Kalça çıkığında farkındalık esas

Güncelleme Tarihi:

Kalça çıkığında farkındalık esas
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2021 20:49

Doğumsal kalça çıkığında zamanında tedavi şansı bulan bebekler, tamamen sağlıklı hale gelebiliyor. Geç kalınmış vakalarda ise hem tedavi güçleşiyor, hem de alınan sonuçlar her zaman yüz güldürmüyor.

Haberin Devamı

 

 

ÜLKEMİZDE her yıl 18-20 bin bebeğin doğumsal kalça çıkığı ile dünyaya geldiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Akın Kapubağlı, “Bu bebeklerin önünde iki seçenek var; Ya bizim bilgisizliğimiz nedeniyle bir ömür boyu sakat ve topallamaya neden olan bir kalça ile yaşayacaklar ya da doğru zamanda doğru tedavi ile tamamen sağlıklı bir yaşama adım atacaklar. Aradaki farkı belirleyen tek şey farkındalık” dedi.
Tamamen önlenebilir bir sakatlık olan doğumsal kalça çıkığına karşı mücadelede konu hakkında bilgi sahibi olmak ve belirtileri zamanında fark edip tedaviye başvurmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Akın Kapubağlı, “Görevimiz kalçayı ilk 3-4 ay içinde ameliyatsız tespit etmek. Ameliyat olacak çağa geldikten sonra tanı koymanın hiçbir anlamı yok” diye konuştu.

Haberin Devamı

Kalça çıkığında farkındalık esas

EKLEM YERİNDEN ÇIKIYOR
Doğumsal kalça çıkığı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Kapubağlı, “Doğumsal kalça çıkığı kalça ekleminin yerinden çıkmasıdır. Kalçada bir yuva ve bir topuz var. Bu yuva ile topuzun ilişkilerinin bozulmasıdır kalça çıkığı. Bunun tabii ki dereceleri var. Her zaman tam çıkık olmuyor. Kalça, çıkığa eğilimli veya yarı çıkık halde de olabiliyor. Bizim buradaki amacımız; problemli kalçaları zamanında tespit edip, bu işi erken dönemde bitirmek. Çünkü kalça çıkığı bebekte ilk üç aylık dönemde tespit edilip tedaviye alınırsa yüzde yüze varan bir oranda tedavide başarı şansımız var” dedi.
Kalça çıkığının ülkemizde çok sık görülen bir hastalık olduğunu kaydeden Kapubağlı, “Dünyada da çok sık görülüyor. Ama bazı bölgelerde ve bazı ırklarda daha fazla. Örneğin ülkemizde bin canlı doğumdan 2’sinde mevcit. Bu da yılda 1.5 milyon doğurganlığı olan bir ülke için neredeyse her yıl 18-20 bin kalça çıkığı vakası demektir” ifadesinde bulundu.

 
TEDAVİDE GEÇ
KALINMAMALI

Haberin Devamı

DOĞUMSAL kalça çıkığının yürüme çağına kadar tedavi edebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Akın Kapubağlı, zamanında teşhis için belirtilere dikkat edilmesini istedi. Kapudağlı, farklı yöntemlerle alçı ve ameliyatla tedavi yapılabildiğinin de altını çizerek, madde madde şöyle sıraladı;
* Pli asimetrisi: Bacaklardaki pli dediğimiz çizgi ve kıvrımların, önden veya arkadan bakıldığında sayı ve seviyece farklı olması. (Ancak her pli asimetrisi olan çocuğa kalça çıkığı vardır denemez. Toplumda yüzde 20 oranında kalça çıkığı olmadığı halde böyle bir asimetri söz konusu olabilir.)
* Bebeğin bacaklarının tam açılmaması: Anne çocuğun altını değiştirirken bacaklarının tam açılmadığını fark edebilir. Biri açılıyor, diğeri açılmıyorsa bu da kalça çıkığı belirtisi olabilir.
* Bebeğin normal duruş pozisyonunda olmaması: Bebeğin normal duruş pozisyonu vardır. Dizler ve kalçalar kıvrık vaziyette serbest bir şekilde. Eğer bebeğinizin bir dizi dümdüz, diğeri kıvrık duruyorsa kalça çıkığından şüphelenebilirsiniz.
* Kalçadan ses gelmesi: Bebeğinizi hareket ettirdiğinizde kalçadan ses gelmesi de bir kalça çıkığı bulgusu olabilir.
Saydığımız belirtiler nedeni ile kalça çıkığından şüphelenildiği zaman mutlaka ilk 3-4 ay içerisinde bir ultrasonografi yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akın Kapubağlı, “3-4 aylık dönemde film çekilmesinin bir değeri, anlamı yok. Ancak 6 aydan sonra ultrasonun da değeri yok. Bazen 1 - 1.5 yaşında çocuklar geliyor. Ultrason çekilmiş. Tamamen bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor” dedi.

