Güncelleme Tarihi:
TÜMGENERAL MUSTAFA İLTER SAVUNMA YAPTI
İzmir'de, 152'si tutuklu 270 sanığın yargılandığı FETÖ/PDY davasında, darbe girişimi sırasında Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı olan Tümgeneral Mustafa İlter savunmasını yaptı. Göreve başladığı günden beri Atatürk ve vatan, millet sevgisiyle hareket ettiğini anlatan Mustafa İlter, fikri yakınlığının bulunmadığı FETÖ'yle bağlantısının da olmadığını ileri sürdü. Mustafa İlter, savunmasında ayrıca hain darbe teşebbüsünün ne hazırlık, ne de uygulama aşamasında hiçbir faaliyetine katılmadığını da ifade etti.
'DARBEYE KARŞI SADECE ÖNLEM ALDIM'
15 Temmuz günü yaşananları anlatan Mustafa İlter, bir yakınını akşam saatlerinde yolcu ettikten sonra fıtık ameliyatı olduğu için belinde ağrı hissettiğini, bu nedenle evine dinlenmeye çıktığını söyledi. İlter, "Nöbetçi amirlikten arandım. Yıldırım Harekatı mesajının geldiği söylendi. Hemen üzerimi giyinip, karargaha gittim. Kurmay başkanının da çağırılmasını istedim. Karargahta mesajı inceledim, okudum. Bir dönem de Genelkurmay'da çalıştım. Yazının altında Yurtta Sulh Konseyi yazıyordu. Fakat formatın dışında bir evraktı. Bu tür yazılarda Genelkurmay Başkanı ya da Genelkurmay İkinci Başkanı gibi imzalar açılırdı. Bunda yoktu. Bunun kalkışma olduğunu değerlendirdik. Korgeneral Mehmet Baysal'ı aradım. 'Komutanım sizi komutanlık emrine almışlar. Bana da devam demişler. Bizler tedbirleri arttıracağız, disiplinsizliğe izin vermeyeceğiz' dedim. Bize gönderilen mesajda, Mehmet Baysal'ın yerine vekaleten Tümgeneral Veli Yıldırım'ın atandığı yazılıydı. Ben bu kişiyle o gece hiç görüşmedim. Ankara'dan da kimseyle görüşmem olmadı" dedi.
Mustafa İlter, kışlada yaşanabilecek olaylara karşı önlem aldıklarını, cephanelikte tedbirleri arttırdıklarını, bunları da FETÖ'cü olmadığını bildiği kişilerle yaptıklarını öne sürdü. Darbeye teşebbüs gecesi önlem aldığını belirten Mustafa İlter, "Komutanın en önemli sorumluluğu, birliğine sahip olmak, emniyet tedbirlerini almaktır. Ben o gece toplantı yapmadım. Birlik komutanlarını çağırmadım. Erkan başkanını çağırdım. Birliğime hazırlık seviyesini yükselten çalışma yapmadım" diye konuştu.
'TERÖR ÖRGÜTÜYLE ANILMAYI REDDEDİYORUM'
Darbeye teşebbüs edenlerin kendisiyle devam etmek istemesine yönelik değerlendirmede de bulunan Mustafa İlter, "Benim isminin karşısına devam yazmışlar, ama görev vermemişler. Çünkü yapmayacağımı biliyorlardı. İsmimin bulunmasında, bilgim, onayım, iradem olmamıştır. Aktif olarak kullandıkları tümenlere kendi adamlarını atamışlardır" dedi.
Kendisinin TSK'ya, TSK'nın da kendisine ihtiyacı olduğunu savunan Mustafa İlter, "Emeklilik işlemlerini yaptırmadım. Umudumu koruyorum. PKK'yla yıllarca mücadele ettim. Çatışmalara girdim. Şimdi onun yerine başka bir terör örgütüyle ismimin anılmasını şiddetle reddediyorum. Benim içim rahat, kendime güvenim tam. Benim için yapılan suçlamaları dürüstçe muhakeme yaptığım zaman, vicdanıma kabul ettiremiyorum" diye konuştu.
'6 AY ANKARA'YA GİTMEDİM'
Mustafa İlter, Mahkeme Başkanı Oktay Tabur'un, Ankara'ya gidip gitmediğine yönelik soruya da, "Ben darbe girişiminden 6 ay öncesine kadar Ankara'ya gitmedim. Adımımı atmadım" yanıtını verdi. İddianamede tutuklu sanıklardan Tümgeneral Ahmet Cural ve Tuğgeneral Ersal Ölmez ile öğle yemeği yemekle suçlandığını anlatan Mustafa İlter, "Haziran ayında fıtık ameliyatı olmuştum. Ahmet Cural yeni öğrenmiş, yemek yemeye karar verdik. Yemeğin konusu benim sağlık durumdu. Tamamen sosyal bir yemekti" dedi.
