İzmir Kadın Kuruluşları Birliği hamile çocukları unutturmayacak

İZMİR Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Tülin Eraslan, İstanbul'daki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelen 115 hamile çocuğa ilişkin, ilgili kurumlara bildirim yapılmadığı iddiasının geçiştirilmesine izin vermeyeceklerini,  küçük yaştaki kız çocuklarının devlet eliyle korunamamasının büyük bir sorun olduğunu söyledi.

İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 5 aylık süreçte gelen, yaşları 18’in altında, aralarında Suriyelilerin de bulunduğu 115 çocuğun hamileliklerinin ve konunun adli makamlara bildirilmemesinin asla kabul edilemeyeceğini söyleyen İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Tülin Eraslan, sorunun geçiştirilmesine izin vermeyeceklerini dile getirdi. Küçük yaştaki kız çocuklarının devlet eliyle korunamamasının da büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Eraslan, "Bu konunun geçiştirilmesine asla izin veremeyiz. Çocuklara karşı cinsel istismar suçuna giren bu durum hem çalışan personel hem hastane yönetimi hem de Valilik kanalıyla örtbas ediliyor. Yasalarımıza göre 18 yaş altı resmi nikahı olmayan hamile kız çocuklarını adli makamlara bildirmemek suçtur. Ayrıca bildirildiği halde sessiz kalmak hem yasal hem vicdani daha da büyük suçtur. Türk Ceza Yasası bu konuda açıkken, yetkililer örgütlü bir şekilde yasaya karşı direnmişlerdir. Olayın ortaya çıkmasını sağlayan sağlık personeli sürgün edilmiştir" dedi.

"KAÇ ÇOCUK DOĞUM YAPARKEN HAYATINI KAYBETTİ?"

Kadın sivil toplum örgütleri olarak yıllardır küçük yaştaki kız çocuklarının evlendirilmesi, hamile kalması ve istismarı ile ilgili konularla mücadele için çalıştıklarını söyleyen Başkan Eraslan, devlete ve yasalara güvenmek istediklerini kaydetti. Müftü ve imamların nikah kıyması konusunda hala tereddütleri bulunduğunu dile getiren Eraslan, "Devletin başhekimi, valisi yasaları uygulamıyorsa, imam ve müftülerin de uygulayacağının garantisi yoktur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileri bu konuda endişelenmememizi ve mutlaka 18 yaş altı hamilelik ve evliliklerinin aile hekimleri yolu ile kayıt altına alınacağını bizlere bildirmişlerdi. Fakat Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bu vakanın yaşanması ve olayın gizlenmesi bizde çok ciddi endişelere yol açmıştır. Başka hastanelerde de kimbilir ne çok 18 yaş altı hamile kızlarımız vardır ve gizlenmiştir. Ya da kimbilir kaç çocuğumuz doğum yaparken hayatını kaybetmiştir? Onları hamile bırakanlar hakkında suç duyurusu yapılmış mıdır" diye konuştu.

"BU EBEVEYNLER CEZALANDIRILMALI"

Bu sosyal yaranın en etkili çözümünün devletin liseyi bitirene kadar eğitiminin zorunlu hale getirilmesiyle sağlanacağını ifade eden Tülin Eraslan, şöyle konuştu:

"Kızlarını lise son sınıfa kadar okutmayıp çocuk yaşta evlenmelerine izin veren ebeveynler cezalandırılmalıdır. Devlet bu konuda teminatımız olmalıdır. Her zaman işbirliğine açığız ama yeter ki devlet gücünü göstersin. Kadına karşı uygulanan şiddette ve çocuk cinsel istismarlarında en ağır cezalar verilmedikçe 'iyi hal indirimi alır çıkarım' mantığında olan birçok erkek var. Bu bakış açısı değişmediği, cezalar caydırıcı olmadığı sürece bizlerin içi rahat etmeyecektir. Sürekli kadınlardan en az 3 çocuk isteniyor. Erkeklerin aile içi çocuk eğitimi ve gelişimine katılmadığı bir ülkede 3 çocuk istemek hiç adil değildir. Önemli olan nitelikli çocuk yetiştirmektir. Türkiye'nin ekonomik şartlarında tek başına çalışıp evi geçindirmeye ve çocuklarının kaliteli eğitim almasına ekonomik gücü yeten kaç erkek vardır? Kadının iş hayatında, bilimde, sanatta, teknolojide, siyasette başarılarının konuşulduğu bir Türkiye özlemi içerisindeyiz. Kadınların ve çocuklarının mutlu olmadığı, korunamadığı bir ülkede ne  ilerlemeden ne de mutlu aile yada toplumdan söz edilemez."

Nevra UÇKAÇ / İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAFLI