Güncelleme Tarihi:
İZMİR (AA) - İzmir'de, FETÖ/PDY örgütünün yönlendirmesiyle bazı asker ve bürokratların tasfiyesi amacıyla kasıtlı usulsüzlükler yapılarak açıldığı iddia edilen "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma davası"nda 357 sanık hakkında verilen beraat kararının ardından, davanın iki numaralı sanığı emekli Albay Coşkun Başbuğ, gasp edilen itibarlarını geri aldıklarını belirterek, "Ben bu örgütle mücadele ederken ölümü göze alarak girdim. Siz de 3 kuruşluk akılla 30 asırlık devlete kafa tutmaya çalışırsanız başınıza bunların geleceğini bileceksiniz" dedi.
Başbuğ, kararın ardından İzmir Adliyesi önünde AA muhabirine yaptığı açıklamada, davayla ilgili 3 mahkeme olduğunu, bunlar arasındaki ilahi adalet ve "aziz millet mahkemesi"nde olayın en başında, üçüncü ve son mahkemeden de bugün yargılama sonunda beraat ettiklerini kaydetti.
Artık kimin vatan haini, casus olduğunun ortaya çıktığını belirten Başbuğ, şöyle devam etti:
"Kimin hayal dünyasında yaşadığını, kimin vatan haini olduğunu gördük. Bizler, tam da gösterdiğim yerde gasbedilen itibarımızı geri aldık. Onlar tam da gösterdiğim yerde hesap verdiler, hesap verecekler, bedel ödeyecekler. Ben bu örgütle mücadele ederken ölümü göze alarak girdim. Siz de 3 kuruşluk akılla 30 asırlık devlete kafa tutmaya çalışırsanız başınıza bunların geleceğini bileceksiniz."
"Askeri casusluk" davasının sanıklarına bu süreci yaşatan FETÖ/PDY'nin basit bir örgüt olmadığını öne süren Coşkun Başbuğ, "Kinle, nefretle, önyargılı olarak konuşmuyorum. Devletine 30 yılını vermiş, istihbaratçı subay kimliğiyle, albay rütbesini takma şerefine ermiş bir kişi olarak bilgi, belge, akıl ve mantıkla konuşuyorum. Artık uyanın... Bu örgüt, FETÖ gösterildiği gibi dünyaya Türkçeyi, Türklüğü, dinimizi yayan bir örgüt değil. 'Dünyayı Türkleştiriyoruz' masalı ile milletimizin aklını elde etmeye çalıştılar. Oysa tam tersine emperyalizmi ve İngilizceyi dünyaya, özellikle de Orta Doğu ve İslam coğrafyasına sokmak amacıyla İngiltere, Amerika ve İsrail tarafından kurulan bir örgüttür. Başına da Fetullah Gülen oturtulmuştur. Mesele bu kadar basittir."
- Avukat görüşleri
"Askeri casusluk" davasında 8 sanığın avukatlığını üstlenen Atilla Ertekin, kararı devrim olarak nitelendirdiklerini, bir devrin sona erdiğini, zor dönemlerden sonra hukukun galip geldiğini belirtti.
Dava sürecinde sanıkların büyük zorluk yaşadığını ifade eden Ertekin, daha adını bile yazamayan insanların casusluktan yargılandığını, ancak dava sonunda aklandığını, artık bu süreci sanıklara yaşatanlara hesap sorulmasını istediklerini belirtti.
Avukatlardan Aykanat Kaçmaz ise "bir akıl tutulmasının beraat kararı ile sona erdiğini" ifade etti.
Gerçeğe ulaşmanın çok uzun sürdüğünü dile getiren Kaçmaz, "Esas mağduriyeti yaşayanlar şimdi mutluluğu yaşıyorlar. İnşallah temyiz süreci çok kısa ve bizim lehimize sonuçlanır" diye konuştu.
Avukat Mahir Işıkay da Cumhuriyet tarihinin en büyük kumpaslarından birini sonlandırıldığını dile getirerek, "Artık geriye dönüş zamanı. Bu kumpası kuranların Türk milleti önünde adil yargılanmalarının takipçisi olacağız, gereken cezayı almalarının zamanı geldi. Sanıklar sadece geleceklerini değil, itibarını, ailelerini yitirenler oldu. Geç de olsa adalet tecelli etti" diye konuştu.
Avukat Murat Ergün, yargılanan sanıklarının suç işlemediğinin tespit edilerek beraat kararı alındığını dile getirdi.
Öte yandan, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) İzmir Eşgüdüm ve Konak Şube Başkanlığı üyeleri de hakkında beraat kararı verilen sanıklara destek veren açıklamada bulundu ve "Son kumpas da çöktü ilk kumpas mağduru hala hapiste. Murat Eren'e özgürlük" yazılı pankart açtı.