'HÜCRE KAPISINDA FETÖ YAZIYOR'
Mustafa İlter'den sonra ise duruşmada, 15 Temmuz öncesinde İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanı olan Tuğgeneral Osman Nadir Saylan ifade verdi. Gözaltına alındıktan sonra karakolda rütbelerinin sökülmesinin kendisini çok yaraladığını anlatan Osman Nadir Saylan, cezaevinde kaldıkları bölümle ilgili de eleştiride bulundu. Kapılarında FETÖ'cü yazdığını belirten Saylan, "Hücre kapısında FETÖ yazıyor. FETÖ'cü değilim. Kabul etmiyorum. Ölünceye kadar kimse beni FETÖ'cü olarak nitelendiremez. Bu çok ağır bir suçlama. Biz FETÖ metö bilmeyiz. Babam, dedem asker. Asker olmaları benim FETÖ'cü olmamı engellerler mi? Engellemez, ama yaşantımız ortada. Ben, çocuklarımın gittiği okulları bile araştıran birisiyim" dedi.
Kurmaylığı kazandıktan sonra askeri üniformayla Karacaahmet Mezarlığı'nda babasının mezarını ziyaret etiğini anlattığı sırada gözleri dolan Osman Nadir Saylan, Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner ile de yakın ilişkide bulunduklarını anlattı.
'HUKUK HERKESE LAZIM, BANA BU KADAR ERKEN OLACAĞINI DÜŞÜNMEDİM'
Balyoz ve Ergenekon yargılamaları sürecinde sık sık gündeme gelen 'Hukuk herkese lazım' sözünü ifadesi sırasında hatırlatan Osman Nadir Saylan, "O süreçte çok söyleniyordu. Ben de bunlardan etkileniyordum. Ama bu kadar yakın bir zamanda bana lazım olacağını düşünmedim" diye konuştu.
Hiçbir terör örgütüyle ilişkisinin olmadığını, suçlamaları kabul etmediğini dile getiren Osman Nadir Saylan, "Bu kadar general ve amiral, darbe yapmak isteseydi, sonucunu siz de tahmin edebilirsiniz. Emir verir, giderlerdi. Darbenin başarılı olmamasının en büyük sigortası biziz. Sayın Cumhurbaşkanı bunu böyle bilsin" dedi.
Darbe girişimini de yemekte bulunduğu sırada bir arkadaşının kendisini aramasıyla öğrendiğini anlatan Saylan, ardından gelişmeleri televizyondan takip ettiğini söyledi. Osman Nadir Saylan, darbe teşebbüsü gecesine ilişkin olarak ise, "Altında Yurtta Sulh Konseyi yazan belgenin geçersiz ve kanunsuz olduğunu düşündüm. Astlarıma böyle emir verdim. Gelen emrin Genelkurmay'dan mı geldiğini, yoksa korsan mı olduğunu başta anlamadık. Evrak Genelkurmay'dan gelse bile bu emre uymayacaktık. Neyin, ne olduğunu anlamaya çalıştık. Memduh Hakbilen'i de sıkıyönetim komutanı olduğu için değil, ne olduğunu anlamak için ve aynı kışla içerisinde bulunduğumuz için aradım. Askeri hattan aradım. Bana cevap vermedi. Ben de ısrarcı olmadım" dedi.
FETÖ kapsamında tutuklu bulunan Korgeneral Metin İyidil'in de kendisini üst komutanı olarak Ankara'dan aradığını söyleyen Osman Nadir Saylan, "Bana 'Nadir paşa neredesin' diye sordu. Gelen yazıyı kendisine söyledim. Emri dikkate almadığımızı anlattım. O da bana, 'Tabii ki emri yerine getirmiyoruz. Devletin ordusuyuz. Kimsenin adamı değiliz. Gerekirse yanına adam al, ordu komutanını kurtarın' dedi" diye konuştu.
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Duruşma sonrasında Mahkeme Başkanı Oktay Tabur, tahliye taleplerini değerlendirip, Salih Sevil, Mustafa İlter ve Osman Nadir Saylan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşmayı da 6 Şubat 2017 Pazartesi gününe erteledi.