Güncelleme Tarihi:
Eser, darbe gecesi suçu olmamasına rağmen kendisiyle eskiden problemi olan kişilerin haksızlığına uğradığını öne sürdü; o dönemde Ege Ordusu Kurmay Başkanı olan sanıklardan Tümgeneral Memduh Hakbilen'in, darbecilerini gönderdiği emirler için, "Bunlar benim için muteber" dediğini söyledi.
FETÖ/PDY'nin darbe girişiminin ardından hazırlanan 1300 sayfalık iddianamenin İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edilmesinden sonra 152'si tutuklu 270 sanığın yargılanmasına Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda devam edildi. Yoklamayla başlayan duruşmada, Ege Ordu Komutanlığı Kurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Hakan Eser'in ifadesi alındı. Uzun bir savunma yapacağı söyleyerek sözlerine başlayan Hakan Eser, ilk olarak meslek yaşamını ayrıntılı şekilde anlattı. Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep ile geçmişte ABD'de görev yaptıklarını, ancak mesafeli bir ilişkilerinin bulunduğunu ifade eden Hakan Eser, "Karargaha en erken gelen ve en son çıkan kişiyim, bu nedenle de her şeye tanığım. Benim görevim Kurmay Başkanı Memduh Hakbilen'e yardım etmekti. Bana bağlı 4 başkanlık vardı. Memduh Hakbilen, yetkisi olmamasına rağmen komutan yardımcısı gibi davranırdı. Benim, Ankara'da yapılan darbe planlamasından haberim yok. O bayram tatilinde çocuğumun tedavisiyle ilgilendim ve tatil öncesinde de kayınvalidemi kaybettim" dedi.
ORDU KOMUTANI, EDREMİT'E GÖNDERİLMEK İSTENMİŞ
Hakan Eser, kedisi gibi tutuklu yargılanan Memduh Hakbilen'e ile ilgili bilgiler de verdi. 12 Temmuz günü izne çıkan Hakbilen'in kendisine görevi devrettiği sırada yaptıkları toplantıyı anlatan Hakan Eser, "Bu toplantıda yaklaşan YAŞ'tan konuştuk. Bu sırada Memduh Hakbilen, Edremit'teki Tugay Komutanı Tuğgeneral Nihayet Ünlü'nün de terfi için listede bulunduğunu söyledi. Ardından YAŞ'a katılacak olan Orgeneral Abdullah Recep'in olumlu düşünmesi için onu 15 Temmuz günü Edremit'e göndermeyi planladığını anlattı. Bizim yanımızdan çıktı ve ordu komutanının yanına gitti. Yaklaşık 5 dakika sonra geldi ve komutanın 15 Temmuz akşamı Edremit'e gitmeyi kabul ettiğini söylediğini anlattı. Kendisi de izne çıktı" diye konuştu.
DARBE OLDUĞUNU TELEVİZYON GÖRÜNTÜLERİNDEN ANLAMIŞ
Darbe gecesini de ifadesinde ayrıntılı olarak anlatan Tuğgeneral Hakan Eser şöyle devam etti:
"Benim kitap çalışmam vardı. Bilgisayar üzerinde evde bu çalışmalarımı yaparken, saat 22.00 sıralarında ordu nöbetçi subayı beni askeri hattan arayıp önemli bir olumsuzluk olmadığını söyledi. Bu telefonunu kapanmasından kısa süre sonra yine askeri hattan arandım. Bu telefonun gelmesi normal değildi, bir olumsuzluk olduğunu hissettim. Nöbetçi subay bu kez, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Yıldırım Harekatı mesajının geldiğini söyledi. Bu mesajlar savaş gibi önemli durumlarda gelirdi. Hemen okumasını istedim. İlk okumasından ne olduğunu anlamadım. İkinci kez okuttum. Bir birliğin Ankara'ya naklinden bahsediliyordu. Ben de terör olaylarından dolayı olabileceğini düşündüm. Bu sırada oğlum yanıma geldi ve Ankara'da uçakların alçaktan uçtuğunu söyledi. Sonra televizyonu açtığımda, köprüdeki askerleri gördüm. Ben bu görüntülerden, darbe belirtisini anladım. Emir komuta zinciri içerisinde darbe olduğunu düşündüm. İki tane tabancam ile kitaplarımı yanıma alıp karargaha gitmek içini aracı bekledim. Sonra da karargaha gittim."
