Güncelleme Tarihi:
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Başbakan Binali Yıldırım'ın 2014 yerel seçimlerinde İzmir'de FETÖ'cü ağabey ve ablaların CHP'ye çalıştığı yönündeki sözlerine “Ne FETÖ'cü ağabey ne abla tanırım. Seçimde kimseyle pazarlık etmedim" dedi.
İzmir'de 397 yıl hapis cezası istemiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve 129 kişinin yargılandığı, 5 yıldır devam eden davanın seyri değiştirecek gelişme bekleniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 2 Mayıs ve 22 Kasım 2011 tarihlerinde iki dalga halinde yapılan polis operasyonuyla başlatılan 'ihalelerde yolsuzluk, organize suç örgütü kurma' soruşturmasının 129 tutuksuz sanığının yargılandığı İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 25 Ekim günü yapılacak 27'nci duruşması öncesi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve avukatı Ercan Demir, ortak basın toplantısı düzenledi. Ercan Demir, dosyayı hazırlayan polisler, savcı ve hakimlerin FETÖ üyesi olmak iddiasıyla tutuklu olduklarını, dosyanın hukuk dışı FETÖ talimatı ve emirleriyle hazırlandığı gerekçesiyle mahkemeden beraat talep edeceklerini açıkladı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun avukatı Ercan Demir, duruşmalar başladığından itibaren soruşturma sürecinin, soruşturmaya başlanmasının kaynağının dahi hukuki olmadığını, yapılan delil toplama işlemlerinin usulsüz, 2011 Mayıs operasyonu sonrası bürokratların gözaltına alınmaları, tutuklanmalarının hukuki olmadığını söylediklerini açıkladı.
Başkan Aziz Kocaoğlu ve bürokratların çete üyesi olarak suçlandıkları dava süreci yaşadıklarını belirten Demir, “O günlerde bugün olduğu biri bir takım organizasyonları bizim açıklama durumumuz yoktu. Biz kamu gücünü, emniyeti ve istihbaratı elinden bulunduranlar değiliz. Biz sadece pratik içindeki olguları aktarabilirdik. Ama bugün geldiğimiz nokta itibarıyla bugün kamu görevleri, yargının ortaya koyduğu süreç var. Resmi olarak aktarıldığına göre Fethullahçı Terör Örgütü olarak tanımlanan yapı, yargı başta olmak üzere emniyet, kolluk güçleri hatta ordu içinde ciddi bir illegal örgütlenme oluşturdukları, özellikle yargı ve emniyeti kullanarak kumpas davaları ve organizasyonları yaptıkları açıklanmıştır. Biliyorsunuz bu kumpas organizasyonlarını Türkiye'de herkesin konuştuğu Ergenekon, Balyoz, Oda Tv, Devrimci Karargah, bazı KCK dosyaları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi davası dosyası bulunuyor. Yaşadığımız son birkaç yıllık süreçte kumpas organizasyonu, bu yapının neler yaptığı ortaya çıktı. Bu davaların bir kısmı beraatle sonuçlandı. Bu davalarda bir kumpas olduğu ortaya çıktı" dedi.
"TÜM İŞLEMLER HUKUKA DAYANARAK YÜRÜTÜLMEMİŞTİR"
Avukat Ercan Demir, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturma, yargı ve kolluk güçlerinin o dönemdeki görevlilerinin işbirliği içinde planlanmış bir süreç olduğunu söyledi. Planlamanın 2010 yılında başladığını, teknik takip, iletişim tespiti, telefon dinleme, ihbarcı organizasyonları ile soruşturma sürecinin başlatıldığını belirten Demir, şunları söyledi:
“Başından itibaren kaynağı hiçbir şekilde hukuktan olmayan, tüm usul ve soruşturma işlemlerinin hukuken ve kanun gereği değil FETÖ denilen yapının emir ve talepleri ile yürütüldüğü süreç yaşadık. Soruşturmanın teknik takip kararlarını veren savcı ve hakimler, yürüten emniyet görevlileri, soruşturma aşamasında belediyeye teftiş ve rapor düzenlemek üzere görevlendirilen maliye görevlileri, soruşturma aşamasında yakalama kararı veren, teknik takip, iletişim tespiti veren tutuklama kararı veren hakimler, yargılamada bu tutuklama sürecinin devamı karar veren hakimler, savcılar, polisler, tamamı FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla tutuklandılar. Dönemin başsavcısı, dönemin özel yetkili soruşturma bürosu savcısı, Büyükşehir soruşturmasına dahil olan özel yetkili savcılar, özel yetkili hakimlerin tamamı tutuklu. Bunlara yöneltilen suçlamanın genel yapıda FETÖ üyesi olmak, FETÖ ağabey ve ablalarının verdikleri talimatlar doğrultusunda soruşturma ve yargılama işleri yaptıkları öne sürülüyor. Eğer bu yapı kaynağını illegal bir örgütün talimatlarında alarak kumpas davaları ve soruşturmalar organize etmişse hiç kuşku yok ki İzmir'de bir numaralı muhatabı olan dava süreci İzmir Büyükşehir Belediyesi dava dosyasıdır. Bize göre soruşturmanın başlamasında, iddianame düzenlenmesinde, yargılamanın belli bir aşamasına kadar yürütülen tüm işlemler hukuka dayanarak yürütülmemiştir. Dolayısıyla hukuki olarak oluşturulmamış dosyanın yargılanmasının halen devam etmesinin anlamı yoktur. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda mahkumiyet dışında bir karar verme olanağı varsa yargılamanın her aşamasında beraat veya başka bir karar verilebilir. Tamamen hukuk dışı yöntemlerle elde edilmiş, usül tartışmasından öte, planlanarak oluşturulmuş dosyanın yargılamasının halen sürmesi bu süreci, bu eylem ve organizasyonun kendilerini tanımak anlamına gelir."
