Güncelleme Tarihi:
Ahmet Güzelyağdöken
Lezzet Gönüllüsü-Gurme
Tarih boyunca her İzmirlinin ve “İzmirliyim” diyenin kıyısından köşesinden de olsa mutlaka yaşamına temas etmiş olabileceği bir yer olması sebebiyle Kemeraltı Çarsısı, İzmir’in en büyük ve en güçlü tarih-kültüryaşam merkezidir. Şehir, metropol, büyükşehir vs. ne kadar büyürse büyüsün yine de merkez gücünü barındırdığı yer, yani merkezi hiçbir zaman değişmez. Şehir büyüdüğünde, büyüyen şehirdeki cazibe merkezleri (ki bunlar zaman zaman eğlence alanları, spor sahaları, şehir garajları ve alışveriş merkezleri olabilir) de kentin merkez gücünü irili ufaklı da olsa başka başka alanlara taşıyabilirler. Bu tür yenilenmeler çağ olarak yenilenen bir şehrin modern ve teknoloji yüzünün temsil edilmesinde çok önemli ve bir o kadar da gereklidir. Oysa zaman içinde bir şeyler değişse de tarih asla değişmeyecektir. Yani şehrin merkez gücünü barındırdığı yer geçmiş birikimiyle kentin enerjisini elinde tutan bir tarih ve kültür birikimi olacaktır.
Kültür gücünü elinde barındıran tek merkez
İşte Tarihi Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in geçmiş tarihinde, şehrin tüm kültür gücünü elinde barındırmış tek merkezdir. Bir dönem unutulmuş olsa da, gücünü kaybetmeyecek ama birazcık da olsa hatırlanmayı bekleyen tarihi Kemeraltı... Karşıyaka, Bostanlı, Güzelbahçe, Üçkuyular ya da Göztepe’den vapurla çıkıp Konak İskelesi’ne yanaştığınızda veya tramvayla, otobüsle Konak’ı merkez alıp oraya gittiğinizde kafanızı kaldırıp Saat Kulesi’ni gördüğünüzde hedef noktası olarak burayı seçmeniz yetecektir. Gerçekte her eski İzmirli, “Kemeraltı’na gidiyoruz” diye yolu tarif ettiği zaman aynen şöyle söyler: Sırtınızı Saat Kulesi’ne dayadığınızda hemen Hükümet Konağı’nın yanından girilen anayol Anafartalar Caddesi’dir. Anafartalar Caddesi, İzmir’in kalbine giden damarların en önemlisidir. Anafartalar Caddesi’ne girdiğinizde sağına, soluna ve içerilerine kadar uzanıp dokunduğunuz her şey bir insan yaşamının tüm ihtiyacını karşılayabilecek durumdadır.
İzmir’in sosyal yaşam hayatının odak noktası
Geçmişte ve kısmen günümüzde her meslek grubunun temsil edildiği İzmir sosyal yaşam hayatının odak noktasıdır Kemeraltı. Madem Kemeraltı’na sabahtan başladık, akşama kadar tadını çıkarmak gerekir. Anafartalar girişinden itibaren tahmini 200-250 adım yürüdüğünüzde karşınıza bir yol ayrımı çıkacaktır. Sağdan yürüdüğünüzde Anafartalar Caddesi devam edecek, sola döndüğünüzde ise Kemeraltı Camisi ve onun çaprazında küçük dükkânda ‘Antalya Börekçisi Osman Usta’nın kıymalı, ıspanaklı, lorlu finalinde pudra şekerli börekleriyle kahvaltınızı yapabilirsiniz. Şayet kahvaltı tercihinizde güne bir çorbayla başlamak isterseniz bu yolun devamında Hisarönü Camisi’nin çevresine konumlanmış ‘Abbas’ın Yeri’, ‘Bizim Mutfak’, ‘Bizim Lokanta’ veya ‘Esnaf Lokantası Mahmut Usta’da ayak paça, işkembe, tavuk veya balık çorbasıyla ilgili tercihinizi kullanabilirsiniz. Bu tercihler arasında gidip gelirken ‘Antalya Börekçisi’nin hemen 10 adım ilerisinde bir pasajın içinde ‘Elgani Badem Ezmecisi’ne uğrayıp oracıkta badem ceviz ezmelerinin tadına bakabilir ya da küçük bir paketi koltuğunuzun altına alıp akşam kahvesi keyfinizi bu ezmelerle yapabilirsiniz. Kahvaltı, tatlı ya da çorba tercihiniz her ne olursa olsun, isterseniz badem ezmesinden yemiş olun, yemek tercihinizde çok aykırı ya da kontrast dediğimiz bir duruma karşı direnciniz varsa hemen Başdurak (Başoturak) Camisi’ne doğru yürüyüp oradaki tarihi turşucuda acılı ya da acısız turşu suyu içip kütür kütür salatalık veya lahana turşusunu afiyetle yiyebilirsiniz. Bu arada bir şeylerin çok hızlı geliştiğini ve kısa sürede bir şeyler yediğinizi düşünüyorsanız içerisine biraz tarih, biraz gezi katıp hem yediklerinizi eritip, hem de Kemeraltı’nın tarihiyle yediklerinizi pekiştirip daha da keyifli hale getirebilirsiniz.
