Fahri Şahin, şu bilgileri verdi: “Birçok kadın her ay kaybettiği demiri yerine beslenmeyle koyamadığından yavaş yavaş gelişen demir eksikliğinin yarattığı kansızlıktan muzdariptir. Yavaş geliştiği için vücudumuz bu duruma adaptasyon gösterip depo demiri iyice boşalana kadar ve kan değeri belirgin ve kritik seviyelere düşmeden bulgu vermeyebilir. Bir de ailedeki diğer kadınlarda, örneğin annesi, teyzesi, ablası gibi akrabalarında da kansızlık olunca, bunu ailesel bir sebep olarak görüp normalleştirme eğilimi vardır. Oysa uygun ilaç, ideal süre ve doğru kullanımla düzelmeyecek demir eksikliği anemisi yoktur.”
KANSIZLIĞA yol açan durum aydınlatılmadan kan ilaçları, şurupları veya serum kullanılmasını doğru bulmadığını ifade eden Prof. Dr. Fahri Şahin, “Örneğin talasemi taşıyıcılarında belli düzeyde anemi vardır ve serum demir düzeyi, depo demir düzeyi ölçümleri yapılmadan demir ilaçlarının kullanılması bu hastalarda ‘demir yükü artışı’na sebep olarak daha riskli durumlara sebebiyet verebilir”
şeklinde konuştu.