Güncelleme Tarihi:
URLA’nın Özbek köyü limanında 1970 yılında Akın Kuşcan tarafından kurulan Akın’ın Yeri, ilk günkü heyecanla ve ilk günkü lezzetiyle müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor. Yılların deneyimini konaklama sektörüne adım atarak harmanladıklarını belirten Akın Kuşcan’ın oğlu Mehmet Kuşcan, hem restoran hem de otelde misafirleri evlerinde hissettirecek bir hizmet verdiklerini kaydetti. Restoranın kuruluş hikayesini anlatan Kuşcan, “Babam Akın Kuşcan 1970 yılında babasından kalan arsadaki barakada bu mesleğe başladı. Etraftaki birkaç balıkçıya hizmet vererek başlayan bu serüven, lezzeti ve kalitesiyle kısa zamanda yakın çevrelerden de talep görmeye ve gelişmeye başladı. Bölgeye ulaşımın kolaymaşmasıyla giderek artan talep karşısında başlarda ara sıra babamıza işlerinde yardımcı olmak için başladığımız bu işlerde küçük yaşlarda olsak da babamız sayesinde kendimizi geliştirmeye başladık. Yıllarca verilen emek ve çabayla ortaya çıkan bu eserde hiçbir zaman ilk günkü heyecanımızı kaybetmeden ürünlerimizdeki kalite ve lezzeti koruyarak Türkiye çapında bilinen bir marka haline geldi. Bugün hala yıllarca önce babamızın bize öğretti gibi mutfakta üretilen tüm mezelerin tarifini her balığın tazeliği ve hazırlanışını takip eder, misafirimizi kapıda karşılar ve giderken uğurlarız. Tıpkı küçük bir balıkçı barınağında olduğu gibi” dedi.
50 YILLIK DENEYİM
“Babam çok büyük bir ustaydı” diyen Kuşcan, “Elini tam olarak işten çekmemişti ama bize çok güveniyordu. Biz de ondan bu eli aldık. Kardeşim mutfakta ben de salonda görev alıyorum. Spor camiasından tutun, politikacılara kadar önemli kişiler gelmeye başladı. Tabii yöremizdeki taze balığı ve otları sunduktan sonra çok iyi geri dönüşler almaya başladık. Böyle ilerleyerek güzel bir konuma geldik. 50 yılı bulan bir süreç” ifadesini kullandı. Kendisinin 13, kardeşinin 12 yaşında çalışmaya başladığını kaydeden Kuşcan, “Müşterimizin en büyük tercih sebebi ara sıcaklarımızın sayısının fazla
olması. Özellikle şarap soslu kabuklularımız çok iyidir. Özbek’in balığı, jumbo karidesi, çuprası, dil balığı çok önemli. Ege otlarını çok iyi sunuyoruz. Burada önemli olan tazelik ve kalite. Bu özelliklere bir de ustalık ve tecrübe eklenince misafirlerimize en iyi şekilde hizmet vermiş oluyoruz. Şömineli güzel salonumuz, geniş bahçemizle misafirlerimizi rahat ettiriyoruz. Ortalama 50 soğuk meze, 40 çeşit de ara sıcağımız mevcut. Kardeşimin mutfakta olması, lezzetimizin püf noktası. Müşterilerimiz yıllardır burasının lezzetinin değişmediğini söylüyor. Kaliteli ürün tabii ki çok önemli ama kardeşim bu konuda hiç taviz vermez. Sürekli tadım yapar” ifadesini kullandı.
Otel fikrinin nasıl ortaya çıktığını anlatan Kuşcan şunları söyledi: “Daha sonra burada otel kurma fikrini ortaya attık.
Hemen yanımızda müthiş manzarası ve sakinliğiyle müşterimize huzurlu bir tatil imkanı sunmaya başladık. Restoran ve
otelimiz iyi bir bağ yakaladı. 12 odalı butik otel yaptık.”
Son yıllarda İstanbulluların Urla’ya akın ettiğini kaydeden Kuşcan, “Tavsiye üzerine, kulaktan kulağa yayılan markamızın kalitesi çok uzak şehirlerde bile duyuldu. Gelen herkes tavsiye ile geliyor. Hem müdavimlerimiz var hem de sürekli bizi duyup, merak eden müşterilerimiz de var. Gelen herkes buradan memnun ayrılıyor. Önemli olan sürekli yeni müşteri edinmek. Urla’daki gelişim bizleri mutlu ediyor. 12 ay yaşayan bir ilçe burası. 3-4 günlük tatillerde bile İstanbullular Urla’yı
tercih ediyor. Özellikle bağ sektörünün Urla’nın kalkınmasında, tanınmasında büyük etkisi oldu” diye konuştu.
OTEL USTALIK ESERİ
Otel Müdürü Fatih Yıldırım da 12 odalı tesis hakkında bilgiler verdi. Yıldırım, “28 metrekareden 54 metrekareye kadar geniş iç hacimleri, ferah balkonları, panoramik deniz manzaraları ve en ince ayrıntısına kadar kaliteli ürünlerle hazrılanmış odalarımız, misafirlerimizin konaklamaları boyunca tarifsiz bir deneyim yaşatıyor. Misafirlerimize tüm odalarımızda evlerindeki rahatlığı aratmayacak konforlu ve teknolojik donanımlarıyla Ege’nin eşsiz manzarasını ve huzurunu sunuyoruz” dedi.
Hizmet politikalarını anlatan Yıldırım, “İnsan odaklı hizmet veriyoruz. Vizyonumuz Akın’ın Yeri hizmet anlayışıyla misafirlerimizin konaklama süresi boyunca eşsiz bir deneyim yaşaması. Burada ağırladığımız her misafirin yanlarında güzel anılar ve tekrar yaşamak istenilecek duygularla ayrılmasıyla misafirlerimize tek seferlik hizmet değil tekrar eden bir dostluk sunuyoruz. Sağ olsunlar işletme sahiplerimiz bu anlamda bana tüm imkanları verdi. Bana kalırsa otelimiz, Akın’ın Yeri’nin ustalık eseri. Yaşanmış birçok deneyimin yansımasını görebiliyorsunuz. Geriye kalan kısım ise misafirimizi kendi evinde hissettirmemiz oldu. Hemen hemen her misafirimizden güzel geri dönüşler oldu. Butik otelin en büyük avantajı butik ilişkiler kurmak. Anında geri dönüş almak. Oda kahvaltı konseptimiz var. Kahvaltımız da Akın’ın Yeri kalitesinde. Misafirlerimize ayrıca bölgeyle ilgili rehberlik de ediyoruz. Misafirlerimiz bizden memnun kaldıkça, bizi tercih edenlerin sayısı artıyor” ifadesini kullandı.
BURADA KIŞIN DA HAYAT VAR
Urla’nın her geçen gün geliştiğini kaydeden Yıldırım, “Urla, aslında çok merkezi bir yer. Havaalanına, Çeşme’ye,
İzmir merkeze çok yakın konumda. Pandemi dönemi Urla’ya çok yaradı. Burayı çok iyi bilmeyen insanlar ‘evet burada
kışın da hayat varmış’ demeye başladılar. Önceden sadece yazın geliyorlardı. Bu esnafa da yaradı. Açılan üst düzey işletmeler herkese katma değer kattı. Çizgi ne kadar yukarı çıkarsa, yeni ve kaliteli işletmelerin gelişleri de hızlanır. Buradaki en büyük endişem, büyük işletmelerin gelmemesi. Çünkü şu an butik oteller ve butik restoranlar hizmet veriyor. Eğer o çizgi bozulursa profil değişebilir” dedi.
“2 günlüğüne gelip 5 gün 1 hafta kalan misafirlerimiz de oluyor” diyen Otel Müdürü Fatih Yıldırım, “Örneğin böyle yapan bir misafirimiz geçen sene 70 gece otelimizi tercih etti. Bu sene 50 geceleme daha yapıyor. Bu ortamı görenler ayrılmak istemiyor” ifadesini kullandı.