Güncelleme Tarihi:
EGE Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Salih Esen, doların ateşinin yine yükseldiğini ve enflasyonun düşürülemediğini belirterek, "Bu ortamın oluşturduğu atmosfer; yabancı yatırımcıları da olumsuz yönde etkilemekte, mevcut siyasi ve askeri şartlar, yabancı yatırımcıların da yatırım planlarını değiştirmektedir. Gelişmekte olan bir ülke olarak, en son isteyeceğimiz şey de budur" dedi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) şubat ayı meclis toplantısı meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin toplantısında bulunması nedeniyle katılamadığı toplantıyı, EBSO Meclis Başkanı Salih Esen yönetti. Toplantının açılışında Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nın devam ettiğini hatırlatan Başkan Salih Esen, şehitlere Allah’tan rahmet, acılı ailelere ve Türk milletine ise başsağlığı diledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin harekatını bir an önce başarıyla sonuçlandırmasını dileyen Esen, "Zorlu bir askeri harekattan sonra, siyasi alanda da meşakkatli bir sınav bizi beklemektedir. Küresel güçlerin, bölge üzerinde hakimiyet kurma emellerini de dikkate aldığımızda, atacağımız adımlar sadece bölgedeki hakimiyetimiz üzerinde değil, küresel ilişkilerimiz açısından da belirleyici olacaktır. Her zaman yinelediğimiz üzere, bu zorlu günlerin aşılmasında yine tek anahtarımız birlik ve beraberliktir. Bununla birlikte, Çiğli’de askeri eğitim uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilotlarımıza da Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Tecrübe uçuşu olarak adlandırılan ve sıklaşan bu vakaların titizlikle incelendiğini ve önlemlerin alındığını ümit ediyorum" dedi.
"EKONOMİ GÜNDEMDEN DÜŞÜRÜLMESİN"
Türkiye’nin AB, Rusya ve ABD ile olan ilişkilerinin değişken ve belirsiz seyrini sürdürdüğünü savunan Esen, bu süreçte, ilişkileri düzeltmeye yönelik atılan adımları olumlu değerlendirdiklerini ifade etti. Uzun zamandır gergin olan Almanya ve ABD ile olan ilişkilerin düzeltilmesine yönelik yapılan görüşmelerin çok kıymetli olduğunu belirten Salih Esen şöyle konuştu:
"Özellikle Afrin harekatı ile birlikte, sabah akşam Türkiye’de sadece bu konuşulur oldu. Mecliste bazı tasarılar görüşülse de, ekonomistler dahi, ekonomiden çok bu konulara ve 2019 seçimlerine yoğunlaşmış durumda. Oysa ki, ekonominin gündemden düşürülmesine izin verilmemelidir. Doların ateşi yine yükselmekte, enflasyon bir türlü düşürülememekte ve birçok teşvik ve önleme rağmen işsizlik oranı gerilememektedir. Bu ortamın oluşturduğu atmosfer; yabancı yatırımcıları da olumsuz yönde etkilemekte, mevcut siyasi ve askeri şartlar, yabancı yatırımcıların da yatırım planlarını değiştirmektedir. Rakamlar da, özellikle son 4 yılda yabancı yatırımların her yıl daha da azalarak gerilediğini açıkça göstermektedir. Gelişmekte olan bir ülke olarak, en son isteyeceğimiz şey de budur."
"YAŞANABİLİR KENT İMAJINA ZARAR VERİLMESİN"
Mecliste yaptığı konuşmada İzmir ile ilgili yapılan bir araştırmayı da paylaşan Esen, İzmirli bir araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen anketin İzmirlilerin kente bakış açısını ortaya koyduğunu söyledi. Ankette; 'Genel olarak İzmir’de yaşamaktan ne kadar memnunsunuz' sorusuna İzmirlilerin yüzde 81 oranında memnun, yüzde 12.5 oranında kısmen memnun yanıtının verildiğini anlatan Esen, "Yüzde 6.4’lük bir kesim ise memnun olmadığını ifade etmiş. Hemşehrilerimizin yüksek oranda memnuniyet göstermesi sevindiricidir. Ancak, yüzde 31’lik oranda azımsanamayacak ölçüde bir katılımcı da imkan olsa ‘İzmir’i terk edebilirim’ yanıtı vermiş. Bu yanıtı verenlerin büyük birçoğunluğu gerekçe olarak; kentin kalabalıklaştığını ve buna bağlı olarak ulaşım ve trafik başta olmak üzere pek çok sorunun baş gösterdiğini belirtmiştir. İzmir’e göç verileri ve son açıklanan 4.3 milyon nüfus ile kentimizin kalabalıklaştığı somut bir biçimde anlaşılıyor. Kentimizin, tercih edilir bir şehir olması elbette sevindiricidir. Ancak, ‘İzmir’in yaşanabilir kent’ imajına zarar verecek uygulamalardan da kaçınılması büyük önem taşımaktadır. İzmir’in, İstanbul’un sahip olduğu benzer sorunlara sahip olması son isteğimizdir" diye konuştu.
ARABULUCULUĞU ANLATTI
Bu ayki meclis toplantısında Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Odaman’ı ağırladıklarını belirten Meclis Başkanı Salih Esen, hukuki süreçler ve arabuluculuk sistemi hakkında bilgi verileceğini kaydetti. İş hayatındaki en önemli gündem maddelerinden biri olan işçi-işveren davalarında, daha fazla bilgilendirilmeye ve süreçleri daha iyi yönetmeye gereksinim duyduklarını ifade eden Salih Esen, oldukça uzun süren ve bu alanda maddi manevi kayıp yaşanan dava süreçleri yerine alternatif bir yöntem olarak arabuluculuğun daha çok önem kazandığını dile getirdi. Başkan Esen’in konuşmasının ardından meclis üyelerine bir sunum yapan DEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Odaman, iş uyuşmazlıkları ve arabuluculuk konusundaki soruları yanıtladı.
TEKNOLOJİ ÜSSÜ BEKLENİYOR
Meclis toplantısında son konuşmayı yapan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erdoğan Çiçekçi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün İzmir'de teknoloji üssü kurulacağına dair söylemlerini hatırlattı. İzmir'in üniversitelerinden, yükselen sektörlerine, nitelikli işgücünden yabancı sermaye kültürüne kadar barındırdığı potansiyel ile yüksek teknoloji üretime en fazla katkı koyacak illerden biri olduğunu söyleyen Çiçekçi, "İzmir'de teknoloji üssü kurulmasına ilişkin olarak Sayın Ender Başkanın 'Bu bir İzmir meselesi değil, bu ülke meselesidir' sözünü çok önemsiyorum. Çünkü, biliyoruz ki; ülkemizi büyütecek, refah seviyesini yükseltecek, pazardan pay almamızı sağlayacak olan şey katma değerli üretim ve bu ürettiğini de satabilmektir. Baktığımızda ağırlıklı olarak Asya ülkelerinin ileri teknoloji ürün ihracatında öne çıktığını, Türkiye'nin ise çok çok gerilerde kaldığını görmekteyiz. İşte bu nedenle de, teknoloji üssü projeleri bir ülke meselesidir. İzmir modelinin doğru kurgulanarak, bir an önce faaliyete geçmesi ve ülke geneline yaygınlaştırılması en büyük temennimizdir" dedi.
Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri tarifelerinin yönetmelik gereği; atıksu altyapı yönetimleri ve evsel katı atık idareleri, hizmetlerinden yararlananlardan bu hizmetlerinin maliyetini kendi belirlediği tarifelere göre toplandığını dile getiren Çiçekçi, "Sanayiler için ücretlendirme, atıksu debisi ve kirlilik yüküne, sanayi dışı aboneler için tüketilen su miktarına ya da idarece belirlenecek atıksu miktarlarına göre yapılacaktır. Ne yazık ki, her ilçe belediyesinin farklı bir tarife uygulamasını aşamıyoruz. Yönetmelikte yapılacak düzenleme ile bu farklılığın kaldırılmasını bir kez daha talep ediyoruz" diye konuştu.
Nevra UÇKAÇ / İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAFLI