İncir ağacının etrafına kurulan bir yaşam

Türkiye’de hem kamu hem de özel sektörde çalışmasının yanı sıra European Bank bünyesinde Avrupa’da, Türk Cumhuriyetleri’nde uzun süre mesai yaptı. Daha sonra Türkiye’de çalışmaya devam eden Poshor emekli olur. Emekli olunca hayali sık sık seyahat etmek olan Sabahat Poshor’un ve ailesinin hayatı 1995 yılında Peter Mayle’in Provence’da geçen ‘Hotel Pastis’ isimli kitabını okuyunca değişir. Küçük otel açma fikri Sabahat Poshor ve eşi Osman Atilla Poshor’un aklına düşer. Kitap, bir yazarın Güney Fransa’ya gelip 8-10 odalı otel açma hikayesini anlatıyordu.

Erkan İYİGÜNGÖR

ALAÇATI’nın Yeni Mecidiye Mahallesi’nde, yıllanmış serin taşları ve olgun meyve ağaçlarıyla güneşin tadını çıkaran İncirliev’in hikayesi çok öncelere dayanıyor. Sabahat Poshor aslında kimya mühendisi. Manisa Lisesi’ni birincilikle bitiren, ODTÜ mezunu, ileri derecede İngilizce bilen Poshor’un 40 yıl boyunca dolu dolu bir çalışma hayatı oldu. Bölümü kimya olan Sabahat Poshor daha sonra finans alanında uzmanlaştı ve çok önemli görevlerde bulundu. Türkiye’de hem kamu hem de özel sektörde çalışmasının yanı sıra European Bank bünyesinde Avrupa’da, Türk Cumhuriyetleri’nde uzun süre mesai yaptı. Daha sonra Türkiye’de çalışmaya devam eden Poshor emekli olur. Emekli olunca hayali sık sık seyahat etmek olan Sabahat Poshor’un ve ailesinin hayatı 1995 yılında Peter Mayle’in Provence’da geçen ‘Hotel Pastis’ isimli kitabını okuyunca değişir. Küçük otel açma fikri Poshor’ların aklına düşer. Kitap, bir yazarın Güney Fransa’ya gelip 8-10 odalı otel açma hikayesini anlatıyordu.

10 YIL SONRA…
Manisalı oldukları için sık sık buraya gelen ancak sezonun kısalığı nedeniyle Alaçatı’da otel açmak istemeyen Poshor ailesi önceleri Güney illerini düşünür. Kendisi gibi mühendis olan eşiyle otelle ilgili fizibiliteler hazırlayan Poshor, “Kime söylediysek, ‘8-10 odalı otel mi olur? 35-40 odalı yapın, turlarla anlaşın’ dediler. Biz de bir süre bu plandan vazgeçtik” diyerek oteli açmanın bir süre ertelendiğini söylüyor. Ama her yıl Alaçatı’ya tatile gelen Poshor ailesi buraya kök salmak ister. Kitabı okuduktan tam 10 yıl sonra hayaller ve hatıralar kesişir ve Mayıs 2005’te ‘İncirli Ev’ ile hayat bulur.
Bahçedeki yabani karadut ve otele adını veren koruma altına alınmış yaşlı incir ağacının olduğu evi gören aile, o eski Rum evinde otel kurmaya karar verir. Köy hayatının, komşuluğun ve dostluğun yaşamı süslediği bu muhacir mahallesinin merkezinde yer alan eski Rum evi daha ilk görüşte beğenildi. 3 gün sonra da almaya karar verildi. Aslına sadık kalınarak yenilenen bu taş ev ‘İncirli Ev’ olup ailenin yaşamına yeni bir heyecan getirdi.

MİSAFİR AĞIRLIYORUZ
Otelcilik geçmişi olmayan ama konuk ağırlamayı çok sevdiklerini ifade eden Sabahat Poshor, gelenlere de müşteri değil, misafir gözüyle baktıklarını ifade ediyor. Poshor, otel personelinin de uzun süre burada çalıştığını ve ailenin parçası olduğunu söylüyor. Oteli açtıklarından bu yana Alaçatı’ya yerleştiklerini, hatta yaz-kış kaldıklarını paylaşan Sabahat Poshor, “Otele, hayatımızı buraya taşımaya vesile olduğu için teşekkür ediyorum. Pek çok güzel dostluğumuz oldu otel sayesinde” diyor.

EŞİM BANA EL VERDİ
OTELİN tüm reçellerini eşinin yaptığını ancak kendisini geçtiğimiz yıl kaybettiklerini dile getiren Sabahat Poshor, şöyle devam ediyor: “Burada gerçekten bir ev kahvaltısı veriyoruz. Misafirler eşimin reçellerini çok severdi. 40’a yakın çeşitte reçel yapardı. Geçtiğimiz yıl onun reçel stoğu bitti. Artık reçelleri ben yapıyorum. Demek ki bana fark etmeden el vermiş. Misafirlerimiz hala reçelleri çok seviyor.” Öte yandan, İncirli Ev zamanla yurtdışından da talep görmeye başlamış. Hatta The Guardian, The Independent, Evening Standard, The Times, Sunday Times gibi ünlü gazeteler otelin haberlerini yapmış.

BURAYI ÇOK SEVİYORUZ

ALAÇATI’yı çok sevdiklerini söyleyen Sabahat Poshor, o günlere özlemini şöyle anlatıyor: “Misafirleriniz mutlu, biz mutlu… Otelimiz sakin bir köşede. Hayatını buraya taşıyan pek çok önemli insan var. Sanatçılar, akademisyenler, levantenler… Dostluk ve komşuluk devam ediyor. Ama eski Alaçatı’yı da özlüyorum. Eskiden Ilıca daha meşhurdu. Alaçatı çok bilinmezdi. Otelin bulunduğu sokaktan inekler, at arabaları geçerdi. Yazın en kalabalığında bile rahat rahat gezebilirdiniz.” Oğlu da yurtdışında oldukça tanınan bir DJ olan Can Poshor işlerinden fırsat buldukça annesine yardım ediyor.