Güncelleme Tarihi:
İZMİR Barosu Başkanı Aydın Özcan, Anayasa Mahkemesi'nin “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağınaö dair hükmü iptal etmesine tepki gösterdi.
İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan imzasıyla yayınlanan "Çocukta Rıza Olmaz" isimli açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Karar gerekçesinde '12-15 yaş arasında bir çocuğun cinsel ilişkiye rızası varsa, suçu işleyen yetişkine ağır ceza verilmesi suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldırır' denilmesi,12-15 yaşlarındaki bir çocuğun cinsel ilişkiye rızasının olup olmadığının araştırılmasının istenmesi ise büyük bir hatadır. Mevcut düzenlemede 15 yaşını doldurmamış çocukların rızasına bakılmamakta idi. Bunun nedeni çocukların işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlayamaması ve davranışlarına yön verememesidir. Karar ve gerekçesi Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri açıkça ihlal etmektedir. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 1. maddesi gereğince daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılmaktadır. Sözleşmenin 3.maddesinin 1.fıkrasında; Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir,denilmektedir.Yine Türkiye’nin 2007 yılında imzaladığı Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi, 10 Eylül 2011 tarih, 28050 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak, resmen kabul edilmiştir. Çocuk istismarı toplumun her kesimini etkileyen sosyal bir sorundur. Çocukları korumada en önemli hususlardan biri de yasaların çocukları ne kadar koruma altına aldığının bilinmesidir. Cinsel istismarla ilgili az sayıdaki araştırmadan; Türkiye’de çocukların yüzde 20'den yüzde 35'lere varan oranda cinsel istismara maruz kaldığı ve 7-14 yaş grubundaki çocukların ise en çok cinsel istismara uğradıkları bilinmektedir. Türk toplumunun ailesel ve kültürel bazı özellikleri çocuk istismarını kolaylaştırmaktadır. Özellikle ataerkil aile yapısı, düşük eğitim düzeyine sahip ebeveyn, yoksulluk, kültürümüzde çocuğa ve kadına uygulanan şiddetin kabul görmesi, eğitimde cinsiyet ayrımcılığı, kızların erken yaşta evlendirilmesi, fiziksel şiddeti destekleyen “Dayak cennetten çıkmadır, kızını dövmeyen dizini döver vb. toplumun zihnine yerleşmiş sözler özellikle çocuklara yönelik istismarı kolaylaştırmaktadır. İstismar olayı çocuk için olduğu kadar içinde yaşadığı aile ve toplum için de çok yönlü, bazen onarımı olanaksız sonuçlara neden olmakta, çeşitli sakatlıklarla veya ölümle sonuçlanabilmektedir. Özellikle çocuklukta maruz kalınan şiddet, istismar ve ihmal, derin izler bırakmakta, akıl ve ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi ve Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi; çocukları şiddetten korumanın, toplumları şiddetten arındırmaya giden yolun başı olduğu bilinciyle, çocuk haklarının Türkiye’de gerçekleşmesi, çocuklara özgü ceza adalet sisteminin tam anlamıyla kurulması ve oluşturulacak yeni yasa metninin Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere ve çocuk haklarına dair ek protokoller çerçevesinde düzenlenmesi için her türlü hukuksal mücadeleyi yürüteceğini kamuoyunun bilgisine sunar."
İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAF