Güncelleme Tarihi:
Dar ve ince sokakları, bol yeşilli bembeyaz evleri, hala mahalle kültürünü hissedebildiği semtleriyle Bodrum’un kendisi için vazgeçilmez bir yer olduğunu paylaşan iç mimar Öksüz’le biraz mimariden, biraz Bodrum’dan, biraz da pandemiden konuştuk
Sizi tanıyabilir miyiz? Çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
- 28 yaşındayım. İç mimarım ve Bodrumluyum. İstanbul’da öğrenim hayatımı tamamladıktan hemen sonra memleketime geri dönüp mesleğimi burada devam ettirmeye başladım. Beğenip benimsediğim birden çok stil ve yaklaşım var mimaride. Gözlerimin gördüğü her mekanı ve köşeyi şahsına münhasır ama bir o kadar da dengeli ve bütünlük içinde tutmaya çalışıyorum. Çalışmalarım tropikal, modern, bohem ve belki de biraz nostaljik. Ege ve Akdeniz... Mekan tasarlarken vermeye çalıştığım samimiyetten ve insanı kucaklamaktan yola çıkıyor. Biraz olsun geçmişi günümüzle eşleştirip yeni bir harman yaratma çabasındayım diyebilirim. Mimari işlerden vakit buldukça da yemek ve müzik yapmak bana çok iyi geliyor. Üzerinde çalıştığımı bir diğer konu da ‘Gibi Bodrum’... Yaklaşık 5 yıldır hayalini kurduğum yepyeni bir iş modeli. Bir hizmet ya da ürünün satışını yapmaktan çok daha fazlası. Özenle kurgulanmış bir duyguyu vererek, doğru pazarlamayla bu satışı yapmayı hedefliyor. Sevdiklerimin ya da kendimin ürettiği, tüketicinin hayatına katma değer katacağına inandığım ürün ve hizmetleri kapsayan bir platform olmasını hayal ediyorum.
MAHALLE KÜLTÜRÜ HALA YAŞIYOR
Bodrum sizin için ne ifade ediyor?
- “Havası ve suyu güzel” demeden önce, Bodrum’daki mimari ölçeğin bana oldukça iyi geldiğini söyleyebilirim. İnsanın üstüne üstüne gelmeyen bir yer burası. Denizle ilişkisi bambaşka. Gerek iklimi, gerek oksijen kalitesi gerçek anlamda beni çok mutlu ediyor. Dar ve ince sokakları, bol yeşilli bembeyaz evleri, hala mahalle kültürünü hissedebildiğim semtleriyle benim için vazgeçilmez bir yer.
DENİZ SİZİN ARA SOKAKLAR BİZİM
Bodrum’daki mekanlar hakkındaki düşünceleriniz? Favori işletmelerinizi paylaşabilir misiniz?
- Yeme içme bağlamında, turistik ve ticari kaygıyla açılan mekanların dekorasyonları ve konumları ne kadar güzel olsa da sundukları lezzet bununla doğru orantıda olmayabiliyor. Bir de tabii fiyatlar... Açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, denize sıfır lokantaları pek tercih etmiyorum. Daha çok köy içi ya da sokak arası gibi mekanlarda sanırım daha otantik ve gerçek lezzetler ortaya çıkabiliyor. Yine de birkaç yer söylemem gerekirse bu dengeyi kurabilen bazı işletmeleri şöyle sıralayabilirim: ‘Dereköy Lokantası’, ‘Bağarası Restoran’, ‘Gemibaşı Restoran’, ‘Sünger Pizza’, ‘Ada Kumbahçe Restoran’.
NEREDE O ESKİ HAFTA SONLARI
Sizden hafta sonu Bodrum programı alabilir miyiz? Neler yapılabilir? - Bu soruya, “Ah nerede o eski hafta sonları” diyesim var inanın. Yaşadığımız bu talihsiz süreç bir kenara, uzunca bir süredir evimde komün hayatı sürmekteyim. Pek dışarıya odaklı bir yaşamım yok. Yaklaşık olarak 5 senedir evimde ailem, arkadaşlarım ve zaman zaman şehir dışından gelen misafirlerimle imece usulü yemek yapıp sofra kuruyoruz. Müzik yapıyoruz ve çoğu zaman beraber yaşıyoruz. Herkes kendi yöresine ait bir şeyler pişiriyor. Birlikte oturup yiyoruz. Genelde cumartesi günleri de çalışıyorum. Pandemi öncesinde yine de bir hafta sonu programı yapmak isteseydim, pazar sabahı sahilde yürüyüşün ardından eve dönüp küçük bir kahvaltı hazırlamak, aile ya da arkadaşlarımla biraz miskinlik yapıp öğleye doğru evden çıkmak, hava güzelse biraz dağ-bayır ya da deniz havası almak, akşama doğru güzel bir yerde bir şeyler yemek ya da yine evde harika bir sofra hazırlamak. Bunları takriben de güzel bir film ya da sohbet. Sonra tumba yatak. Benden mutlusu yok.
“Pek dışarıya odaklı bir yaşamım yok. Yaklaşık olarak 5 senedir evimde ailem, arkadaşlarım ve zaman zaman şehir dışından gelen misafirlerimle imece usulü yemek yapıp sofra kuruyoruz. Müzik yapıyoruz ve çoğu zaman beraber yaşıyoruz. Herkes kendi yöresine ait bir şeyler pişiriyor. Birlikte oturup yiyoruz.”
İÇ MEKANLAR HAREKETLENDİ
Pandeminin hayatınıza ve işinize etkilerinden söz eder misiniz? Sektörünüze yansımaları ne yönde oldu? - Tahmin edersiniz ki, eve dönük yaşam sürdüğümüz bu son bir yılda iç mekan tasarımı ve dekorasyona dair insanların talebi oldukça arttı. Evlerimizde çok daha fazla vakit geçirdiğimizden, yaşadığımız alanları iyileştirmek ve güzelleştirmek, kendimize has bir hale getirmek isteğimiz eskiye göre daha çok. Bu doğrultuda kendi sektörüm için sanırım oldukça talepkar bir dönem diyebiliriz. Minimumda tükettiğimiz, maksimumda ürettiğimiz yepyeni bir dönemin başlaması ümidiyle... Umut doluyum. İnanıyorum. İyi gelecek.