Güncelleme Tarihi:
Stentler, günümüzde damar tıkanıklıklarının tedavisinde sıklıkla kullanılmaya devam ediyor. Kalp damarlarının içine yerleştirilen bu küçük metal tüpler, daralmış veya tıkanmış olan damarları genişletmek ve kan akışını düzenlemek için kullanılıyor. İlk olarak 1980’li yılların başında ortaya çıkan stent teknolojisi, sürekli gelişerek, daha yeni malzemeler ve tasarım özellikleriyle doğru hastaya doğru şekilde uygulandığında, kalp damar hastalıklarının tedavisinde etkili ve güvenli tedavi seçenekleri sunuyor.
Her geçen gün yenilenen ve gelişen stentlerin uygulanmadan önce hastaların bilimsel stent kullanım ilkelerine göre değerlendirilmesi gerektiğini belirten Özel Sağlık Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Biçeroğlu, doğru hastaya doğru şekilde uygulanan stentlerin yüz güldüren başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.
STENTLER NASIL BULUNDU?
1980’li yılların başında kalp damar tıkanıklıklarını anlamak için görüntüleme yöntemleri daha güvenle kullanılmaya başlandığını ve ülke genelinde yaygınlaştığını söyleyen Biçeroğlu, “Hastalığın doğasını anladıkça tıkanan damarlar balon işlemi ile açılmış ve bu yöntem tartışmaya açılmıştır. Balon sonrası damarın erken dönemde tekrar tıkanıyor olması, bazı ihtiyaçları doğurmuş ve bilim adamlarını damarın tekrar tıkanmasını engelleyen metal stentleri bulmaya zorlamıştır. 90’lı yıllarda kalp damarı içine konularak açıklığın sağlanması mümkün olabilmişse de çok değişik sorunların da başlangıcı olmuştur. İhtiyacın bu denli fazla oluşu, problemin yaygınlığı gibi sorunlar fazla olsa da stent kullanımın önüne geçememiştir” dedi.
İLAÇLI STENTLER
Stent kullanımının 2000’li yılların başında çoğalıp erken dönemde tıkandıkça yeni çözümler arandığını ifade eden Biçeroğlu, “Bu süreçte stent içi tıkanıkların engellenmesine yönelik ilaç kaplı ilk stentler geliştirilmiştir. Artık erken dönemde stent içi tekrar daralma engellense bile uzun dönemde oldukça değişik sorunlar bizleri bekler hale gelmiştir. İdeal stenti bulmak için endüstri çalışmış yeni yeni teknolojiler ile daha iyi davranışlar sergileyen stentler geliştirmeyi başarmıştır. Ancak sorun bununla da bitmemiştir. Ani gelişen kalp damar tıkanıklarını ve stent içi pıhtı oluşumunu engellemek için yeni ilaçlar geliştirilmiş ancak hastaların karşısına bu defa da kanama problemleri dert olmaya başlamıştır” diye konuştu.
BAŞARILI SONUÇLAR VERDİ
“Stent ile damar açma işleminin o kadar yaygınlaşmıştı ki damar tıkanıklığının giderilmesi için yapılan kalp cerrahisinin neredeyse gereksiz olduğu iddia edilir olmuştur” diyen Biçeroğlu, şöyle devam etti: “Bilim adamları stentler ve by-pass cerrahisi arasında tekrarlayan bilimsel kontroller yaparak doğruyu aramaya yılmadan devam etmiştir. Günümüzde ise gelinen nokta maalesef yanlışlarla doludur. Hastalar tarafından her darlığın stentle açılmasını isteme talep etme ve açık kalp cerrahisinden kurtulma yolu olarak stent mucizesine bu denli inanma hekimi bazı tıbbi zorluklarla baş başa bırakmıştır.”
STENT KULLANIM İLKELERİ
“Neyse ki bilim bu konuda da biz hekimler yalnız bırakmamış stent kullanım ilkelerini doğruları ile anlatmaya devam etmiştir” diyen Biçeroğlu, “2018 yılından sonra yapılan güncel bilimsel çalışmalar ile stent kullanımı eskisine göre daraltılmıştır. Artık stent işlemi için hekim birçok açıdan hastayı değerlendirmek zorunda kalmış değişik skorlama sistemleri ile hastaları daha bilimsel değerlendirmeye başlamıştır” ifadelerini kullandı.
DEĞERLENDİRME İLKELERİ
Stent işlemi için bilimsel olarak hazırlanan değerlendirme ilkeleri hakkında bilgiler veren Biçeroğlu, “Stentin hangi şartlar altında takıldığı, hangi damar için takıldığı, kaç tane takıldığı, hangi bölgeye takıldığı ve hastada başka hastalıkların varlığı gibi sorular işlem öncesi cevaplanmalıdır. Bu ve benzer ilkesel sorulara cevap alınarak yapılan stent işlemlerinde sonuçlar yüz güldürücü olmaktayken bunların göz ardı edildiği durumlarda maalesef sonuçlar hoş olmamıştır. Acil durumlar dışında takılacak stentler veya cerrahiye alternatif kalp ekibinin size önermediği, kişisel kararlar ile verilmiş, stentleme işlemlerinde kararın ne kadar doğru olduğu tekrar tekrar gözden geçirilmelidir” diye konuştu.
TEK STENTLE HASTALIK ÇÖZÜLÜR MÜ?
Biçeroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belki de yanlışın başladığı nokta burasıdır. Damar tıkanıklığını su borusu tıkanıklığı ile eş tutmak doğru değildir. Nitekim tıkanan mutfak borusunu açtığımızda sorun çözülmüş olsa da kalp damarını açmakla sorun asla bitmez. Orası yolun başlangıcı olup atılan ilk adım stentin takılmasıdır. Asıl önemli olan bu aşamadan sonra yaşam tarzı değişikliği olup hastaların daha çok bu konuya dikkat etmeleri önemlidir.”