Havra Sokağı dendiğinde hemen ayrı sayfa açarım
Örneğin, yolunuzu ilk kesen Kemeraltı Camisi görülmeye değer eski ve tarihi yapılardan biridir. Yine turşucu tarafında Başdurak veya Başoturak diye tarif ettiğimiz camiye çıkıp avlusundan çevreyi izleyebilirsiniz. Ve muhakkak Salepçioğlu Hanı’nın hemen arkasındaki muhteşem Salepçioğlu Camisi’ni görmeniz çok önemlidir. Oradan Anafartalar’a paralel olarak yürüdüğünüzde Kestelli yokuşunu ve Kestelli ayrımını dolaşarak eski işhanlarını ve biraz kafanızı kaldırarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu izleyebilir ve yine oradan, yani Kestelli yokuşundan inerek Anafartalar’a devam eden ve ileride sağda kalacak olan Abacıoğlu Hanı görebilir, ardından biraz daha yol kat ederek Havra Sokağı’nın hemen girişindeki yeni restore edilmiş Karaosmanoğlu Hanı’nın şimdiki hâli ‘L’Agora’da kısa bir mola verebilirsiniz. Ki, bu bulunduğunuz yer zaten Havra Sokağı’nın içine açılacaktır. Havra Sokağı denildiğinde Kemeraltı için hemen ayrı bir sayfa açarım. Zira Havra Sokağı, Kemeraltı ve İzmir tarihinde çok önemli bir bölgeyi ifade eder. Burası Müslüman ve Musevi nüfusun, Safarad Yahudilerinin iç içe yaşadığı bir alandır. Camiler, havralar, hanlar, fırınlar ve dükkânlar birbirini tamamlayan parçalardır. Ve bu hâliyle Havra Sokağı, Anafartalar Caddesi’nin en can alıcı yerinde, içeriye doğru giren bir sokakta, size yiyecekle ilgili her şeyi bulabileceğiniz zorunlu bir alışveriş noktasını işaret eder. Havra Sokağı bu anlamda ihtiyacız olan bakliyattan baharata, meyveden sebzeye, zeytinden peynire, tahinden helvaya, ekmekten gevreğe, balıktan tavuğa, ete, süte, peynire, sakatata ve daha birçok şeye dokunup, tadıp satın alabileceğiniz küçük ancak enerjisi en büyük sokağın adıdır. Havra Sokağı’na girip alışveriş işini bir kenarda ayrı tutarsak gezip dolaşacağımız yerler arasına Hisarönü Camisi, Kızlarağası Hanı, Şadırvanaltı Camisi’ni de koyup biraz daha acıkmış hâlde ‘Gül Kebap’ta 100 yıllık sahanlarda döner veya ‘Tire Kebapçısı Ali Usta’da Tire kebap veya katlı otoparkın yanından Anafartalar Caddesi’nde Hatuniye Camisi, Dönertaş’a doğru yürürken ‘Söğüşçü Muammer Usta’da söğüş yeme tercihini çok toksanız başka bir zamana erteleyip 100 gram dibek kahvenizi paketletip 100 adım ilerideki asırlık ‘Öztat Lokması’ ile bir akşamüstü tatlısı yiyebilir, tarihin içinden sayfaları çevire çevire adım adım dolaşıp tadına vardığınız bu yürüyüşü Emniyet Oteli’nin avlusunda demli bir çayla keyif finali yapabilirsiniz.