"KUMPAS REDDEDİLMELİ"
Avukat Demir, İzmir halkını temsilcisi olan seçilmiş belediye başkanı ve yöneticilerinin bu sürecin mağduru olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Yaşadıkları mağduriyetin kabul edilmesi ve soruşturma sürecindeki bu örgütün kumpasının reddedilmesi gerektiğini belirten Demir “Kumpas reddedilmeli, tanınmamalı. Bunun karşılığı olarak da bizim beklentimiz yarın ki duruşmada beraat kararı verilmesidir. Başkaca bir koğuşturma yargılama olmaksızın beraat verilmesi ve bu süreci gerçekleştirenlerin tanınmadığının ortaya konmasıdır" dedi.
Demir, teknik takibi yapan düz polis memurundan, süreci yöneten kolluk yöneticileri, usül kararlarını talep eden ,veren savcı ve hakimlere kadar tüm görevliler FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanmışlardır. Bu kapsam itibariyle bu dosyaya yönelik işlerin tamamının kaynağını hukuktan almayan kumpas organizasyonudur. Tanınmadığının ve reddedildiğinin ortaya çıkması açısından da mahkemeden bunu talep edeceğiz. Yarın beraat kararı verilmesini bekliyoruz" dedi.
YARGI AYAĞINDA 14 KİŞİ TUTUKLU
Avukat Demir, gazetecilerin sorusu üzerine FETÖ'den tutuklu olanların dosyalarına ulaşamadıklarını, gizlilik kararı bulunduğunu belirterek dava açılınca gizlilik ortadan kalkacağı için İzmir Büyükşehir Belediyesi dava dosyasıyla ilgili bilgiler varsa ulaşabileceklerini söyledi. Demir, dönemin Başsavcısı, Başsavcı vekili olmak üzere yargı ayağında 14 kişi, dosyanın hazırlık sürecindeki bilirkişiler arasında 16 kişinin tutuklandığını, Emniyet'teki sayıyı bilmediğini ancak o dönem İzmir Organize Suçlar Şubesi'ndeki nerdeyse tamamının 15 Temmuz öncesi başlayan soruşturma sürecinde tutuklandıkların bildiğini belirtti.
KOCAOĞLU: ÖZÜR DİLENMESİ GEREKEN BİZİZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Büyükşehire bu operasyonun neden yapıldığı konusunda bir bilgisi olmadığını ancak, belediye yönetiminin yıpratılması hedeflendiği için akla CHP'li yerel yönetimin zayıflatılmasından başka husus gelmediğini söyledi. Bir gazetecinin FETÖ'yle ilgili olarak “Sizden bir şey istediler de vermediniz mi ? Dava sürecinde sizi destekleyenler AK Parti'yi suçladı. AK Parti'den gönülden bir özür dileyecek misiniz?" sorusuna, “Benden kimse bir şey istemedi. İsteyemez de zaten. İsteseydi yanıtını alırdı" dedi.
