Güncelleme Tarihi:
Erkan İYİGÜNGÖR
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yetkiner, yapay zekânın üniversite ekosistemine olumlu etkilerini anlattı. Teknolojinin günden güne hayatımıza olan etkisinin arttığını kaydeden Yetkiner, “Elektrikli otomobillerin ortaya çıkış tarihi 19’uncu yüzyılın başlarına kadar gitse de kullanımda yaygınlık kazanmaları son 10 yılda olmuştur. Günümüze gelindiğinde ise muhtemelen çok kısa bir süre sonra yollarda mevcut olan elektrikli otomobil sayısı pek çok ülkede petrol tabanlı enerji kullanan otomobil sayısını geçmiş olacaktır. Bugünlerde buna benzer bir gelişme de yapay zekâ için yaşanmaktadır. 20’nci yüzyıl ortalarında ortaya çıkan bu kavramın, başta ekonomik ve sosyal olmak üzere yol açacağı büyük değişiklikler, özellikle ChatGPT gibi uygulamaların kullanıma açılmasıyla daha yaygın bir şekilde konuşulmaya başlanmıştır” dedi.
“Hiç kuşkusuz, yapay zekâ devriminin radikal değişikliklere yol açacağı sektörlerden biri ve belki de ilki eğitim sektörü olacaktır” diyen Yetkiner şöyle devam etti: “Elbette eğitim sektörü, farklı katmanları olan heterojen bir sektördür. Yapay zekânın eğitim sektöründe ilk etkilerinin üniversite ekosistemi üzerinde olması beklenmelidir. Bunun nedeni ilköğretim ve ortaöğretim müfredatının ulusal içeriğinin daha yoğun olması ve eğitimin anadilde olmasıdır. Öte yandan, üniversite müfredatı doğası gereği evrensel bir içeriğe sahiptir ve İngilizce eğitim oldukça yaygındır. Dolayısıyla, yapay zekânın eğitim sektöründe ilk olarak üniversite ekosistemini etkilemesini beklemek hiç yanlış olmaz.”
ADIMLAR ATIYORUZ
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin (İEÜ), yapay zekânın etkilerine yönelik hızlı bir hazırlık sürecine girerek bu konuda önemli adımlar attığını da dile getiren Yetkiner, “Üniversitemiz, yapay zekâyı derslerde işleyen sayılı üniversiteden biri oldu. Şu anda Mühendislik Fakültesi’nde eğitim alan öğrencilerimiz, yapay zekâyı konu alan dersler görüyor, bu alanda kendilerini geliştiriyor. Yapay zekânın dersin içinde yer alması bile son derece önemli ve örnek bir adımdır. Önümüzdeki dönemde araştırmacı yönüyle ön plana çıkan, teknoloji üreten üniversiteler fark yaratacak. Yapay zekâ sayesinde ürettiğiniz bir teknolojiyi geniş kesimlere yaymak ya da kendi alanında uzmanlaşan bir öğretim üyesinin, bilgi ve tecrübesini uluslararası alana taşıması çok daha kolay. Örneğin; Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde anlatılan bir ders, hologram yardımıyla gerçek zamanlı olarak, İngiltere’deki Loughborough Üniversitesi’nde de izlendi. Üniversite, 2025 yılında resmi olarak ders programlarında bu teknoloji ile ders izlemenin mümkün olduğunu açıkladı” diye konuştu.
FIRSATA ÇEVİRİLEBİLİR
İzmir’in birçok konuda olduğu gibi bu konuda da öncü olabileceğini hatırlatan Yetkiner, “Üniversiteler, yapay zekânın yaratacağı bu olumlu dönüşümleri doğru analiz ederek bu süreci fırsata çevirebilir. Ülkemizde ve İzmir’imizde çok değerli çalışmalara imza atan, projeleriyle uluslararası alana açılan, birçok araştırması ve makalesi yurt dışındaki saygın dergilerde yayımlanan çok sayıda öğretim üyemiz var. Bu alanda Türkiye’deki öğretim üyelerimiz, bilgi ve tecrübelerini uluslararası alanda rahatlıkla aktarabilir. Yükseköğretimde çok büyük potansiyele sahip olan, tercih edilirliği her geçen gün artan İzmir, bu alanda da farkını ortaya koyabilir” dedi.
BİRÇOK OLUMLU ETKİSİ VAR
Yapay zekânın üniversite ekosistemi üzerinde birçok olumlu etkisi olacağının altını çizen Yetkiner, “Birincisi, yapay zekâ üniversite eğitimini öğrenci açısından daha kişiselleştirilmiş, verimli ve erişilebilir bir hale getirecektir. Yapay zekâ üniversite öğrencisinin bilgiye sadece dersliklerde değil; 7/24, mekândan bağımsız ve çok daha ucuza erişimine izin verecektir. İnternet erişimi olan her öğrenci, kâğıda basılı kitap ve makale gibi yerleşik öğrenme ve araştırma kaynağına ihtiyaç duymadan, akademik bilgiye kolaylıkla erişebilecektir. Üstelik bu bilginin sınıflandırılması, özetlenmesi, kaynaklandırılması ve örneklendirilmesi çok hızlı ve eksiksiz olacaktır. Öğrenci teknik detaylarına vakıf olmasa bile bir makalenin ya da kitabın içeriğine hızlı bir şekilde hâkim olabilecektir. Bunlara ek olarak, yapay zekâ ev ödevi ya da evden-sınav için öğrenciye eksiksiz bir arka plan sunacaktır. Dolayısıyla öğrenci açısından sadece öğrenme değil, başarı da artacaktır. Yapay zekânın bu özellikleri halihazırda etik problemler içerse bile, bunların zaman içinde çözümünün geliştirileceğini beklemek gerekir. En azından standartlar mutlaka oluşacaktır” ifadelerini kullandı.
AKADEMİK BAŞARI GELİR
Yapay zekânın, ders seçiminden kayıt işlemlerine kadar pek çok hususta öğrencilere yardımcı olarak onların akademik başarılarına katkı yapabileceğini vurgulayan Yetkiner, “Örneğin, yapay zekâ, öğrencinin tüm akademik geçmişini analiz ederek hem başarılı olduğu akademik konuları hem de kişisel beceri ve yeteneklerini belirleyebilecek ve öğrenciye hangi bölümü seçmesi gerektiğinden kayıtlı olduğu bölümde hangi seçmeli derslerini alması gerektiğine kadar bir dizi öneride bulunabilecektir. Dolayısıyla, yapay zekâ sadece öğrencinin ders başarısına değil, bir bütün olarak öğrencinin eğitim serüvenine destek vererek öğrencinin akademik başarısına katkıda bulunacaktır. İkincisi, yapay zekâ öğretim üyelerinin öğrencilerine verdikleri proje, ödev ve hatta sınavları daha doğru bir şekilde değerlendirmelerini sağlama potansiyeline sahiptir. Yapay zekâ için proje ve evden-sınav gibi uygulamaların değerlendirmesini yapmak, öğretim üyesinin yapabileceği değerlendirmeden çok daha hızlı ve nesnel olacaktır. Hatta dersliklerde yapılan ve elle yazılan sınav yanıt kağıtlarının da yapay zekâ tarafından değerlendirilmesi mümkün olabilecektir. Elbette yapay zekâ intihal gibi durumları da daha yüksek bir kesinlikle tespit edecektir. Dolayısıyla, hem üniversite öğretim üyelerinin ders değerlendirmesi kapsamında harcadığı zamanın en aza indirgenmesi hem de öğrenci başarısının daha adil değerlendirilmesi mümkün olacaktır” dedi.
ZAMAN KAZANDIRACAK
Yapay zekânın üniversite ekosistemi kapsamında araştırmacılara da hem zaman hem de kapsayıcılık kazandıracağını ifade eden Yetkiner, “Halihazırda bir araştırma sorusu hakkındaki alanyazını tüm bağlantılarıyla görsel olarak ortaya koyan, makale özetleyen ya da dil kullanımını kontrol eden yapay zekâ programları mevcuttur. Bu ve benzeri olanaklar üniversite ekosistemi içinde yer alan araştırmacıların verimliliğini artıracaktır. Elbette eğitim ayağında olduğu gibi araştırma ayağında da yapay zekâ kullanımının yol açabileceği etik meseleler mevcuttur. Ancak zaman içinde bu sorunların ortadan kalkacağını beklemek yanlış olmaz. Çünkü yapay zekânın araştırmacıların verimliliğine olan katkısı yarattığı etik meselelerin çok üstündedir. Sonuç olarak, yapay zekâ üniversite ekosistemi içinde yer alan araştırmacılar için hem eğitim hem de araştırma bağlamında vazgeçilmez olacaktır” dedi.
TASARRUF SAĞLAYACAK
Yapay zekânın üniversite ekosistemine yönetsel açıdan da zaman ve personel tasarrufu sağlayarak maliyet avantajı sağlayacağını dile getiren Yetkinler şöyle örnek verdi: “Üniversite üst yönetimi üniversitenin araştırma, eğitim ve yönetsel panoramasına daha eksiksiz hâkim olacak, üniversite ve bölüm tanıtımı daha etkili yapılabilecek, ya da öğrenci kayıtlarından diploma işlemlerine kadar üniversite ekosistemindeki yönetsel işlemlerin tamamı daha etkin yapılabilecektir. Halihazırda piyasada mevcut yapay zekâ programları özellikle araştırma kısmında yoğunlaştıkları için bu alanda ticari boşluk da söz konusudur.”
YATIRIMLARA AĞIRLIK
VERME ZORUNLULUĞU
Yapay zekânın, üniversitelere birtakım yenilikleri hayata geçirme ve teknolojik yatırımlara ağırlık verme zorunluluğu doğuracağının altını çizen Yetkiner, yapay zekânın üniversite ekosistemine muhtemel etkilerini çok iyi anlamaları gerektiğini, üniversitelerin yapay zekâ teknolojisinin maliyetini karşılamaları ve bu konuda gerekli stratejik planlamaları yapmaları gerektiğini dile getirdi.
AKADEMİSYENLERE
TALEP DEVAM EDECEK
Yapay zekânın oynadığı rol ne kadar artarsa artsın, ‘araştırmacı akademisyen’ talebinin devam edeceğini belirten Yetkiner, “Dolayısıyla, araştırma üzerine uzmanlaşmış üniversiteler var olmaya devam edecek, hatta araştırmacıların ‘piyasa değeri’ artacaktır. Üniversitelerini bugünden geleceğe taşımak isteyen üst düzey yöneticilerin asli sorumluluğu; üniversitelerini hızlı bir şekilde araştırma üniversitesine dönüştürerek yapay zekâ devriminin etkilerine ön hazırlık yapmaktır. Bu dönüşümü başaramayan üniversitelerin ‘yaratıcı yıkıma’ maruz kalması bana göre kaçınılmazdır” dedi.