CUMHURBAŞKANININ DERDEST EDİLDİĞİ SÖYLENMİŞ
Karargaha geldiği sırada burada aralarında sivil ve üniforma giymiş askerleri gördüğünü söyleyen Hakan Eser, "Bu kişiler nereden çıktı diye düşündüm. Başlarında Albay Oksal Çelik vardı. Ne oluyor diye sordum. Bu sırada bana Kuvvet Komutanlığından gelen üç mesaj iletildi. Bu kağıtları elime alıp odama çıktım. O gruptaki kişiler de benimle odama geldi. Onların bu şekilde gelmelerinden rahatsız oldum. Tepkimi hareketlerimle gösterince de bir bölümü çıktı. Bu sırada Oksal Albay bana, askeri darbenin olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da derdest edildiğini söyledi" dedi.
Bu arada gelen mesajları da incelediğini de aktaran Hakan Eser, "Emirlerde karargahta kordinatör atanması isteniyordu. Bu emirlerde isimleri geçen askerleri görünce bu darbenin emir komuta zinciri içerisinde yapıldığından şüphelendim. Artık emirlere tereddütle yaklaşmaya başladım. Birileri darbe yapıyordu ama kimin yaptığı belli değildi. Darbenin lideri kim fikrim yoktu. Cuntanın darbe yaptığını anladım. Ama ordu komutanının safını da bilmiyordum. Aramaya da cesaret edemedim" diye konuştu.
ORDU KOMUTANI KORUMALARIYLA KARARGAHA GELMİŞ
Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in, darbe gecesi karargaha geliş anlarını da anlatan Hakan Eser, komutanın tam teçhizatlı korumalarla hızla içeriye girdiğini söyledi. Hakan Sever, "Ordu komutanının olaydan 15 gün sonra verdiği ifadesinden dolayı üzüldüm. Yapılanlar çarpıtıldı. Güya sıkıyönetimden gelen emirleri eline tutuşturmaya çalışmışım. Öyle birşey yaşanmadı" dedi.
KUMPAS MAĞDURU ASKERLER WHATSAAP GRUBU KURMUŞ
Geçmişte Balyoz, Ergenekon ve askeri casusluk gibi davalardan yargılanıp beraat eden askerlerin darbe girişimi sırasında kendi aralarında WhatsApp grubu kurup, silahlı olarak birliklere gittiği bilgisini de veren Hakan Eser, Mahkeme Başkanı Oktay Tabur'un "Bir subayın böyle sorumlu davranması, yadırganacak bir durum mu?" yönündeki sorusuna, "Evet yadırganacak bir durum" yanıtını verdi.
Memduh Hakbilen'in geldiğini sonradan öğrendiğini anlatan Hakan Eser, "Ordu komutanının odasına gittiğim zaman Memduh Hakbilen'e emir veriyordu. O gittikten sonra bana , 'Birinci Ordu Komutanı Ümit Dündar, televizyonda açıklama yapmış, ben de çıksam mı?' diye sordu. Ben de iyi olur yanıtını verdim. 'Bir beyanat hazırlayayım' dedi. Sonra da televizyona çıkıp konuştuğunu duydum. Komutanlıkta Memduh Hakbilen'in yaptığı toplantıya da Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in müdahale ettiğini söyleyen Hakan Eser, "Bu saatte toplantıya gerek yok dedi ve herkesi odasına gönderdi. Bir süre sonra ordu komutanı bana Memduh Hakbilen'i görevden aldığını, beni tekrar kurmay başkanı yaptığını söyledi. Memduh Hakbilen odasında gözaltına alındı. Sinirli şekilde odasına geldi. Bana elindeki kağıdı uzattı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gelen bir yazıydı. Orada yazılanlar için 'Bu emir benim için muteber' dedi. Mesaj yazılı kağıdı bana uzattı, 'Senin insafına kalmış' dedi. Yazıda en son gönderilen emirlerin yerine getirilmesi isteniyordu ve uymayanların cezalandırılacağı yazıyordu. Yazıda tehdit vardı. Masamın üzerine bırakıp gittim. O saatte bu tehdit anlamsızdı" dedi. Hakan Eser, durumun sakinleşmesinden sonra Orgeneral Abdullah Recep'in sık sık harekat merkezine gelip gelişmeleri takip ettiğini, bu sırada yanına gelen emir subayının, Memduh Hakbilen'in odasında telefonda görüştüğünü söylemesi üzerine ise tamamen tecrit edilmesi talimatı verdiğini anlattı.
