Güncelleme Tarihi:
İZMİR (AA) - Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) sözcüleri, kaza ile siyanürlü bileşik ve ağır metallerin kontrolsüz biçimde doğaya karışmasına neden olduğu iddiasıyla Bergama Ovacık Altın Madeni İşletmesi'nin derhal kapatılmasını istedi.
EGEÇEP eş sözcüleri Prof. Dr. Ali Osman Karababa ve Burçak Karaman Uysal imzası, "Bergama'daki siyanür kazası karartılmasın, maden derhal kapatılsın" başlığıyla yapılan açıklamada, Bergama-Ovacık Altın Madeni işletmesinde 21 Kasım Cuma günü meydana gelen kazada, madenin ikinci atık barajına siyanürlü çamur taşıyan borunun patladığı, kaza sonucu tonlarca siyanürlü bileşikler ve ağır metaller içeren atığın dereye karışarak çevre ile halk sağlığını tehdit ettiği iddia edildi.
Siyanürün dünya üzerindeki en zehirli bileşiklerden biri olduğuna dikkat çekilen açıklamada, sağlık sorununa maruz kalanların oranının en yüksek olduğu sektörün de madencilik olduğu hatırlatıldı.
Riskli ve sorunlu bir çalışma alanında Bergama Ovacık Altın Madeni'nin yapı kullanma izni olmadan açılma ruhsatı aldığı ve kapasite artışıyla faaliyetlerini sürdürdüğü vurgulanan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Bugün, Bergama Ovacık altın madeninde meydana gelen kaza ile ilgili başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere sorumluluğu bulunan tüm yetkili kurum ve kuruluşları göreve çağırıyor, hukukun üstünlüğü ve bilimsel gerçekler doğrultusunda maden işletmesinin faaliyetlerinin bir an önce durdurulmasını, olası felaketler için önlem alınmasını istiyoruz. Altıncı şirketin, cuma gününden bu yana bütün vardiyaları alarma geçirerek kazanın izlerini yok etmeye çalıştığı bilgileri geliyor. Böyle bir ortamda altın madeninin yaşanan sorunla ilgili rutin tamir ve bakım açıklaması yapmasını suçu karartma ve geçiştirme çalışması olduğunu düşünüyoruz. Haziran 2006 yılında Eşme ve köylerinden yaklaşık bin 500 yurttaşın siyanürle zehirlendiği Kışladağ Altın Madeni'ndeki kazanın karartılması gibi bu kazanın da karartılacağı endişesini taşıyoruz."
EGEÇEP sözcüleri, başta Narlıca köylüleri olmak üzere, yöre halkının endişe ve korku içinde olduğuna işaret ederek, çevre ve halk sağlığı açısından gerekli önlemlerin alınmasını istedi.