Güncelleme Tarihi:
Kalpte, odacıkları birbirine bağlayan ve kanın akış yönünü tayin eden dört kalp kapağı bulunduğunu belirten Ekol Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Deniz Şerefli, bu kapakçıkların darlığı ve yetmezliği (kaçak) durumu ileri ve ciddi olduğunda, kapak operasyonunun çoğu zaman kaçınılmaz hale geldiğini, ya değişim ya da tamir yoluna gidildiğini söyledi.
KALP KAPAK DEĞİŞİMİ
Kalp kapak değişiminin hasarlı veya hastalıklı kapakçıkların yapay kapaklarla değiştirilmesi yoluyla kalbe optimum işlevselliği geri kazandırmak için tasarlanmış cerrahi bir işlem olduğunu dile getiren Doç. Dr. Deniz Şerefli, bu prosedürlerde kullanılan iki ana kapak türünün mekanik ve biyolojik olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Mekanik kapaklar, uzun süre yapısı bozulmadan çalışan, titanyum veya karbon gibi dayanıklı malzemelerden yapılmıştır. Bu kapaklar sağlamlıklarıyla bilinir ve uzun zaman bozulmadan dayanabilirler. Ancak bir diğer önemli durum, mekanik kapaklı hastalar, pıhtı oluşumunu önlemek için ömür boyu kan sulandırıcı ilaçlar kullanmak zorundadır. Öte yandan biyolojik kapakçıklar farklı hayvan dokularından üretilir. Bu kapaklar, insan kapakçıklarının doğal işlevini çok iyi taklit eder ve ömür boyu kan sulandırıcı ilaç tedavisi ihtiyacını ortadan kaldırır. Biyolojik kapaklar mekanik muadilleri kadar uzun ömürlü değildir. Ancak hastaların daha doğal ve konforlu bir yaşam sürmesini sağlar. Geleneksel yöntemle yapılan kalp kapak değiştirme prosedürleri eş zamanlı koroner by-pass uygulanacak hastalarda, çoklu kapak değişim ve tamirlerinde, daha önce kalp operasyonu geçirmiş hastalarda halen en sık kullanılan yöntemdir. Ancak küçük kesi dediğimiz göğüs kafesinin kısmen açıldığı, kaburgaların arasından direkt yapılan ya da özel cihazlar ile kapalı yöntemlerle yapılan kapak tamir ve değişim operasyonları sıklıkla başarı ile uygulanmaktadır. Böylelikle hastalar daha hızlı iyileşerek normal yaşam standartlarına kısa sürede kavuşmaktadırlar.”
KALP KAPAK TAMİRLERİ
Kalp kapak tamirlerinin kapak operasyonları içerisinde çok önemli bir yere sahip olduğunu kaydeden Doç. Dr. Deniz Şerefli, “Özellikle mitral kapak dediğimiz kalbimizin son kulakçık ve karıncığı arasında bağlantıyı sağlayan kapak, en sık tamir ettiğimiz kapak grubudur. Bir çok yöntem mevcut olmakla birlikte küçük kesiler ve video yardımlı cihazlar ile bu kapağın tamiri çok büyük bir hasta grubunda mümkündür. Burada hastanın kendi kapağı korunduğu için, kan sulandırıcı ilaç kullanma zorunluluğu ortadan kalkar ama biyolojik kapaklardaki gibi de kısa süreli bir çözümden ziyade çok uzun yıllar kalbin normal fonksiyonunun korunmasını sağlar. Özellikle tek başına mitral kapağın bozukluğu olduğunda çok büyük bir hasta grubunda tamir mümkündür ve başarı ile uygulanabilir” dedi.