BAŞSAVCI VEKİLİ OKAN BATO'NUN TALİMATIYLA GÖZALTINA ALINMIŞ
Gözaltına alınması sürecini de anlatan Hakan Eser, "Ben saat 22.45'ten, ertesi gün saat 12.30'a kadar karargahı terk etmedim. İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato aramış, ismimin sıkıyönetim listesinde bulunduğunu söylemiş, gözaltına alınmamı istemiş. Ben de derdimi savcılıkta anlatırım diye itiraz etmedim. Şimdi insan düşünüyor ne yaptım diye. İddianamedeki suçlamalar beni yaraladı. İddianame elime gelince sarsıldım. Bunlar yaşandı mı diye kendi kendime düşündüm. İnsan amirlerine fütursuzca iftira atmaz" diye konuştu.
Hakan Eser, Memduh Hakbilen'in sıkıyönetim komutanı olduğuna dair söylemde bulunduğuna ya da emir verdiğine dair konuşmalara tanık olmadığını da ifade etti.
BALYOZDA YARGILANMADIĞI İÇİN FETÖ'CÜ DENMİŞ
Hakan Eser, yaklaşık 6 saat süren savunmasının sonunda da, Balyoz gibi davalarda yargılanmadığı için kendisine FETÖ'cü denildiğini iddia edip şunları söyledi:
"Benim darbe gecesi, ne Ankara ne de başka bir ilden kimseyle görüşmem olmadı. Darbeyi yönetme iddiasını reddediyorum. ByLock denen şeyi cezaevine girdikten sonra gazeteden öğrendim. Whatsaap'ı bile bilmem. Somut delil olacak şeylerin hiçbirisi yok. Peki o zaman niye ben alınıyorum? FETÖ savar isimli bir site, darbe teşebbüsünden üç ay önce ismimi vermiş. Bildiklerimizi açıklamamız istenmiş, üstü kapalı tehditte bulunmuş. Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da benim FETÖ'cü olduğumu ima etmiş. Ayrıca, askeri şurada emekli edilecek kişiler olduğu söylentisi sızdırıldı. Bunu birileri böyle sızdırdı ki olumsuz motive sağlansın. Bunun için bu kişiler darbeye katılmış olabilirler. Balyoz'da dokunulmayan bizlere için FETÖ'cüdür diye yazıldı."
Darbeyi dış basından çıkan yazılardan daha önceden hissettiğini de ileri süren Hakan Eser, Orgeneral Abdullah Recep ile Memduh Hakbilen'i neden aramadığını yönündeki sorulara da, "Memduh Hakbilen, üstüm de olsa o an orada değildi. O da benim gibi televizyondan öğrendi. Benim yaptığımdan başka yapacağı bir şey yoktu. Ege Ordu Komutanıyla aramızda mesafe vardı. Benim karargaha gelmemle onun gelmesi arasında 14 dakika var. Karargaha gittim, direk kapıda bekleyen kişilerle odama çıktım. Onları odamdan kovdum. Bu sırada İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya aradı, sonra da mesajı elime aldım bu anlarda da zaten ordu komutanı geldi" dedi.
120 AVUKAT İSTİFA ETMİŞ
FETÖ/PDY'nin darbe girişiminin ardından, 152'si tutuklu 270 sanık hakkında açılan bu dava ve soruşturma sürecinde, İzmir Barosu tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca görevlendirilen toplam 120 avukatın istifa ettiği ortaya çıktı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
FETÖ/PDY'nin darbe girişiminin en önemli yerlerinden biri olan ve 'lojistik üs' olarak kullanıldığı belirtilen İzmir'de, 15 Temmuz'un ardından 801 şüpheli hakkında soruşturma yapıldı. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Berkant Karakaya tarafından, tanık ve şüpheli ifadelerinin ardından, 270 kişi hakkında kamu davası açıldı. 53 şüphelinin dosyaları ayrılırken, 481 şüpheli hakkında ise ek kovuşturmaya gerek olmadığına karar verildi. 1300 sayfalık iddianame, İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. yargılamanın, bir numaralı sanığı FETÖ/PDY'nin lideri Fethullah Gülen oldu. Aralarında Ege Ordusu eski Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen'in de bulunduğu 270 sanık, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakim önüne çıktı. Davadaki sanıklar arasında, 15 Temmuz öncesi NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57'nci Topçu Tugay Komutanı olan Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı olan Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı olan Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı olan Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı olan Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı olan Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı olan Tuğamiral Süleyman Manka, Amfibi Okullar Komutanı olan Tuğamiral Erdal Ergün, Ege Ordusu Kurmay Başkan Yardımcısı olan Tuğgeneral Hakan Eser, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Tuğgeneral Veyis Savaş ve Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı olan Tuğgeneral Ersal Ölmez de yeraldı.