IHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2015 16:18
MEMUR-SEN İZMİR İL TEMSİLCİLİĞİ TARAFINDAN KONAK MEYDANI'NDA DÜZENLENEN PROTESTO EYLEMİNDE, ÇİN MALLARINA BOYKOT ÇAĞRISI YAPILDI.
Memur-Sen İzmir İl Temsilciliği, düzenlenen protesto eyleminde Doğu Türkistan’daki yaşananları kınayarak, Çin mallarına boykot çağrısı yaptı.
Memur-Sen İzmir Temsilciliği, Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslümanlara yönelik yaptığı zulmüne sessiz kalmayarak Konak Meydanı’nda bir protesto eylemi düzenledi. Konak Hisar Camii’nde kılınan Cuma namazının ardından bir araya gelen üyeler, sık sık ’İslam, insan özgür Türkistan’, ’oruca uzanan eller kırılsın’, ’insanlık susma, Türkistan’da zulüm Var’ şeklinde sloganlar atarak duruma tepki gösterdi. Protesto gösterisine, İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (İSTOK), İnsani Yardım Derneği (İHH) ve çok sayıda vatandaşta destek oldu.
"SELAM OLSUN ŞANLI DİRENİŞE"
Eylemde basın açıklaması yapan Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, Doğu Türkistan’daki yaşananlara tepki göstererek, Çin mallarını boykot çağrısı yaptı. Bina, "Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne ’dur’ demek, zulmü kınamak, boykot çağrısı yapmak için buradayız. Önce şunu belirtmeliyim ki; Müslüman Uygur Türkleri toprakları ve vatanları Doğu Türkistan’daki şanlı direnişlerini 257 yıldan beri büyük bir cesaret, kahramanlık örnekleri ile dolu ve başarı ile sürdürmekte. Müslüman Uygur Türkleri bu kutsal mücadelesini Doğu Türkistan hür ve bağımsız olana ve bu topraklarda ilahikelimetullah cari olana kadar sürdürmeye azimli ve kararlıdır. Selam olsun Uygurlu kardeşlerimize, selam olsun şanlı direnişe, lanet olsun faşist Çin’e. 15 gündür Çinli faşist askerler bölgeyi tamamen kuşatma altına aldı. Yüreğimiz yaralı. Gönül rahatlığıyla iftar edemiyoruz. Türkistan’da Oruç tutmak da yasak… Başörtülü kadınlar taciz ediliyor, keyfi bir şekilde gözaltına alınıyor. Kur’an eğitimi engelleniyor, 500 bin civarında çocuk zorla ideolojik eğitimlere tabi tutuluyor. Çin hükümeti, farklı Türkçe lehçelerinde konuşan yerli halkı Çinceyi kullanmaya zorlayarak asimilasyon politikaları uyguluyor. Mal varlıklarına keyfi bir şekilde el konuluyor, seyahat özgürlükleri kısıtlanıyor. Türkistanlı kadınlar, ’plan dışında’ hamile kaldıklarında hamileliklerinin son günleri dahi olsa mecburi kürtaja tabi tutuluyor. Nüfus planlaması dışında olan çocukların gizli olarak dünyaya getirilmesi halinde ise aileler çok yüksek maddi cezalara maruz kalıyor, doğum yapan kadın veya eşi memur ise bu kişinin görevine son veriliyor" dedi.