AK Parti'den özür dilemek gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirten Kocaoğlu, “FETÖ örgütünün yaptığı ortaya çıktı. İktidar ve devleti yöneten sistem AK Parti iktidarıdır. Biz pek çok kez suçsuz olduğumuzu, başka bir gözle dosyaya bakılması gerektiğini belirterek dönemin Cumhurbaşkanı'dan Devlet Denetleme'yi görevlendirmesini istedik. 15 Temmuz sonrası gizli bir örgütün söz konusu olduğu anlaşıldı. Bizim onu bilmemiz mümkün değil. Biz devleti biliriz, devleti yöneten iktidarı biliriz. Hukuk sistemini, devlet kurumlarını biliriz. Büyükşehir Belediyesi de bir devlet kurumudur. Organizasyon şeması alınmış tepesine çete yazılmıştır. Bunarın hepsi AK Parti iktidarı döneminde olmuştur. Ne kadar katkısı vardır bilmiyorum. Elimde ne istihbarat var ne başka bir şey. Eğer özür dilenmesi gereken birisi varsa İzmir Büyükşehir Belediyesi. Bu konuda hapis yatan, mağdur olan arkadaşlarımızdır. Özür dilenmesi gereken biziz. Bizim hiçkimseyle hiçbir yer altı örgütle ilişkimiz olmamıştır" dedi.
FETÖ DAVASINA MÜDAHİL OLURUZ
FETÖ'den tutuklananlarla ilgili davada İzmir Büyükşehir Belediyesi'yle ilgili konunun gündeme gelmesi ve müdahil olmaları gerekirse müdahil olacaklarını açıklayan Başkan Kocaoğlu, 2010'da başlayan operasyonun amacının CHP'li belediyenin yara alması, itibarsızlaştırılması, genel seçim arifesinde Türkiye genelinde CHP'yi yıpratmak veya 2014 yerel seçimlerinde İzmir'deki yerel CHP iktidarını yıpratmak düşüncesi olabileceğini söyledi. Kocaoğlu “Böyledir diyemiyorum. Farklı bir nedenle de kumpas kurulmuş olabilir" dedi.
KOCAOĞLU: YILDIRIM'IN SÖZLERİNE ÜZÜLDÜM
Aziz Kocaoğlu, bir gazetecinin sorusu üzerine Başbakan Binali Yıldırım'ın 2014 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı dönemiyle ilgili söylediği “2014 seçimlerinde İzmir'de aday kampanyası yürütürken FETÖ mensubunun FETÖ örgütünün o bacı, abla ve ağabeylerini nasıl CHP'yle beraber kendilerini parçalarcasına kampanya yaptıklarına, sandık başlarını tuttuklarına birebir şahidim" sözlerini değerlendirdi. Yıldırım'a tepki gösteren Başkan Kocaoğlu, şöyle konuştu:
“Bu nerden çıktı bilemiyorum. Aradan 2.5 seneden fazla zaman geçti. Ben hiç kimseyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapmadım, yapmam da. İkincisi ben bir Allah'ın kulunu FETÖ'cü abla, ağabeydir diye tanımıyorum. Konuşulan belli başlı isimleri, o da her vatandaş gibi duyum olarak biliyoruz. Ama ağabey, abla olarak kimseyi tanımıyorum . 2014 yerel seçimlerinde kimseyle pazarlık etmedim. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden operasyonu yapan FETÖ'dür deniyor. Ondan sonraki ilk seçimde ortak olarak da ablasıyla ağabeyiyle FETÖ deniyor. Bu ne çelişki. 2014 yerel seçimlerinde İzmirliler partimize ve bizi üçüncü kez seçmiştir. Bunu başka bir yere bağlamanın, hele hele hiç alakası olmayan, uzaktan yakından alakası olmayan bizim 2014 yerel seçimlere bağlamanı kimseye bir faydası yoktur.Sayın Başbakan'ın bu konuşması gerçekten İzmir açısından da benim açımdan da kendisi açısından da üzücüdür. Çok üzüldüğümüzü de buradan ifade etmek istiyorum. İzmir ve Türkiye'de kimin nasıl yoğurt yedini herkes bilir. Bunu en iyi bilenlerden biri de Sayın Başbakan'dır."
"HAKKIMI ARIYORUZ"
Kocaoğlu, gazetecilerin davadan beraat etmeleri halinde “Kandırıldık" sözünü özür olarak kabul edip etmeyecekleri sorusuna ise “Ben hiçbir şeyi kabul etmem. O ayrı bir konu, siyasi bir konu. Biz adalet peşinde koşuyoruz. Hakkımızı arıyoruz. Beraatla sonuçlanması bizim manevi olarak moralimizi düzeltecektir. Hazırlık dosyasını yapan 52 vergi kontrolörü var. Bunların Maliye'nin M'si ile ilgili olmadığını belirterek bunların yerine maliyeyi bilen kişilerin gönderilmesini dönemin Cumhurbaşkanı'ndan istemiştik. O arkadaşlara ne oldu? Onlar da Emniyet'e evrak üretme, yalan yanlış maddi cezalar verme konusunda birçok çalışma yaptılar. Onların da bu davada çok büyük aleyhimize kanıtlar olduğuna inanıyorum" dedi. Kocaoğlu, en kısa sürede beraat etmek istediklerini davanın Ocak ayına kalması durumunda tam beş yılın dolacağını belirtti.