Haberin Devamı

Kalça çıkığında farkındalık esas


DOĞUMLA İLGİSİ YOK

DOĞUMSAL kalça çıkığının doğumla alakası olmadığını belirten Prof. Dr. Kapubağlı şunları söyledi: “Bebekte kalça gelişimi yavaşsa, doğumdan sonraki kundak yapımı, dar giysiler, ara bezinin küçük olması ve yanlış bağlanması kalça çıkığı nedenidir. Aslında tamamen anne karnında olan bir kalça çıkığı da var ama o farklı. Tamamen genetik faktörlerle oluyor. Burada sözünü ettiğimiz yüzde 98 oranda karşılaştığımız tipik kalça çıkığıdır. Zaten artık kalça çıkığı terimini de kullanmıyoruz, ‘dispilazi’ diyoruz, yani gelişim eksikliği.”

 
AMELİYATSIZ
TEDAVİ ÖNEMLİ

DOĞUMSAL kalça çıkığı tedavisi için öncelikle kalça çıkığının tipinin değerlendirildiğini kaydeden Prof. Dr. Kapubağlı, şöyle açıkladı:
“Geniş ara bezinden tutun da cihazlara kadar birçok tedavi seçeneğimiz var. Ama dediğim gibi hastalığın tipine göre karar vermek lazım. Doğru ve yerinde bir tedavi uygulamak gerekir. Yoksa sağlam kalçayı cihaza koyup da üç ay sonra ‘iyileştirdim’ demenin bir alemi yok. Doğru karar vermek lazım. Bir yaşından sonra zaten herkes tanıyı koyar. Mahalledeki komşu da ‘Bu çocuğun kalçasında bir problem var’ diyebilir. Önemli olan annenin belirtileri zamanında fark etmesi ve hekimin bu tanıyı çocuk yürümeden önce koyması. Yoksa yürüdükten sonra herkes tanı koyar ve bundan sonra da yapabileceğimiz tek şey ameliyattır. Ameliyat da pek sevdiğimiz bir tedavi değil. Ameliyatta kalça yukarı kaymıştır ve çevresindeki kas ve kemikler ona ayak uydurmuştur. Yaptığımız şey bir takım kemiksel ve yumuşak doku ameliyatlarıyla başı yuvanın içerisine yerleştirip bir süre alçıda tutmak. Tabii bu, kalçanın gelişimini negatif etkiliyor. Mecbur kaldığımızda bunu yaparız ama önemli olan ameliyatsız tedavi edilmesidir” ifadelerinde bulundu.

Haberin Devamı

Kalça çıkığında farkındalık esas

ASLA KUNDAKLAMAYIN
“Bebekler asla kundaklanmamalı. Kundak, kalça çıkığına neden olan en önemli etken” diyen Prof. Dr. Akın Kapubağlı, “Maalesef özellikle kırsal kesimde hala kundak olayı var. Bu konuda da anneanne ve babaannelerin de genç kuşak üzerinde baskısı olduğunu görüyoruz. Kundağı savunanlar, ‘Bacakları eğri olacak, düzgün olsun’ diyor. Hiçbir alakası yok. Kesinlikle kundak yapımı gereksiz ve kalça çıkığını yaratan bir şey. Size bir örnek vereyim: Afrika’nın ilkel kabilelerinde hiç kalça çıkığı görülmüyor. Ama Eskimolarda ve dünyanın Kuzey bölgelerinde neredeyse 5 çocuktan birinde kalça çıkığı var. Nedeni çok araştırılmış. Afrika’daki anne, iklim koşulları nedeniyle çocuğu doğar doğmaz sartında, bacakları açık, kalça ve dizler kıvrık vaziyette tuttuğu için hiçbir şey olmuyor. Bizim kalça çıkığı tedavisinde kullandığımız cihazların ve alçıların fonksiyonu da birebir uyuyor bu pozisyona. Yani bacaklar açık, diz ve kalçalar kıvrık. Normal çocuğun anne karnındaki ve yenidoğan pozisyonu da böyledir aslında. Hiçbir zaman bacaklar bitişik halde değildir. Biz onu hemen bağlayıp zorluyoruz” dedi.

Haberin Devamı


ANNELERE MESAJ

PROF. Dr. Akın Kapubağlı, annelere üç önemli mesajını şöyle sıraladı:
* Birincisi; geniş arabezi kullanmak lazım. Bezi bağlama yeri de göbek hizasında veya göbeğin üzerinde olmalı. Aşağıda olursa kalçaları zorluyor ve çıkığa sebep oluyor.
* İkincisi; çocuğu her zaman normal gelişimine bırakın. Zamanından önce ayağa kaldırmak, bastırmak, yürüteç kullanmak da zarar verebiliyor. Bırakın çocuğunuz normal gelişimini tamamlasın.
* Üçüncüsü; emzirirken çocukların bacaklarını birleştirir pozisyonda tutmayacağız. Her zaman bir elimiz bezin üzerinde olacak. Popodan kavrayacağız ve bacakları birbirine yaklaştırmayacağız.”


GEREKSİZ MÜDAHALE
ÇOCUĞA ZARAR VERİR

“Maalesef bu konu hekimler tarafından da çok iyi anlaşılmamış ve normal kalçalara da tedavi uygulanıyor” diyen Prof. Dr. Kapubağlı, “Bu uygulanan tedavi, en az kalça çıkığı kadar zararlı. Ultrason, röntgen çekiliyor, sağlıklı yorumlanamıyor. ‘Kalçalarda gelişim geriliği var’ deniyor ve dolayısıyla bir tedavi uygulanıyor. Tedavide kullanılan cihazların yol açtığı aşırı bacak açılması, bazen kalça çıkığından daha kötü sonuçlar doğurabiliyor. O yüzden kalça çıkığını tedavi ederken çok çok dikkatli olmak ve lüzumsuz tedavilerden kaçınmak gerekiyor. Bunu niçin söylüyorum; maalesef böyle hastalarla karşılaşıyoruz. Hiçbir şeyi olmamasına rağmen cihaz verilmiş. Zaten çocuk o cihazın içerisinde çok sıkıntılı. Anne perişan, çocuk perişan ve kalçada hiçbir şey yok” bilgiseni verdi.


TEDAVİSİ OLAN
BİR HASTALIK

GÜNÜMÜZDE doğuştan kalça çıkığının yüzde 100 tedavisi olan bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Kapubağlı, şu açıklamayı yaptı: “Yeter ki erken dönemde tanı koyulup, doğru tedavi yapılabilsin. Yürüdükten sonraki tedaviler mutlaka cerrahi yöntemlerle olur. Bu da kalçada ileri yaşlarda az da olsa bazı sorunlara sebep oluyor. Ayrıca her ameliyatın risk içerdiğini de unutmamak gerekir. Bebeklerinizin kalçalarında gelecekte sorunlarla karşılaşmak istemiyorsak yürüme öncesi mutlaka dikkatli bir kalça muayenesi yaptırılmalıdır.”


ÇIKIĞI ÖNLEMEK
MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?
GELİŞİMSEL kalça çıkığını önlemenin genel olarak mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Kapubağlı, düzenli tarama yaptırılarak tanının mümkün olan en erken safhada koyulabileceğini söyledi. “Böylece rahatsızlığın erken dönemde tanınmasıyla tedavisi çok daha kolay bir şekilde yapılabilir” diyen Kapubağlı, şöyle devam etti: “Bununla birlikte, bebeğiniz bacakları düz bir şekilde sıkıca sarılmış ve birbirine bastırılmış yani kundaklanmış şekilde çok fazla kalıyorsa bu durumun kalça gelişimini yavaşlatma riski vardır. Sıkı kundaktan sakınıp, bebeğin kalça ve diz eklemlerini serbestçe hareket ettirebildiği rahat kıyafetler giymesini sağlamak kalça çıkığından korunmada yararlıdır.”


GEÇ YÜRÜR
TOPALLAR
KALÇA çıkığı olan bebeklerde yürümenin geciktiğini söyleyen Prof. Dr. Akın Kapubağlı, “Yürümeye başlayan bebeklerde bir bacak diğerinden kısa olduğu için topallama vardır. Yürüme sırasında bir kalça eklemi diğerinden farklı hareket eder ve diz dışa dönük gibi görünebilir. Bazı bebekler etkilenmiş bacağını sürükleyerek ilerler” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!