Güncelleme Tarihi:
Hüseyin Aslan, İzmir depreminin ardından hayata geçirilmesi gereken adımları bir kez daha tek tek sıraladı. Aslan, 117 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından evi boşaltılan veya boşaltılmak zorunda kalan vatandaşların dönüşüm konusunda büyük sıkıntı içinde olduğunu söyledi.
Depremzedelerin çaresizlik içinde olduğunu, hükümetin ve yerel yöneticilerin kendilerine her türlü desteği vermesi gerektiğini kaydeden Aslan, "Sıkıntı büyük. Mesela teknik ve hukuki olarak destek alabilecekleri bir merci yok. İkincisi, müteahhitlerle vatandaş karşı karşıya kalmış durumda. Üçüncüsü bazı müteahhitler halkın elindeki evi çok ucuz fiyatla kapatmaya çalışıyor. Dördüncüsü ise kredilerin faiz oranları yüksek, miktar ise düşük " diye konuştu.
Belediye başkanlarının vatandaşa, evlerini satmaması konusunda uyardıklarını, ancak bunun yetersiz olduğunu belirten Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Vatandaş şu an oturduğu hasarlı evini istemeye istemeye satıyorsa, yeni yapılacak konutunun maliyetini ödeyemeyecek olduğunu düşündüğü için ya da krediler yeterli olmadığından yıllardır başını soktuğu evini satmak zorunda kalıyor."
Devletin verdiği kredinin de yetersiz kaldığını, en az yüzde 70'inin karşılanması gerektiğini savunan Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, "Şu anda bankalar yüksek faizle kentsel dönüşüm için kredi veriyor. Ancak verilen kredi miktarı çok düşük. Faizler de yüksek, en az 20 yıl vadeli olmalı. Geri ödeme de vatandaş konutunda oturmaya başladıktan sonra olmalı. Müteahhit ile vatandaş karşı karşıya bırakılmamalı. Bu konuda devletin teknik ve hukuki danışmanlık yapması lazım. Ayrıca deprem fonu ile hükümet bütçeden kaynak aktarmalı. Vatandaşlar kredilerini bankalardan değil, düşük faizli toplu konut fonundan kullanmalı” dedi.
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, şöyle devam etti:
“Özellikle 1999 öncesi binaların teknik kimlikleri çıkarılmalı ve tapuya işlenmeli. Bundan böyle kiralık ve satılık daireler ile ilgili vatandaş çıkarılacak olan bina kimliğinden binanın kaç yılında yapıldığını, hangi yönetmeliğe göre, kimin tarafından ve hangi teknik şartnameye göre yapıldığını bilerek ev almalı veya kiralamalı. Binalarında hasar çıkan ve evi yıkılan bazı vatandaşların DASK'tan kredi alma umudu var. Ancak yanılıyorlar. Çünkü DASK, bina deprem sırasında yıkılırsa sigorta parası veriyor. Şu an dönüşüme girecek olanların evi yıkılırsa vermiyor. Depremde yıkılması şart koşuyor, bu da evinin yıkılmasına karar verilen vatandaşları çaresiz yap-satçı müteahhitlerin eline bırakıyor"
Hüseyin Aslan, önerilerini şöyle sıraladı:
“.1- Konut maliyeti ve faizler yüksek, en az 20 yıl vadeli olmalı. Kredi yetersiz, maliyetin en az yüzde 70'i TOKİ, Deprem Fonu ve bütçeden oluşturulacak fondan düşük faizli kredi sağlanmalı.
2- Geri ödeme oturulmaya başlandıktan sonra olmalı.
3- Devlet, toplu konut fonu, deprem fonu ve bütçeden kaynak aktarmalı.
4- İzmir’deki binaların yüzde 60’ı riskli. Orta ve yüksek riskli binalarda ikamet halen sürüyor.
5- 20-25 yıllık binalara devlet ve yerel yönetimler el atmalı, acil risk analizi yapılmalı.
6- Bina kimliği derhal hayata geçirilmeli, gerekli bilgiler apartman girişine asılmalı.
7- Hükümet ve yerel yönetimlerin öncelikli işi kentsel dönüşüm olmalı.
8- Menemen, Torbalı ve Kemalpaşa aksındaki Hazine arazilerinde uydu kentler hayata geçirilmeli.”