Güncelleme Tarihi:
Mehmet GÜNEY/İZMİR, (DHA)- İZMİR’de, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Taner Kılıç’ın, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) üye olduğu iddiasıyla 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davada mahkeme heyeti, dosyayı ‘Büyükada’ davasıyla birleştirilmek üzere İstanbul’a gönderdi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, FETÖ/PDY'ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, geçen 6 Haziran’da polis tarafından operasyon düzenlendi. Operasyonda, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı avukat Taner Kılıç gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Kılıç tutuklandı. 2002 yılından beri çeşitli dönemlerde Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin Yönetim Kurulu’nda yer alan ve 2014 yılından bu yana da başkanlığını yapan Taner Kılıç’ın, FETÖ/PDY üyeleri ile bağlantılarının olduğu ileri sürüldü. Kılıç’ın, aralarında FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle aranan Emre Uslu ile Önder Aytaç’ın da bulunduğu çok sayıda şüpheliyle haberleştiğinin belirlendiği iddia edildi. Örgütün şifreli haberleşme programı ByLock’u da kullanmakla suçlanan Taner Kılıç’ın, FETÖ/PDY’den aranan firari Emre Uslu ve Önder Aytaç gibi şüphelilerle mail ile yazıştığı, o yazışmalar sonrasında kamuoyuna yönelik FETÖ operasyonlarını eleştiren açıklamalarda bulunduğu ileri sürüldü. Soruşturmayı yürüten savcı, Taner Kılıç hakkında ‘Terör örgütüne üye olma’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açarken, iddianame İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
'FETHULLAH GÜLEN’İ TANIMAM'
İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Taner Kılıç, sanık avukatları, yakınları ile Uluslararası Af Örgütü temsilcileri katıldı. SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile savunması alınan ve 4 ay 20 gündür tutuklu olduğunu belirten sanık Taner Kılıç, "İddianamede FETÖ üyesi olduğum belirtiliyor. ByLock programı indirmedim, kullanmadım. Bank Asya'da hesabım vardı. Ancak örgüt liderinin para yatır dediği dönemde ben tam tersine para çektim. Hesap kullanımım ise tamamen işim gereğidir. Örgüt lideri Fethullah Gülen’i tanımam, ziyaret etmişliğim de yoktur. Örgütün okullarına gitmedim, evlerinde kalmadım. Bu örgütle legal ya da illegal bağlantım yok. Hiçbir şekilde himmet vermedim. 25 yıldır avukatım. Yargı ya da bürokrasiye girmeye çalışmadım. Örgüt üyelerine soruların dağıtıldığı dönemde ne talep ettim ne de teklif eden oldu" dedi.
Bu davanın açılmasının Uluslar arası Af Örgütü’nün çalışmalarından dolayı olduğunu düşündüğünü belirten Taner Kılıç, "Ben cezaevine girdikten 30 gün sonra yapılan ‘Büyükada’ toplantılarında sanık oldum. Bir anda iddianameyi hazırlayan savcı beni o davaya sanık olarak ekledi" diye konuştu. Örgütle hiçbir ticari ilişkiye girmediğini ileri süren Taner Kılıç, iddianamede kimden talimat aldığının ya da kime talimat verdiğinin belli olmadığını söyledi. İddianamede örgüt üyelerinin tek kullanımlık hat kullandığı, sık sık adres değiştirdiği ve kod adı kullandığının yer aldığını belirten sanık Kılıç, kendisinin 15 yıldır aynı adresteki avukatlık bürosunu, aynı işyeri telefonu ve faksı, 15 yıldır aynı cep telefonu numarasını kullandığını ve bunların da İzmir Barosu’nda herkese açık olarak bulunduğunu belirtti. Sanık Kılıç, ne 15 Temmuz öncesinde ne de 15 Temmuz sonrasında hiçbir FETÖ davası vekilliği de almadığını söyledi.
Mahkeme heyeti, sanık Taner Kılıç’ın tutuklu yargılanmasına devam edilmesine ve davanın İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam eden ‘Büyükada’ davasıyla birleştirilmesine karar vererek, dosyayı İstanbul’daki mahkemeye gönderdi.
İstanbul'daki davada, Büyükada'daki bir otelde gizli toplantı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Yurttaşlık Derneği ve İnsan Hakları Gündemi Derneği temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 11 sanık yargılanıyor. Bu davadaki tutuklu sanıklar ilk duruşmada tahliye edildi.
FOTOĞRAFLI